'Türkiye size muhtaç değil'

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki 'Valiler Toplantısı'nda ABD'yi sert sözlerle eleştirerek şu açıklamalarda bulundu:
Türkiye, içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışılıyor.
Ülkemiz, tıpkı pençeleri sökülmüş bir aslan gibi ehlileştirilmek, boyunduruk altına alınmak isteniyor. O pısırık Türkiye'ye alışmış olanlar, iddialı, vizyoner ve güçlü Türkiye'yi hazmedemiyorlar.
Bizim alan el değil de veren el durumuna gelmemiz birilerinin kabusudur. Türkiye'nin bağımsızlığına leke sürdürmeme kararlılığı birilerini ciddi olarak rahatsız ediyor.
ABD İLE VİZE KRİZİ
Bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir.
Amerika'nın Türkiye gibi bir stratejik ortağını kendini bilmez bir büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Onların aldığı karar neyse, kelimesi kelimesine aynını onlara iade edeceksiniz dedim. Biz ABD'ye muhtaç değiliz. Paramızla silah istediğimiz zaman kongre diyorsun ama terör örgütüne ücretsiz veriyorsun.
3 bin 500'e ulaşan TIR Kuzey Suriye'ye girmiş vaziyette.
KORUMALAR BIRAKTI
Sig Sauer diye bir silahı bizim polis teşkilatımız artık kullanmayacaktır. Biz kendi ülkemizin silahlarını kullanmak suretiyle bu adımları atacağız.
Biz artık bu tabancaları veya bunun daha uzun mesafelisini ülkemizde yapıyoruz ve bundan dolayı da kendi silahlarımızı kullanarak polis teşkilatımızı daha diri, daha sağlam ayakta tutacağız. Suriye'yi dünyanın en büyük silah pazarına çevirenler, eli kanlı katilleri en modern silahlarla donatanlar, tüm bunları herhalde demokrasi aşkına yapmıyorlar.
(Bu arada Erdoğan'ın korumalarının bu silahları kullanmayı bıraktığı öğrenildi.)
MESELE MİLLİDİR
Vize karşılığını verince, birileri çıkmış 'öğrenciler Amerika'ya gidemiyor' diyor. Mesele millidir, vatandır gerisi teferruattır.
Demokrasi deyip teröristleri ülkesinde saklayan bu ülkelerden başka ülke var mı?
PKK'lısını da FETÖ'cüsünü de saklayacaksın. Dosyalar gelecek dosyalara itibar etmeyeceksin.
Amerika'da benim 14 korumamla ilgili orada gözaltı kararı çıkaracaksın, tutuklama kararı çıkaracaksın, sonra görüşeceğiz diyeceksin. Bunlar federal devletin polisleri değil, eyaletin polisleridir. Lafa geldi mi koskoca Amerika'sın.
BÜYÜKELÇİ Mİ YÖNETİYOR
Eğer bir koskoca Amerika Birleşik Devletleri'ni Ankara'da büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun. Çünkü takınılan tavır, aslında budur. 'Sen benim stratejik müttefikime böyle davranamazsın, böyle hareket edemezsin' demeleri lazımdı. Ama bunu diyemediler.
Şu anda da bu yanlış, 'bu büyükelçiden gelmiştir, hükümetim adına bu adımı attım' diyorsa, Sayın Başkan da bunun arkasında duruyorsa, kusura bakmasınlar biz de aldığımız kararın sonuna kadar arkasında dururuz.
HER YERİN PROFESÖR OLSA NE YAZAR?
Emin olun çifte standartlar karşısında gösterdiğimiz sabrı dünyanın hiçbir ülkesi gösteremez. Sırtına yediği onca hançere rağmen herkesle dostluk hukukunu korumaya çalışan başka ülke yoktur. Ama öyle bir anamuhalefet, öyle bir muhalefet var ki... MHP'yi tenzih ederim. Bakınız ne diyorlar, 'Dünyada şu anda görüşecekleri ülke kalmadı.' Bakıyorsun bir tanesi kalkıp diyor ki 'Batı'dan tamamen kopmuş, Ortadoğu'ya sığınmış bir Türkiye var.' Kim, önünde de bir profesör yazıyor. Bunlar haddini bilmiyor. Senin her yerin profesör olsa ne yazar? Sen bir defa neyi müdafaa ettiğini, şu anda Türkiye'nin bulunduğu yeri, konumu bilmeyecek kadar acizsin.
KRİZİN NEDENLERİ
1- Büyükelçinin tutumu
2- Rıza Sarraf'ın tutuklanması
3- Halkbank Genel Müdür Yardımcısı'nın tutuklanması
4- Cumhurbaşkanlığı korumaları hakkında gözaltı kararı çıkarılması
5- Washington'da iki Türk vatandaşının tutuklanması, PKK'lıların serbest bırakılması
6- FETÖ'nün Pensilvanya'dan örgütünü yönetebilmesi
7- YPG'ye 3.500 TIR silah gönderilmesi
8- Suriye'nin kuzeyinde terör koridoruna destek verilmesi.
BAŞKANLARLA İLGİLİ KARAR VERİLECEK
Belediye başkanlarının durumuyla ilgili önümüzdeki hafta bazı görüşmeleri yapacağız, ondan sonra nihai kararımızı vereceğiz. Her geçen vakit aleyhimizedir ve buna da pek tahammül edemeyiz.
Seçimle gelen seçimle seçimle gider ama bunlar bağımsız bir seçimle gelip bağımsız seçimle gitmiyor. Bir parti yönetiminin iradesiyle ve yapılan ön seçimler sonucunda buralara geliyorlar.