'Türk sineması devler ligine çıkacak’

Altın Portakal’da ‘Ulusal Yarışma’ kategorisini kaldırma gerekçelerini Yeni Asır’a anlatan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “Filmlerimizin uluslararası yarışma içerisinde yer almasını sağlayarak, Türk sinemasını devler ligine yükseltmenin arayışı içerisindeyiz” dedi

Eskiden adı "Altın Portakal" olarak söyleniyordu. Akıllarda hep o ünlü kortej ile kalırdı. Hem Yeşilçam hem de dönemin oyuncularının üstü açık arabalarla yollardan geçip, Antalyalıları selamladığı festival... Yıllar geçti. O Altın Portakal hayli büyüdü. Uluslararası düzeyde 54'üncü kez düzenleniyor. Ama bu yıl festival hayli tartışmalı başladı. "Ulusal yarışma" kategorisi kaldırılıp, "uluslararası kategori" ile birleştirilince bazı sinema oyuncuları tepki gösterdi. Antalya'da buluştuğumuz Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ile festivaldeki değişimi konuştuk. Türel hayli iddialı... Değişimi şu sözlerle anlatıyor: Kendi ligimizde oynamak yerine, Türk sinemasını şampiyonlar ligine yükseltmenin arayışı içerisindeyiz. Neden deplasmanda mücadele etsinler? Kendi evlerinde, kendi memleketlerinde güçlü bir uluslararası yarışmayla bunu yapabilirler...

KİMSENİN TANIMADIĞI YILLAR

Ulusal yarışma kategorisinin kaldırılmasına gelen tepkileri festival öncesinde değerlendirdiniz. Şimdi ise festival başladı, hatta ortasına bile geldik. Bugün ne düşünüyorsunuz? "Antalyalılar festivale eskisi kadar ilgi gösterecek mi" diye merakla bekleniyordu. Nasıl sizce tepkiler?

Antalyalıların bu işe karşı çıktığı ile ilgili haksız birçok iddia ortaya atıldı. Bunların mesnetsiz olduğu, festivalin açılış kortejinde kanıtlandı.
Antalyalılar, tarihi boyunca görülmemiş bir kalabalık ile korteji bağrına bastı. Antalyalıların festivaline sahip çıkması, bizim de doğru yolda olduğumuzun en güzel teyidi...

54 yıl, dile kolay... Ve siz dediniz ki, "Ben 54 yıllık bir geleneği değiştiriyorum." Ulusal yarışma kategorisini kaldırmak ilk nereden aklınıza geldi?

Antalya gelişiyor, büyüyor. 54 sene önce Antalya'yı, İzmir de İstanbul da tanımıyordu. O dönem ülkede turizm sektörü bir taraftan gelişiyorken, Antalya da tanıtıma ihtiyacı olan bir şehirdi. Antalya'nın artık şöhreti Avrupa'nın sınırlarını aştı, dünyaya ulaştı. Türkiye'de Antalya hiç bilinmiyorken ulusal bir tanıtım amaçlı kurulmuş sanatsal etkinliğin, bugün Antalya'nın geldiği noktada artık kendi içine kapalı kalması mümkün değil. Bizim de festivali, daha geniş kapsamlı, dünyaya hitap eden uluslararası bir noktaya taşımamız gerekliliği kaçınılmazdı. Türkiye, güçlü, saygın ve uluslararası bir festivali hak ediyor. Eğer, bunu hak ediyorsak da bunun doğru adresi, Türkiye'nin en eski festivali olan Antalya'dır. O nedenle Antalya'nın yurt dışında da çok güçlü bir tanıtıma ihtiyacı olduğundan hareketle, bu uluslararası film festivali adımını, 2005 senesinde benim ilk dönemimde atmıştık.


GELENEKLER SÜRÜYOR

İlk adım, hayli eskiymiş...

Ulusal yarışmanın yanına, uluslararası yarışmayı da koyup, iki kulvarda yarışma düzenleyen belki de dünyadaki ender festivallerden biriydik. Çünkü her festival, ana gövdesi itibariyle tek yarışma içerir. Cannes'de de, Berlin'de de böyle. Ama biz geçiş dönemi öngördük. Bir süre iki yarışmayı da devam ettirdik. Bu geçiş sürecinin tamamlandığını düşündüğümüz için de, bu sene 2 yarışmayı birleştirmek suretiyle, uluslararası yarışmaya dönüştürdük.

Türk insanında geleneklerinden vazgeçmemek vardır. Tamam Antalya gelişiyor olabilir ama bu "geleneklere bağlılık" nedeniyle gelecek tepkiler sizi endişelendirmedi mi?

Biz geleneklerimize sahip çıkıyoruz festivalimizde. Geleneksel kortejimiz, Ustalara Saygı devam ediyor. Yine geleneksel şekilde, yıldızlarımızı onur ödülleriyle ödüllendiriyoruz. Bizim, uluslararası platforma taşımamızın arkasında yatan en önemli neden, Türk sinemasının dünya platformunda en iyi şekilde temsil edilmesi ve dünya sinemasına Türk sinemasının takdim edilmesi meselesi... Türk sineması, dünyada çok güçlü bir uluslararası festivalle yerini almalı diye düşündük ve bu kapsamda adımları attık.

Ulusal yarışma kategorisinin kaldırılması, sanki Türk filmlerinin festivalde yer almayacağı gibi de algılandı ama...

Biz bir kategoriyi kaldırmadık. Birleştirdik. 2 ayrı yarışma yapmak bizi çok zorluyordu.

ÖRNEKLERİ VAR

Bunu biraz açıklar mısınız? Nedir tam olarak zorlayan?

Ulusal yarışma bizim eforumuzun, enerjimizin, bütçemizin yüzde 60-70'ini almaktaydı. Halbuki biz bütün gayretimizi uluslararası bir yarışmaya odaklarsak, hedefimize gidebileceğimizi görüyorduk. Böylelikle kendi sinemamızın seçkin filmlerinin de, uluslararası yarışma içerisinde yer almasını sağlayarak, Türk sinemasını adeta devler ligine yükseltmenin arayışı içerisindeyiz...

Devler ligi demek. Hayli iddialı

Kendi ligimizde oynamak yerine, Türk sinemasını şampiyonlar ligine yükseltmenin arayışı içerisindeyiz. 2 film var bu sene 10 yarışmacı arasında. Daha fazla da olabilir. Bununla ilgili herhangi bir limit söz konusu değil. O nedenle biz bu konuda kendi sinemamızın artık devler liginde temsil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun başarılı örneklerini birçok Türk sinemacısı Cannes'de Berlin'de, Venedik'te veriyor. Birçok ödül kazanıyorlar.
Neden deplasmanda mücadele etsinler? Kendi evlerinde, kendi memleketlerinde güçlü bir uluslararası yarışmayla bunu yapabilirler. Ama biz iki yarışma düzenlediğimizde, maalesef ulusal yarışmaya daha odaklı olduğumuz için, uluslararası yarışmayı istediğimiz düzeyde yapamıyorduk.

'KORKUYORLAR DİYEMEM'

Peki madem öyle, tam olarak proje mi anlaşılamadı yoksa uluslararası yarışmada yer almaktan korktular mı?

Korkuyorlar diyemem. Çok doğru olmaz. Belki biz anlatamadık. Değişimleri bir anda algılamak mümkün değil. Biz anlattıkça ve yaşandıkça çok iyi şekilde kabul göreceğine şüphem yok.

Antalya Uluslararası Film Festivali'ndeki değişime tepki olarak, içinde Kadir İnanır'ın da yer aldığı bir alternatif festival düzenleniyor.
Ne diyorsunuz?

Başarılar diliyorum. Ulusal film festivallerinin de olması gerektiğini, hatta en başarılı, en güçlü şekilde olması gerektiğini hep söylüyorum.
Alternatif bir festival gibi sunuyorlar. Zaman zaman karikatürize bir festival gibi sunuyorlar. Alternatif ve karikatürize anlayış ile yapılan bir festivalin ne kadar sürdürülebilir olduğunu, zaman içinde göreceğiz. Herkesin yolu açık olsun...

RÖPORTAJ: NİL KUYUMCU

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.