İstanbul Büyükada'daki Splendid Otel'e, 15 Temmuz darbe girişiminin yapıldığı gün giriş yapan, çoğunluğu yabancı 17 kişilik grup 2 gün boyunca toplantı yaptı. 19 Temmuz'da Türkiye'yi terk eden CIA ajanı Henri Barkey'in otelden ayrılırken resepsiyoniste üzerinde 'Pensilvanya' yazan bir çan hediye etmesi ve bir garsona söylediği iddia edilen "Türkiye'ye ilk gelişimde HSBC patladı. İkinci gelişimde Gezi patlak verdi. Şimdi de darbe girişimi yaşandı" sözleri darbe girişimi ve Türkiye'deki birçok sansasyonel eylemin arkasında da CIA ve FETÖ'nün olduğuna işaret ediyor. Aslen İzmirli bir Musevi olan, İstanbul'da doğup büyüyen ve akıcı bir şekilde Türkçe konuşan Henri Barkey, doktorasını Pensilvanya Üniversitesi'nde siyaset bilimi üzerine yaptıktan sonra Türkiye ve Ortadoğu uzmanı olarak ortaya çıktı. Yaptığı tüm açıklamalar tıpkı birer kehanet gibi teker teker gerçekleşen Barkey, adeta sözleriyle Türkiye'yi yaşabileceği olumsuz tablo üzerinden tehdit etti. Üstelik bunu da Türkiye uzmanı sıfatıyla, medyanın gücünü kullanarak yaptı.
TEHDİT ETTİ
darbe girişimi öncesinde de FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve Türkiye üzerinde hakimiyet sağlamaya çalışan terör örgütlerine destek vermişti. Örneğin Barkey, 3 Şubat 2016'da "Ankara PYD'nin üzerine giderse nasıl bir cevapla karşılaşır bilemiyoruz" dedi. Bu sözlerin üzerinden iki hafta geçtikten sonra Ankara Merasim Sokak'ta PYD-PKK'nın canlı bombası patlatıldı. O saldırıdan 25 gün sonra ise yine Ankara'da ama bu defa Kızılay'da PKK canlı bombalı katliam yaptı. 5 Ekim 2015'te ise "Amerika'nın Sesi" radyosuna verdiği röportajda "Ya İstiklal Caddesi'nde bombalar patlarsa, Türkiye ne yapacak?" diye sordu. Henri Barkey'in bu sözlerinden tam 5 ay sonra, yani tarihler 19 Mart 2016'yı gösterdiğinde İstiklal Caddesi'nde bir IŞİD militanı canlı bomba patladı. Ajan Barkey bir defa da, 10 Eylül 2015 tarihli Financial Times'ta "Ya seçimlerden aynı sonuç çıkar ya da şehirler havaya uçar!" diye yazmıştı.
TÜRKİYE-NATO İLİŞKİLERİ
Darbe girişiminin ardından 2017 yılı Şubat ayı başında ise Henry Barkey, "Türkiye ile NATO arasındaki asıl problemin, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından 100'den fazla general ve amiralin Türk Ordusu'ndan atılması olduğunu" söyledi. Gezi olayları gibi birçok sansasyonel eylemin planlayıcısı olduğu ortaya çıkan ve Osman Kavala gibi bu eylemlerin finansörleri ile sıkı bağlantıları tespit edilen Barkey'in kullandığı bu itiraf gibi cümle aslında günümüzde TSK ile ilişiği esilen ordu mensuplarının NATO ve ABD'ye yakınlığı olduğunun da bir göstergesi. FETÖ'nün darbe girişiminin ardından ordudan atılarak tutuklananların ABD'ye yakın ve NATO'ya inanan komutanlar olduğunu söyleyen Barkey, onların yerine gelen milliyetçi subayların ise Türkiye ile NATO ilişkileri açısından tehlikeli olduğunu iddia etti.
PKK-FETÖ DESTEKÇİSİ
Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nda Türkiye, Kıbrıs ve Irak konularında uzman olarak çalışan ve kendisi gibi CIA ajanı olan Graham Fuller'le birlikte Kürt Sorunu adlı kitabı yazan Henri Barkey, PKK'nın Türkiye, İran, Irak ve Suriye'den toprak kopararak bağımsız Kürt devleti kurma projesine "Büyük, küçük bölge ülkeleri Kürt taleplerini dikkate almalı" diyerek örtülü biçimde destek veren isimlerden... PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ı Ekim 1998'de Graham Fuller'le birlikte İtalya'da ziyaret eden Barkey, bir yandan da başka bir terör örgütü FETÖ'nün destekçiliğini yaptı. Fetullah Gülen'in ABD'deki "dinlerarası diyalog" çalışmalarını yürüten Rumi Forum organizasyonunda profesyonel olarak yer alan Barkey'in darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibi tarafından kurgulandığını ima etmesi de boşa değil.
TÜRK ORDUSU DARBEYİ BİLİR!
15 Temmuz'da askerlerin birçoğunun ne olduğu hakkında fikri dahi olmadığını iddia eden Barkey, "Türk Ordusu nasıl darbe yapılacağını bilir.
Çünkü geride bakacakları dört başarılı ve iki de başarısız darbe örneği var. Ancak bu kez, sabahın erken saatleri yerine, İstanbul gibi canlı bir kentte, cuma akşamını seçtiler. Askerler köprü kapattı ama anlaşılmaz bir şekilde sadece bir taraftan. Hükümet makamını işgal etmek ya da başbakan ve diğer üst düzey yetkilileri yakalamakla uğraşmadılar. Bu süreçte bazı Gülenciler askeri üslerin içinde görüldü. Eğer bu girişime karışmışlarsa, Gülen'in de bunu bildiği büyük ihtimal. Ancak yine de darbeyi önleyebilecek olanların verdiği ilk uyuşuk tepkiye bakılırsa, bunun en başından beri tuzak olduğu ihtimali ortaya çıkıyor" ifadelerini kullanmıştı.