Kadavra skandalı büyüyor!

İzmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Prof. Dr. Orhan Mağden'in üniversiteye ait 4 kadavrayı İstanbul'a izinsiz gönderdiğinin ortaya çıkmasıyla patlayan skandalda yeni bir gelişme ortaya çıktı. Olayı tıp dünyasında utanç verici bir vaka olarak nitelendiren DEÜ Rektör Vekili Erdal Çelik, "Listeler kayıp. Ancak ilk belirlemelere göre 2 kadavramız daha kayıp.
Bu iki kadavra ile ilgili de inceleme başlattık" dedi. Başhekim Dr. Mete Edizer ise 2008 yılından önceki kadavra listesine ulaşamadıklarını söyledi.
"ONUR KIRICI"

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Vekili Erdal Çelik, İstanbul'a kaçırılan kadavra skandalı ilgili devam eden soruşturma sürecini Yeni Asır'a değerlendirdi.
İfadeler alınmaya devam ederken kadavra havuzlarının yeniden incelemeye tabi tutulduğunu açıklayan Çelik "Biz iki biliyorduk, ancak dört kadavra, Okan Üniversitesi'ne yapılan baskı sonrası 3 hafta önce teslim edildi. Edindiğim bilgiye göre, son 4 buçuk 5 yıldır zaten kadavra salonunda ne olup bittiğini açığa alınan Orhan Mağden dışında kimse bilmiyormuş. Bizim için gerçekten çok onur kırıcı olan bu kadavra skandalında 2 kadavranın daha kayıp olduğuna dair şüpheler var. Bu konuyla ilgili Başhekim Mete Edizer ve ekibi araştırma ve inceleme yapıyor" diye konuştu.
HOCAYI SOKMAMIŞLAR!
Rektör Vekili Çelik, "Soruşturma dosyası en ince ayrınıtısına kadar inceleniyor. Düşünün; şu an görev yapan Başhekimimiz Mete bey Anatomi'da görev yapan değerli bir hocamız ve oraya hiç sokulmadığı için bilgisi yoktu bu skandal patlayana kadar. Sonuna kadar bu işin takipçisi olacağız" diye konuştu.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Mete Edizer, "Biz 2 beklerken, 4 kadavra gelmesi olayın vehametini gözler önüne sermeye yetti. Şahitleri dinliyoruz. Ancak üzücü olan şu; 2008 öncesine dair hiçbir belgeye sahip değiliz. Ne olmuş, ne bitmiş bilmiyoruz. Ancak 2 kadavra ve 40 kemiğin kayıp olduğuna dair bulgular var" diye konuştu.
HERKES ALARM DURUMUNDA
Başheki m Prof. Dr. Mete Edizer, "Rektörümüz, başta olmak üzere herkes alarm durumunda. Yanlış bir şey yapmak istemiyoruz. Kalan 9-10 öğretim üyesi arkadaşımız işi gücü bıraktı, inceleme ve araştırma yapıyorlar. Kadavralarımız tek tek sayılıyor, parçalar dahil olmak üzere sayılıyor. Tek tek ayrı karaciğerlerimiz var. Onlar bile artık sayıma girdi. Yeniden envanter oluşturuyoruz ve bu hepimize açık olacağı için de bundan sonra bir kaçak olma şansı yok" diye konuştu.
YENİ BAĞIŞ SÜRPRİZİ
Kadavra skandalının yankıları sürerken, yapılan bir kadavra bağışı ise hem şaşırttı hem sevindirdi. Prof. Dr. Edizer, "Bu olay yaşandığı için artık kimse bize kadavra bağışı yapmak istemez dediğimiz anda bağış geldi. Huzurevinde hayatını kaybeden yaşlı bir teyzemizin yakını, kadavra bağışı yaparak tıp dünyası için önemli bir karar verdi. Bağış yapan ve isminin açıklanmasını istemeyen vatandaşımız, bize ve üniversitemize güveni tam olduğu için bağış yaptığını beyan etti" dedi.
ŞAŞIRTAN SAVUNMA: 2 SORDUNUZ 2 SÖYLEDİM!
Türkiye'deki bütün anatomistleri üzen olayla ilgili çarpıcı bir detayı da açıklayan Başhekim Edizer "Biz Orhan Hocamıza '2 kadavra bilirken, 4 geldi. Bu ne demek? Siz de 2 demiştiniz' diye sorduğumuzda komik ve acayip bir savunma yaptı. 'Siz bana 2 sordunuz, 2 kadavra cevap verdim. Dört sormadınız ki. Sorduğunuz soruya göre cevap verdim' diye karşılık verdi" dedi.
FATİH ŞENDİL