Emine Erdoğan, Turkuaz Medya tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen Güçlü Türkiye'nin Güçlü Kadınları Zirvesi'ne video mesaj ile katıldı.
Türkiye'nin, yakın zamanda yaptığı atılımlarla dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğunu belirten Erdoğan, kazanılan her başarının, ülkeyi hak ettiği konuma yaklaştırdığını dile getirdi.
Bu başarıda, bilhassa kadınlara çok şey borçlu olunduğunu ifade eden Erdoğan, "2023 yılı hedeflerimize ilerlerken, kararlı adımlarımızın gücü de yine kadınlarımızdan geliyor. Bugün, bu zirveye katılan ve birbirinden harika işlere imza atan kadınlarımız, hepimiz için sonsuz bir ilham kaynağıdır. Yaptıkları işler, gelecek güzel günlerin de teminatıdır." dedi.
Kadınların, spordaki başarılarıyla İstiklal Marşı'nı tüm dünyaya dinlettiğini, iş dünyasındaki başarıyla ülke ekonomisini, küresel yarışlara taşıdığını, sanattaki başarılarıyla, dünyayı anlamlandırıp güzelleştirdiğini aktaran Erdoğan, kadınların bilim alanında yaptıklarıyla, milli teknoloji hamlesine kuvvet verdiğini, akademideki başarılarıyla, bilim neferleri yetiştirdiğini, STK'lara gönüllerini vererek, yaraları sardığını, tüm bu kadınların ülkenin medar-ı iftiharı olduğunu anlattı.
Emine Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Dünya, her gün yeniden kuruluyor. Ülkeler soluksuz bir şekilde birbirleriyle yarış halindeler. Bilhassa içinden geçtiğimiz bu zorlu günlerde, dünyanın makas değiştirdiğini hepimiz görüyoruz. Bugün en çok çalışıp en çok yenilik getiren, yarının hakimi olacak. İşte biz bu yarışta, son derece özel karaktere sahip kadınlarımızla koşuyoruz.
Tarih boyunca, toplumun maddi-manevi ihtiyaçlarından tutun, vatan müdafaasına kadar, kadınlarımız üstün görevler yerine getirmiştir. Sadece Bacıyan-ı Rum teşkilatının varlığı bile, ilham almaya, bize güç vermeye yeter. İstiklal Harbi gibi, dünyanın sayılı zaferlerinden biri, kadınlarımızla omuz omuza kazanılmıştır. Dünyanın birçok ülkesinden çok daha önce, seçme ve seçilme hakkına mazhar olmuşlardır. Dolayısıyla, kendi coğrafyamıza bakarken, yine kendi gözlüklerimizi kullanmalıyız."
Modern dünyanın basmakalıp modellerine sıkışıp kalınamayacağını vurgulayan Erdoğan, "Kadınların özel ve kamusal hayatını dengeleyen çözümler üretmeye devam edeceğiz. Toplumsal dokumuzla ahenkli, milli benliğimizi merkeze alan yaklaşımlarla ilerleyeceğiz ve inanıyorum ki bu topraklarda artan kadın gücü, küresel sorunların çözülmesinde de büyük katkı sağlayacak. Kadınlar, karar verici mekanizmalarda artan sayılarla yer aldıkça, dünyanın gidişatı olumlu yönde etkilenecek." değerlendirmesinde bulundu.
Zirveye katılan tüm kadınlara yaşattıkları gururdan dolayı şükranlarını sunan Erdoğan, açtıkları yoldan nice genç kızın yürümesi temennisinde bulundu.
TİCARET BAKANI PEKCAN, "GÜÇLÜ TÜRKİYE'NİN GÜÇLÜ KADINLARI ZİRVESİ"NDE KONUŞTU
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkiye'nin gelişme ve kalkınmada önemli hedeflerinin olduğunu belirterek, "Kadınlarımızın potansiyellerini en iyi şekilde sergileyebilmeleri, hedeflerimize ulaşmada yadsınamaz bir katkı sağlayacaktır." dedi.
Sabah gazetesi tarafından düzenlenen "Güçlü Türkiye'nin Güçlü Kadınları Zirvesi"ne video konferans yöntemiyle katılan Pekcan, 8 Mart'ın Türkiye'nin kadının statüsüyle ilgili nerede olduğunu değerlendirme ve bu alandaki toplumsal farkındalığı artırma anlamında bir imkan verdiğini dile getirerek, bu konunun bir gün veya bir haftayla sınırlı olmaksızın süreklilik arz eden biçimde ele alınması gerektiğine dikkati çekti.
Türkiye'de kadın konularında her geçen gün yeni ve güzel aşamalar kaydedileceğine yürekten inandığını söyleyen Pekcan, "Birleşmiş Milletler, bu yılın Dünya Kadınlar Günü ana temasını 'Kadın Liderliği: Kovid-19 dünyasında eşit bir geleceğe ulaşmak' olarak açıklamıştır. Nitekim, dünya genelinde ve ülkemizde kadınların daha eşitlikçi olanaklara sahip olabilmeleri için bizzat kadınlar tarafından başlatılacak girişimler ve liderlik önem arz etmektedir." ifadelerini kullandı.
Pekcan, Türkiye'nin bugüne kadar kadının statüsünün korunması ve geliştirilmesi noktasında çok önemli kazanımları ve başarıları olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Bunları hep birlikte çalışarak çok daha ileri noktalara getirmek için gayretlerimizi sürdürmeliyiz. Bu çerçevede devletimiz ile birlikte sivil toplum kuruluşlarımıza, üniversitelere ve kamuoyu oluşumuna katkı sağlayan tüm kurum ve bireylere önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Kadınların, toplumsal, iktisadi ve kültürel alanlar başta olmak üzere hayatın tüm alanlarında, daha etkin ve eşitlikçi bir şekilde yer alabilmesi, her türlü ayrımcılığa, dışlamaya ve hatta kötü muameleye maruz kalmadan, hayatlarını idame ettirip ideallerini gerçekleştirmeleri esastır ve çalışmalarımızın odağında olmalıdır. Özellikle günümüz küresel ekonomisinde dijitalleşmenin ilerlemesi, bilgiye ve kaynaklara erişimin daha kolay hale gelmesiyle kadının güçlenmesini destekleyebilecek yeni imkanlar ortaya çıkmaktadır. Önemli olan, teknolojinin getirdiği bu imkanları, yasal ve kurumsal altyapılarla destekleyebilmek ve kadının statüsünün iyileştirilmesiyle ilgili doğru ekosistemleri hep birlikte kurgulayıp geliştirebilmektir. Türkiye'nin gelişme ve kalkınmada önemli hedefleri mevcuttur. Kadınlarımızın potansiyellerini en iyi şekilde sergileyebilmeleri, hedeflerimize ulaşmada yadsınamaz bir katkı sağlayacaktır."
Bugünün küresel ekonomisinin kadınların güçlenmesi için çok önemli fırsatlar sunduğunu belirten Pekcan, "Bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirebilmek bizim elimizde. Kadın girişimcilerimiz sayesinde ülkemiz ticaret hacmini daha da artırarak ekonomimizin istikrarlı bir şekilde büyüyeceğine ve hedeflerimize hızla ulaşacağımıza yürekten inanıyorum." dedi.
BAKANLIĞIN KADINLARA YÖNELİK ÇALIŞMALARI
Pekcan, bu çerçevede bakanlık olarak kadınların ekonomik hayattaki rol ve faaliyetlerinin etkinleştirilmesi için özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarıyla el ele yürüttükleri bazı proje ve çalışmalara ilişkin bilgi verdi, Kadın Girişimci Network Projesi çerçevesinde iller bazında kadın girişimcilere ulaşılması ve bir kadın girişimci ağının oluşturulabilmesini hedeflediklerini söyledi. Pekcan, bugüne kadar 47 ilde yaklaşık 1400 kadın girişimciyi bu ağlarda bir araya getirmenin memnuniyetini yaşadıklarını dile getirdi.
Export Akademi Programı çerçevesinde de Türkiye'de ihracat yapmaya istekli, potansiyeli olan kadın ve genç girişimcilere ihtiyaç duydukları alanlarda eğitim ve mentorlük desteği verdiklerini anlatan Pekcan, "Bugüne kadar Export Akademi Programı kapsamında yapılan 16 eğitime 4 binin üzerinde girişimcimiz katılmış bulunmakta. Projelerimize dahil olan kadın girişimcilerimizin pek çoğunun önümüzdeki yıllarda ihracat yapmaya başlayacağına yürekten inanıyorum. Keza, Ulusal Kadın İhracatçı Network Platformu ve Melek Yatırımcı Platformu gibi yeni platformlarla ilgili çalışmalarımız da sürmektedir." diye konuştu.
Pekcan, Sanal Ticaret Akademisi'nin de tüm vatandaşlar için önemli bir rehber niteliğinde olduğuna dikkati çekerek, kullanıcıların çevrim içi eğitimleri tamamladıktan sonra sertifika alabildiğini hatırlattı.
İhracat yapmak isteyen kadın girişimcilerin, geçen sene devreye aldıkları Kolay İhracat Platformu'na başvurabileceklerine işaret eden Pekcan, burada tüm kullanıcılara yapay zeka destekli oldukça gelişmiş ve kapsamlı bir dijital danışmanlık hizmeti sunulduğunu söyledi.
Pekcan, bakanlık olarak, bu tür dijital platformlarla vatandaşların, girişimcilerin, gençlerin, kadınların yanında olmaya, onlara etkin bir şekilde destek sağlamaya devam edeceklerini belirterek, "Ayrıca Eximbank aracılığıyla kadın ve genç girişimcilere 2020 yılında toplam 822 bin dolar kredi verilmiş bulunmakta." dedi.
E-Ticaret Akademisi'nde, e-ticaret sitesi kurulumundan e-ihracat yapılmasına kadar pek çok konuda bilgiye ve eğitime yer verildiğini dile getiren Pekcan, şöyle devam etti:
"E-Ticaret Akademisi'ndeki bu eğitimlerden bugüne kadar 42 binin üzerinde kullanıcı faydalanmış olup bu sayının yaklaşık yarısını, yüzde 46'sını kadınlarımızın oluşturulması da oldukça memnuniyet vericidir. Bakanlık olarak bir diğer önceliğimiz kooperatifçilik faaliyetlerinin geliştirilmesidir. Kadınlarımızın, özellikle kırsal bölgelerde, kooperatifler aracılığıyla ekonomik hayatta çok daha etkin roller üstlenebileceğini değerlendiriyoruz. Bu çerçevede Kooperatiflerin Desteklenmesi (KOOP-DES) Programı'mızı kadın kooperatiflerine odakladık. Ortaklarının çoğunluğu kadınlardan oluşan ve kadın emeğini değerlendirme amacı güden kooperatiflere finansman desteği sağlıyoruz. Bu program kapsamında 2020 yılında faaliyet gösteren 139 kadın kooperatifinin 149 projesine 14 milyon 500 bin liranın üzerinde hibe desteği verdik."
Pekcan, kadınlara yönelik odak çalışmalarını bakanlık bünyesinde özellikle girişimcilik ve ihracatçılık yönünde Kadın ve Genç Girişimciliği İhracat Daire Başkanlığı eliyle yürüttüklerini belirterek şunları kaydetti:
"Kadın girişimcilere yönelik çalışmalarımızı, bakanlığımızın ihracatı tabana yayma hedefiyle doğrudan ilişkili olarak görüyoruz. Her zaman vurguladığımız ve önemsediğimiz katma değerli ihracatta, yerli üretim ve yerli teknolojide, inovasyon ve tasarımda kadınlarımızın büyük katkılar sağlayabileceği aşikar. İşçisinden mühendisine, çalışanından yöneticisine, insan kaynağı olarak kadınlarımızın sağlayacağı katkı, gelişme ve kalkınma yolundaki hedeflerimize ulaşmamızda belirleyici olacaktır. Bu bilinçle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ekonomik hayatın dışında da toplumsal ve kültürel alanlar başta olmak üzere hayatın her alanında kadınlarımız için daha iyi şartlar, daha iyi koşullar temin edilmesi için gayretlerimizi hep birlikte sürdürmeliyiz."
BAKAN SELÇUK: İLLERİMİZDE 'KADIN KOOPERATİFÇİLİĞİ ÇALIŞMA GRUBU' KURDUK
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kadına yönelik şiddeti değerlere ve istikbale zarar veren en önemli tehlikelerden biri olarak gördüklerini belirtti.
Bakan Selçuk, Sabah gazetesi tarafından düzenlenen "Güçlü Türkiye'nin Güçlü Kadınları Zirvesi"ne video konferansla katıldı.
Kadına saygı ve değerin, Türk milletinin asırlara dayanan kültüründen getirdiği toplumsal karakteri olduğunu belirten Selçuk, bugün bu özelliğin çok daha aktif ve somut şekilde hayatın her alanında ortaya konulduğunu söyledi.
"Sahip olduğumuz değerleri, milli hassasiyetlerimiz ve çağın değerleriyle buluşturarak geleceğe taşımaktayız." diyen Selçuk, kadın haklarını korumaya yönelik mücadele yürütürken bir yandan da kadınların sosyo-ekonomik statüsünü güçlendirecek adımları attıklarını belirtti.
Kadının güçlenmesinin her şeyden önce onurunu ve şahsiyetini korumaktan geçtiğinin altını çizen Selçuk, "Bu noktada da kadına yönelik şiddeti değerlerimize ve istikbalimize zarar veren en önemli tehlikelerden biri olarak görmekteyiz. Şiddete karşı mücadelemizi bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da sıfır tolerans ilkesiyle çok yönlü ve etkin şekilde sürdürmekte kararlıyız." diye konuştu.
Selçuk, şiddetle çok yönlü mücadele yanında eğitim, sağlık, istihdam, kültür gibi birçok alanın da kadınların huzuru ve geleceği açısından öncelikler arasında yer aldığını aktardı.
Kadınların sosyo-ekonomik statüsünün artmasının Türkiye'nin kalkınması açısından da çok önemli olduğunu vurgulayan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Var olan potansiyelimizi kadınıyla erkeğiyle ne kadar iyi değerlendirirsek geleceğimizi de inşa etmemizin o kadar güçlü olacağına inanıyorum. Son 18 yılda ülkemizin gerçekleştirdiği kalkınma ve ilerleme hamlesiyle kadınlarımızın emeği, çabası ve gayreti çok önemli rol oynamıştır. Türkiye, kadınlarımızın, annelerimizin büyük fedakarlıkları sayesinde yaşadığı her sıkıntının üstesinden gelmiştir. Maalesef insanlarımızın inançlarından dolayı zulme uğradığı, baskı gördüğü dönemler de oldu. Binlerce başörtülü genç kızımız okul kapılarından çevrildi. Vatanlarına ve ailelerine faydalı birer birey olmak için eğitim ve kariyer hayali kurarken en temel hakları olan çalışma, okuma, özgürce inancını yaşama haklarından mahrum edildiler. Özellikle müsebbipleri tarafından bin yıl sürecek tehditlerine maruz kaldığımız 28 Şubat karanlık dönemi yine kadınların kararlı mücadeleleri sayesinde tarihe gömüldü. Bu ülkenin kadınları olarak bu mücadeleyi hep birlikte verdik. Hükümetimiz, göreve geldiği günden bu yana milletimizin insan onuruna yaraşır, hayat standartlarına ulaşması için her alanda önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Hiç kuşkusuz bu alanların en önemlisi kadınlara yönelik çalışmalarımız oldu. Kadınların sağlıktan eğitime, sanattan spora, bürokrasiden siyasete kadar her alanda başarılı olmaları için çeşitli çalışmalar yürüttük."
Kadınların sosyal ve ekonomik hayata aktif katılımı için belirledikleri "Güçlü Kadın, Güçlü Aile, Güçlü Türkiye" hedefini ilke edindiklerini belirten Selçuk, Bakanlığın kadın haklarının geliştirilmesi için birçok çalışma yaptığını anlattı.
"KIZ ÇOCUKLARIMIZIN OKULLAŞMA ORANI YÜKSELDİ"
Kız çocuklarının eğitimini desteklemek için de çalışmalar yürüttüklerini aktaran Selçuk, "Şartlı Eğitim Yardımlarımızda yoksul kız çocuklarının eğitimlerini daha fazla miktarda teşvik ediyoruz. Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde yürütülen pek çok proje sayesinde kadın okuryazarlık oranımızın ve kız çocuklarımızın her seviyede okullaşma oranının daha da yükseldiğini görmekteyiz. Son 18 yılda sadece yükseköğretim düzeyinde kadınlarımızın net okullaşma oranını 3 kattan daha fazla artırdık." dedi.
Kadınların çalışma hayatına daha aktif ve üretken katılımını her anlamda desteklediklerini vurgulayan Selçuk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Fırsatlardan eşit ve adil bir şekilde yararlanmalarına yönelik politikalar yürütüyoruz. Kadınlara yönelik, 'Finansal Okuryazarlık ve Kadınların Ekonomik Güçlenmesi' konularında farkındalığı artırıcı seminerler düzenliyoruz. Bugüne kadar 81 ilde yaklaşık 470 bine yakın vatandaşımıza ulaştık. Dünya nüfusumuzun ve Türkiye nüfusumuzun yaklaşık yarısının kadın olduğunu göz önüne aldığımızda kadının ekonomik kalkınmada ve toplumda güçlü bir konumda yer almasının önemi açıkça ortaya çıkıyor. Dolayısıyla, öncelikli olarak kadınlarımızın iş hayatında daha güçlü olmaları ve çalışırken de iş-aile hayatı uyumunu sağlamak için birçok yasal düzenlemeyi hayata geçirdik. Bu kapsamda, kısmi süreli çalışma hakkı, doğum izninde yapılan düzenlemeler, analık izin hakkı, kadın işçiye periyodik doktor kontrol izni verilmesi, evde bakım desteği, sigorta prim destekleri, esnek çalışma gibi birçok uygulamaları ve teşvikleri hayata geçirdik."
Kadın istihdamına ilişkin hedeflerini ve ana politikalarını Ulusal İstihdam Stratejisi'nde belirlediklerini aktaran Selçuk, bu kapsamda hem Çalışma Genel Müdürlüğü hem İŞKUR'un kadınların istihdama daha fazla katılmaları için aktif iş gücü piyasası programları düzenlediğini söyledi.
Kadınlar için girişimcilik eğitim programları da düzenlediklerini aktaran Selçuk, "Bugün baktığımızda 2002'de İŞKUR aracılığıyla özel sektörde yerleşen kadın sayımız yaklaşık 106 kat arttığını görmekteyiz. 2002'den bugüne işe yerleştirilen kadın sayımız 3 milyona yaklaştı. Hayata geçirdiğimiz politikalarımızla kadın istihdamımızı, kadınlarımızın iş gücü katılım oranını da arttırmak en temel hedeflerimiz arasında." diye konuştu.
"KADIN GİRİŞİMCİLİĞİNİN DESTEKLENMESİNİ ÖNEMSİYORUZ"
Kadınların bilgilerinden, üretkenliklerinden, yenilikçi fikirlerinden daha fazla istifade edebilmek istediklerine dikkati çeken Selçuk, "Kadın girişimciliğinin nitelik ve nicelik bakımından geliştirilmesi ve desteklenmesini önemsiyoruz. Kadın girişimciliğinin geliştirilmesi anlamında tüm paydaşlarla güçlü iş birliği içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda son 12 yılda yaptığımız çalışmalarla 216 bin kadınımız girişimcilik eğitimi aldı. 2007'de kadın girişimci oranımızı yüzde 16'lar seviyesindeyken bugün yüzde 20'lere yükselmiş durumda." bilgisini verdi.
Bakan Selçuk, kadın girişimciliğinin en güzel örneklerinden biri olarak değerlendirdikleri kadın kooperatifçiliğini 81 ilde geliştirmek için çalıştıklarını ifade etti.
Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi kapsamında yeni bir çalışma daha hazırladıklarını aktaran Selçuk, "İnşallah bu yıl içinde başlayacağımız proje ile hem kurumlarımızın kapasitesini güçlendireceğiz hem de kadınlara ve kadın kooperatiflerine yönelik eğitim ve danışmanlık hizmetlerimizi artıracağız." dedi.
Kadınların karar alma mekanizmalarında da daha etkin şekilde yer alması gerektiğini ifade eden Selçuk, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kadınlarımız karar alma mekanizmalarında daha fazla yer aldıkça daha güçlü bir Türkiye'yi de inşa edebiliriz. Maalesef kadınlarımızın sosyal ve çalışma hayatına katılımlarının önündeki engellerden birisi kadına yönelik şiddet. Şiddet kadının öz güvenini yok eden, değersizleştiren insanlık dışı bir eylemdir. Şiddet tüm insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Bizim mücadelemiz, sıfır tolerans ilkesiyle, amasız, fakatsız devam edecek, kadına yönelik şiddetle her alanda mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizim için her can kutsaldır. En önemli amacımız kadın cinayetlerini bitirmek, insanlık dışı bu suçu tamamen ortadan kaldırmaktır. Sivil toplum kuruluşlarımızın, akademisyenlerimizin, medyanın ve bütün toplumun iş birliğiyle ancak bunun üstesinden gelebileceğimize inanıyoruz."