İnsan bazen uzun bir düşünce okyanusuna dalar, bazense rengârenk çiçeklerle donatılmış bir bahçeye girer gibi farklı hissiyatların etkisi altına girer. Her düşünce adeta bir yıldız gibidir ve kısa da olsa onun yörüngesinde kalırız. Bir vapurda, deniz kenarında; yemyeşil kırlarda veya bir vadide... Yürürken, otururken; sıcacık bir çayı yudumlarken bize eşlik edenler hep düşüncelerdir. Düşünceler bizimle yol arkadaşlığı yapar, bazen de yol gösterici olur. Yüce Allah bizlere; "Düşünmez misiniz, akletmez misiniz?" diye düşünmeyi ve aklı kullanmayı hatırlatır. Aklı kullanmak, düşünmek öyle hakikatleri önümüze serer ki boş ve lüzumsuz konuşmalardan çok daha öğretici olur. Bilimsel ve sanatsal eserler hep düşüncenin meyveleri olmuştur...
KISA NOTLAR EDİNMEK
Her Bostanlı Vapuru yolculuğu, kısa notlar edinmeme vesile olmuştur. İşte onlardan bazıları...
1- Peşinden koşulan hayat öyle bir geçiyor ki! Böylesi dönüşü olmayan gidişler yeniden gözden geçirilmelidir.
2- Hayata tutunmak için ötelere de sıkıca tutunmak gerekir.
3- Aklını cebinde bulan her insan onu geliştirmekle yükümlüdür. Aklını kullanmada eli sıkı davrananlar, başka akılların oyuncağı olurlar.
4- Kainattaki düzen, birbirlerine birer ikramdır.
5- Risale-i Nurlar aklı modifiye eder, yenilik katar. Bu yenilik, hadiselere ve yaratılmış olanlara farklı açıdan bakmayı ve kuvvetli bir imanı sağlar.
6- Allah'ın varlığına inanmayanların, O'nun yaratmış olduğu şeylerden istifade etmesi çok büyük bir onursuzluktur.
7- Değer vermek güzeldir; daha da güzeli, değerli olana değer verebilmektir.
8- Mescid-i Aksa, içimizdeki uzaklık ve beklemenin kızıl elmasıdır. Ancak bu uzaklık aşılacak bir uzaklıktır; sadece yolculuk için kuvvetli bir iman gereklidir.
9- Taş sokaklarda yürür, toprak evlerde otururlardı ama pamuk gibi yürekleri, demir gibi dostlukları vardı.
Faytonla düğüne gider, cenaze evine de yemek götürürler; kederi de mutluluğu da paylaşmayı çok iyi bilirlerdi.
10- En masraflı şey kötülüktür; insana ebedî hayatı kaybettirir.
11- Biz dünün yükünü çekmeseydik, yarına omuzlarımız hafif olurdu... Zira hep yorgunuz ve bugünü gerektiği gibi yarına taşıyamıyoruz.
12- İnsan olma sanatkârlığının tezgahı; ilim-irfan, adalet ve en kıymetlisi de imandır.
13- Dünden alınacak en büyük miras tecrübedir. Yalan tarih ise, fenersiz ormana dalmak gibidir.
14- İnsan en büyük kavgayı kendi içinde verir. Çok hırpalanmış ama tevekkül gölgesinden ayrılmamış olanlar, büyük servet sahibi olmuşlardır.
15- Zaman ve namaz birbirini tamamlar. Zamanı tersinden okuyunca, namazın zamanı tamamlayan bir ibadet olduğu anlaşılır.
16- Küçük bir külah zeytini eşit bölüp ısırarak yiyenlerin şükrü, bugünlere bolluk bereket getirdi. Şimdi ise şükürsüzlük, israfa dönüşmüş...
17- Dün çocuktuk ve çokluktuk.
Şimdi ise herkes kendine büyük ve öyle yalnız ki...
18- Biz türkülerin özeti insanlarız ve bazı türküler duyguların matem evidir.
Türkülerimizin sırtında sevda yükü, hasret yükü olduğu gibi, yüzyıl yaşatılmış zulmün izleri de vardır.
19- Dedi ki: "Sen kömür kömür bakınca yüreğim odun gibi yandı; bana sevmeyi sen öğrettin ve sonra anladım ki, sevmeyi Yaratan'ı sevmek en güzel sevgidir.
20- Saatler, ah saatler... Arkasına bakmadan, vedasız giden saatler. Gitmenin en ağırı da vedasız olandır.
21- En büyük telaş saniyelerindir; akrep ise ağırdan alıp, en büyük adımları atar.
22- Gecelere sancılı Kudüs düşmezse, gündüz de Kudüs olmaz.
23- İnsanı vicdan inşa ederse, yeryüzü cennet olur.

