Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel yangınında, eşini ve kızını kaybeden Yavuz Suyolcu, elim olaya ilişkin Yeni Asır'a çarpıcı açıklamalarda bulundu. O gece, sekizinci kattaki odalarından yoğun duman altında çıkarak dördüncü kata kadar indiklerini anlatan Suyolcu, "Ben oğlumla çıktım, kızım ve eşim Müge arkada kaldı" dedi. Yangın ihbarının ardından olay yerine gelen ve İçişleri Bakanlığı raporlarında da adı geçen Jandarma Arama Kurtarma Timi'nin (JAK) 8 dakika içinde otele ulaştığını hatırlatan Suyolcu, şu soruları yöneltti: "Bu iki JAK timi olay yerinde ne yaptı? Kaç kişiyi kurtardı? Nasıl bir organizasyon yürüttüler? Çevredeki otellerde kalan insanları nasıl yönlendirdiler? Bunların da cevabını bekliyorum."

'HORLAMA İÇİN UYANDIRDI'
Suyolcu, "Olay tarihinde eşim Müge, kızım Pera ve oğlum Göksel Derin ile birlikte 18 Ocak tarihinde otele giriş yaptık. Otel oldukça eski ve düzensiz vaziyetteydi. İnşaat mühendisi olmam sebebiyle yangın çıkışlarını kontrol ettim fakat herhangi bir işaret veya yönlendirme tabelası bulunmuyordu. 8. katta, 8005 numaralı odada kalıyorduk. Saat 03.30 civarında eşim, horladığımı söyleyerek beni uyandırdı. Döndüğümde pencereden alevleri gördüm. Eşim ve çocuklarımla birlikte sadece kişisel eşyalarımızı alarak odadan çıktık fakat yoğun bir duman vardı. Eşim ve kızım da arkamızdaydı. 7. kattan sonra irtibatımız kesildi. Otelin iki çıkışı bulunuyordu. Bir tanesi 5. katta bulunan lobiden, ikincisi ise 1. katta yamaç tarafında bulunan kayak çıkışındandı. Aşağıya indikçe duman daha da arttı. 5., 4. ve 1. katlarda yoğun yangın vardı. Saat 03.37'de oğlumla birlikte kayak çıkışından, alevlerin arasından güçlükle çıkabildik. Çıktığımızda jandarma oradaydı, fakat hiçbir arama kurtarma faaliyeti yürütülmüyordu. Oğlumu yakındaki bir otele bıraktıktan sonra tekrar yangın yerine, eşim ve kızımı aramak üzere döndüm. Eşime telefonla ulaşabildiğim sırada konuşamıyordu. İnleme seslerini duydum ve bağlantı kesildi. Bu şekilde, yaklaşık 1,5 saat boyunca hiçbir kurtarma faaliyeti yürütülmeden, itfaiyenin gelmesi beklendi. 1,5 saatin sonunda AFAD ve itfaiye ekipleri geldi. İnsanlar kendi imkânlarıyla kurtulmaya çalıştılar. Bizim de içeriye girmemize müsaade edilmedi. İçeriye giren iki kişi de kurtarma çalışması sırasında hayatını kaybetti" dedi.
'PERSONEL KİMSEYİ UYANDIRMADI'
Suyolcu, "Yangın başladığı sırada otel personeli kimseyi uyandırmadı ya da haberdar etmedi. Öncelikle otoparktaki araçları çıkarmak için kapılar açılmış. Bu şekilde içeriye fazla miktarda oksijen girmiş ve kontrol edilemeyen yangın daha da şiddetlenmiştir. İlk yangın görüntülerinden görüleceği üzere yangının çıkış şekli itibarıyla söndürülebilecek vaziyetteyken, daha sonra 4. kattaki mutfakta bulunan LNG borularının yanması sonucu gazın mutfak kısmına boşalıp tutuşmasıyla yangın kontrol edilemez hâle gelmiş. Bu nedenlerle kaçak yapı ile ilgili denetim faaliyetlerini yürütmeyen Bolu Belediyesi, otele gerekli izinleri veren Bolu İl Özel İdaresi, denetimleri yapmayan Bolu İtfaiyesi, LNG sistemleri ile ilgili sorumlu firmalar, inşaatın yapımında görev alan yüklenici firma, mimar, mühendis ve proje sorumluları hakkında şikayetçiyim. Ayrıca otel sahipleri, yönetim kurulu, başkan, yetkililer, müdürler ile otel içerisindeki sorumlu tüm personelden, şahsım ve oğlum Göksel Derin adına şikayetçiyim" diye konuştu.

