Beslenme ve Diyet Uzmanı Mehlika Öktem yazdı...
Menopoz... Kimileri için biraz korkutucu bir kelime gibi görünse de aslında hayatın doğal ve kaçınılmaz bir dönüm noktası. Ortalama 45-55 yaşları arasında karşımıza çıkan bu süreçte, yumurtalıklar yavaş yavaş üretimlerini azaltır ve östrojen başta olmak üzere bazı hormonlar düşer. Bu değişim, bazen ateş basmaları, uykusuzluk, ruh hali dalgalanmaları, bazen de kemiklerde zayıflama gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Her kadının deneyimi farklıdır; bazıları bu dönemi neredeyse fark etmeden geçirirken, bazıları içinse günlük yaşamı ciddi şekilde etkileyebilir. Peki bu süreçte kendimizi nasıl daha iyi hissedebiliriz? İşte burada beslenmenin gücü devreye giriyor.
BESLENMENİN GÜCÜ FARK YARATIR
Menopoz döneminde doğru beslenme, sağlığımızın en güçlü destekçilerinden biri. Araştırmalar, Akdeniz tipi beslenmenin kadınlar için adeta bir kalkan olduğunu gösteriyor. Bol sebze ve meyve, zeytinyağı, tam tahıllar ve balık ağırlıklı bir beslenme, sadece anti-inflamatuar ve antioksidan etkisiyle kalp sağlığını korumakla kalmıyor; kemik erimesine karşı da ciddi bir koruma sağlıyor. Düşük yağlı ve bitkisel ağırlıklı beslenmek, menopozda kilo kontrolünü kolaylaştırıyor. Ayrıca düşük glisemik indeksli gıdalar, kan şekeri dalgalanmalarını önleyerek enerji seviyemizi dengede tutuyor. Tabii beslenmeyi tek başına düşünmek yeterli değil; egzersiz, düzenli uyku ve stres yönetimi ile birleştiğinde, menopoz belirtilerini hafifletmek ve uzun vadede yaşam kalitesini artırmak mümkün. Menopozda kemikler ve genel sağlık için bazı vitamin ve mineraller gerçekten hayat kurtarıcı. Örneğin D vitamini... Bu vitamin sadece kemik sağlığı için değil, kalp ve kas fonksiyonları için de kritik önemde. Araştırmalar, D vitamini eksikliğinin kemik erimesini hızlandırdığını ve menopoz yaşını erkene çekebildiğini gösteriyor. Güneşten yeterince faydalanamayan kadınlar için D vitamini takviyesi veya balık, süt ürünleri ve yumurta gibi gıdalar oldukça önemli.
C VİTAMİNİ UNUTULMAMALI
Kalsiyum ise kemiklerin temelini oluşturuyor. Süt, yoğurt, peynir ve küçük kemikli balıklar, hatta mineralli sular bu ihtiyacımızı karşılamada öne çıkıyor. C vitamini de unutulmamalı! Bağışıklığı desteklemesinin yanı sıra, kemiklerdeki kollajen üretimini artırarak kemikleri daha dayanıklı hale getiriyor. Bol sebze ve meyve tüketmek bu noktada büyük fark yaratıyor. B grubu vitaminlerinden özellikle B12, sinir sistemi sağlığı ve hafızayı desteklemede kritik bir rol oynuyor. Yeterli alımı, unutkanlığı azaltırken, homosistein seviyelerini düşürerek kalp ve kemik sağlığına katkıda bulunuyor. Diğer B vitaminleri de enerji metabolizmasında destek vererek menopoz sürecinde kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlıyor. Menopoz, hayatın doğal bir parçası ve her kadının deneyimi benzersiz. Doğru beslenme, vitamin-mineral desteği, hareket ve iyi uyku ile bu dönemi daha sağlıklı ve keyifli bir şekilde geçirmek mümkün. Unutmayın, menopoz sadece bitiş değil, aynı zamanda kendinizi yeniden keşfetme, sağlığınıza yatırım yapma dönemi!

