Dünya çapında sevilen bir içecek olan kahve, 'coffea' bitkisinin kavrulmuş tohumlarından yapılır. Etiyopya menşeli kahve çekirdekleri artık dünyanın çeşitli bölgelerinde yetiştiriliyor ve Arabica, Robusta gibi popüler çeşitleri farklı tatlar ve aromalar sunuyor. Kahve, içerdiği kafein nedeniyle sabah ritüeli, sosyal katalizör ve enerji kaynağı olarak birçok insanın hayatında önemli bir rol oynuyor. İster sade, ister kremalı ve şekerli, ister özenle hazırlanmış özel içeceklerle tüketilsin, kahve dünya çapındaki kültürlerde özel bir yere sahip, güne başlamak veya öğleden sonraki durgunlukların üstesinden gelmek için çok ihtiyaç duyulan desteği sağlıyor.

ZİHİNSEL SAĞLIK
Araştırmanın kahvenin sağlık üzerindeki etkisine ilişkin bulguları çok yönlü ve şaşırtıcıydı. İlk analiz, kahve ile obezite ve madde kullanımı gibi zararlı sağlık sonuçları arasında tutarlı pozitif genetik ilişkiler olduğunu ortaya çıkardı. Araştırma ayrıca anksiyete, depresyon ve bipolar bozukluk gibi psikiyatrik durumlarla ilgili potansiyel olarak olumlu sonuçlar verdi. Ancak sonuçlar karmaşıktı ve çalışmada kullanılan farklı veri kümeleri arasında farklılık gösteriyordu. Bulgular, kahve tüketimi ile zihinsel sağlık arasında daha önce anlaşıldığından daha incelikli bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor.

SEVGİNİN NEDENİ VAR
Bir bireyin kahve tüketimini etkileyen faktörler, kişisel tat tercihlerinin veya kafein arzusunun ötesine uzanır. Yeni araştırmalar, genetik yatkınlıkların kahve alışkanlıklarının şekillenmesinde önemli bir rol oynadığını öne sürüyor. Bu, bir bireyin duble espresso veya sade kahve gibi belirli kahve türlerine olan eğiliminin, kalıtsal genetik özelliklerinden kısmen etkilenebileceği anlamına geliyor. Bu bulgular, kahve tüketiminin yalnızca bir tercih meselesi olduğu yönündeki geleneksel anlayışa meydan okuyor ve bu yaygın alışkanlığın daha derin bir biyolojik temele sahip olduğunu öne sürüyor.

NE KADAR TÜKETİYORUZ?
Bu büyüleyici açıklama, araştırmacıların 23andMe ve UK Biobank'tan devasa veritabanlarını araştırdığı Neuropsychopharmacology dergisinde yayınlanan yakın tarihli bir çalışmadan geliyor. Bilim insanları genlerimiz ile kafein isteğimiz arasındaki bağlantıyı çözmeye çalıştılar. UC San Diego Tıp Fakültesi'nden profesör ve araştırmanın baş araştırmacılarından biri olan Dr. Abraham Palmer "Başka bir deyişle, ebeveynlerinizden miras aldığınız belirli gen çeşitleri, ne kadar kahve tüketeceğinizi etkiliyor" diyor.

BİR BARDAK KUPA...
Peki son karar ne? Bilimsel alandaki pek çok şey gibi bunun da cevabı basit değil. Araştırma, kahve alışkanlıklarımız ve bunların sağlık üzerindeki olası etkileri söz konusu olduğunda genetik ile çevre arasındaki karmaşık etkileşimi vurguluyor. Bu çalışma, genlerimiz ile günlük seçimlerimiz arasındaki ilişkinin büyüleyici bir bulmaca olduğunu hatırlatıyor. Aynı zamanda sağlık ve davranış incelenirken kültürel ve çevresel faktörlerin dikkate alınmasının öneminin de altı çizilmekte. Bu nedenle, bir dahaki sefere en sevdiğiniz kupaya uzandığınızda şunu unutmayın: Genleriniz bu arzuda rol oynuyor olabilir.