Birkan Yüksel

Alt Tarafı Dünyanın Sonu

Alt tarafı ile başlayan çokça teselli, teselli verilen kimsenin de ilgili durumu kıyamet olarak gördüğü nice an yaşanır. İnsanlığın evrensel açmazları. Teselli veren ve verilen yer değiştirebilir ancak mutlak suretle yaşadığı o keskin anı olduğundan da keskin deneyleyen, 'dünyanın sonu değil ya' türünden omuz verme çabasına; 'Evet öyle' diye yanıt veren bir fani vardır.
Xavier Dolan'ın son güzelliği 'Alt Tarafı Dünyanın Sonu'nda, bu halde bulduğumuz Louis, uzun yıllar önce terk ettiği evine geçmişle yüzleşmek ve yaklaşan ölümünü haber vermek için dönüyor. Evi terk etme sebeplerinden birinin, Louis'nin cinsel kimliği olduğunu seziyor ama fazlasını da anlıyoruz.
Babanın vakitsiz kaybıyla yalnız kalan anne, evi bir arada tutmak için hayattan fazlasıyla feragat ettiği duygusuyla hırçınlaşan sinir bozucu bir ağabey ve yönünü bulmakta zorlanan genç bir kadına dönüşmüş olan küçük kız kardeş. Eh bu gerçekten de bir tür küçük kıyamet.
HÜZÜNLÜ BİR DANS
Aile mefhumuna içkin arızalar, ithamlar, yıllar içinde iyice yitmiş asgari uzlaşı olanakları, suçluluk duygusu ve tüm bunların birbirini yeniden ürettiği, neredeyse tek mekanda ve ziyadesiyle hüzünlü bir dans başlıyor sonra. Dolan, bir tiyatro oyunu estetiğiyle kotardığı filmde, Louis'in - ve aslında geride bıraktıklarının da - tüm kapana kısılmışlığını eşsiz dar kadrajlarla göze sokuyor. Karakterin, özgürlüğü için ödediği bedel ve bunun yarattığı göreli mahçubiyet hissi, zerre ajitasyona sapmayan bir anlatımla ve büyük bir kudretle perdeden üzerimize sızıyor. Sevilenleri incitmek pahasına hürriyete yapılmış bir yolculuğu ne yargılıyor ne de mistikleştiriyor Dolan. Özgürlüğün kıymetini ve genç bir adamın bu kıymet için yüklendiği hüznü, kuvvetle tasvir etmekle yetiniyor yalnız.
OYUNCULUK ŞÖLENİ
Tam anlamıyla bir oyunculuk şöleni izliyoruz. Genç Hannibal; Gaspard Ulliel ve her daim hayran olduğum Vincent Cassel şahaneler. Ama filmin asıl yıldızı, her hattına hakim olamadığı bir çatışmanın ortasında özgüvenini iyice yitiren Cathrine rolünde ışıldayan Marion Cotillard. Filmin müzikleri de ayrı bir yazı konusu olacak denli etkileyici.
Dolan, duyguyu izleyene geçirme becerisi bağlamında eşik bir öyküye, sarsıcı kuvvette bir şiire imza atıyor. Duvardan duvara çarpan ve bir türlü dışarıya uçamayan kuşun merkezde olduğu yürek sıkıştırıcı bir sekanstan dahi kaçınmıyor hikayeyi anlatırken.
Belki de bu, tüm 'sert'liğine karşın; 'Sen uçuşu hatırla' demenin bir yoludur

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.