Faiz kararında kritik viraj
Para Politikası Kurulu toplantı sonrası verdiği kararının gerekçelerini içeren kısa bir notu kamuya duyuruyor. Bir süre sonrada detaylı bir rapora dönüştürüyor. Aynı zamanda, Merkez Bankası uyguladığı "enflasyon hedeflemesi rejimi" çerçevesinde düzenli olarak "enflasyon raporu" yayımlıyor. Raporda genel değerlendirmelerin, uluslararası konjonktürün ve piyasaların yanı sıra "orta vadeli öngörüler de" yer alıyor.
2009-IV raporunda, Merkez Bankası, faiz kararında ön plana çıkardığı; fiyat hareketleri, iktisadi faaliyet düzeyi ve uluslar arası gelişmeleri bakın nasıl değerlendiriyor...
* En kötüyü geride bırakmış olsak da, küresel ekonomik sıkıntılar devam ediyor.
* Kredi piyasalarındaki sıkılığın devam etmesi ve işsizlik rakamlarının yüksek seviyelere tırmanması küresel ekonomik faaliyetlere ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı tutuyor.
DENEYİM YOK
* Merkez Bankası'nın ilginç bir değerlendirmesi de şöyle;
Küresel kriz için uygulanan para politikası önlemlerinin ekonomik faaliyetler ve temel makro ekonomik parametreler üzerinde nasıl bir etki yapacağı tahmin edilemiyor. Çünkü, daha önce benzer bir deneyim yaşanmadığı için tarihsel yaklaşım etkisiz kalıyor. Yani, Merkez Bankası ileriye yönelik tahminlerde mümkün olduğunca "temkinli" durmayı tercih ediyor.
Hem dışarıda hem de içeride ekonomik faaliyetler beklenen düzeylere ulaşamadı. Yani, iç ve dış talep henüz yetersiz. Diğer taraftan, merkez bankalarının "fiyat istikrarı" temel hedefi ile uyumlu enflasyon rakamları geliyor. Enflasyon küresel düzeyde bir süre daha kendisini göstermeyecek.
Dolayısıyla, Merkez Bankası'nın faiz kararında göz önünde bulundurduğu iki temel faktör halen faiz indirimi lehine görünüyor. Para Politikası Kurulu "piyasaların beklentilerini" de hesaba katarak 25 baz puan indirime gidecek.
BUNDAN SONRASI
Önemli olan bundan sonrası.
Biraz açalım bu noktayı...
Merkez Bankası kendi bünyesindeki Para (TL) Piyasası'nda bankalardan "gecelik borçlandığında" ödeyeceği faiz oranını "politika faiz oranı" olarak her ay belirliyor. Burada hedef, borçlanırken ödeyeceği faiz tutarını aşağı çekmekten öte, diğer faiz oranlarının da paralel bir şekilde gerilemesini sağlamak. Diğer faiz oranları derken, mevduat, kredi, tahvil ve bono faiz oranlarını kastediyoruz.
Merkez Bankası, küresel kriz ile beraber başladığı faiz indirim sürecinde toplam 1000 baz puan faiz indirimine gitti. Oldukça yüksek olan bu indirime öncelikle mevduat faiz oranları hızlı tepki verdi, ardından tahvil ve bono faiz oranları da beklenenin üzerinde düşüşlerle Merkez Bankası'nı mutlu etti. Kredi faiz oranlarının ise ne yazık ki tepkisi zayıf kaldı.
Artık eşik değere dayandı faiz oranları. Bundan sonra Merkez Bankası her ne kadar politika faiz oranlarını aşağı çekerse çeksin diğer faiz oranları fazla peşine takılmayacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.