Cahit Sönmez

Hızlı ivme yanıltmasın

Acaba krize giriyor muyuz diye tartışılırken kendimizi kriz içinde bulmuştuk. Karanlık süreçte arada bir ışık görünüyordu. Tünelin sonu mu, yoksa karşıdan gelen trenin farları mı derken, bu sefer de kendimizi krizin dışında bulduk. Sonuçta, rüzgar gibi geçen yaklaşık 1 yılı geride bıraktık.
Hatırlayacağınız gibi krizi tanımlamak için büyüme rakamları ile türetilen grafiğin U, V ya da W şeklini alacağı uzunca tartışılmıştı. Bugün itibariyle ince ama uzun bir V çıkıyor ortaya. Tabii şimdilik... Neden şimdilik? Çünkü, kriz için alınan önlemlerin bedelleri göz ardı ediliyor.
Hem hükümetlerin, tabii dolaylı olarak vatandaşların, hem doğrudan vatandaşların önümüzdeki dönemde ödemek zorunda olacakları bedellerin neler olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum...
En büyük bedel bütçe açıklarının makul seviyelerin oldukça üzerine çıkması. Merkez bankaları para politikalarını sıkılaştırdıklarında, yani likidite piyasalardan çekildiğinde kamu açığı finansmanı için ihraç edilecek "Devlet iç borçlanma araçları" rahat satılabilecek mi?
İkinci önemli bedel ise, artan işsizlik oranlarının uzun süre yüksek seviyelerini koruyacak olması. Dolayısıyla, büyüme için gerekli olan iç talep düzeyleri ekonominin çarklarının dönmesi için yeterli olacak mı?
İVME DEVAM EDER Mİ?
Sorunun yanıtlarını zaman verecek. Biz, hızlı ivmenin nereden kaynaklandığını ve sürdürülebilirliğini sorgulayalım...
Dünya ekonomisinin lokomotifi konumundaki ABD'de işler yolunda. FED'in krizi kontrol altına almasındaki başarına karşın Avrupa'nın beceriksizliği ve önlemlerde gecikmesi doları yeniden değerli kılıyor. Her şeye rağmen, özel tüketim verileri ve beklenti anketleri ekonomideki düzelmenin henüz Amerikan halkı tarafından tam anlamıyla desteklenmediğini gösteriyor. Eğer bunu da aşarlarsa şimdilik toparlamış olacak. Toparlanmada para arzındaki belirgin artışın katkısını eklemeyi de unutmayalım. 2010 Şubat itibariyle bir yıl öncesine göre dar tanımlı para arzı yüzde 9.5, geniş tanımlı para arzı ise yüzde 2.1 artmış. Diğer taraftan, ABD ekonomisinin ikiz açıkları da yeniden yükseliyor. Cari işlemler açığı 419.9 milyar dolara, bütçe açığı ise yüzde 11.1'e kadar tırmandı.
AÇIK ARTIYOR
Türkiye ekonomisi ise kriz öncesi noktaya geldi. Yani, her dönemde olduğu gibi, dışarıdan gelen sermaye akımları ile büyüme ivme kazanıyor. Bu gelişmeyi hızla artan cari açıktan izleyebiliyoruz. 2003-2007 yıllarında sağlanan ortalama yüzde 7 civarındaki büyümede, dışardan sağlanan kaynakların büyük etkisi olmuştu. Bir taraftan, özel sektör dış borçlanma yoluna gitmiş, diğer taraftan yoğun sıcak para girişi olmuştu. 2003 yılında cari açık 8 milyar dolar idi. 2004'de 15.6 milyar dolar ve 2005'de 22.8 milyar dolara fırladı. Artan trend, kriz öncesi 2008'de 43 milyar dolar ile zirve yapmıştı.
Dış borçlar da paralel şekilde yükseldi söz konusu dönemde... 2001 krizi sonrası kamu ve özel kesimin yaklaşık 121 milyar dolar seviyesinde olan dış borç toplamı küresel kriz öncesinde 296 milyar dolar ile birkaç katına çıktı.
Krizden çıktık... Yeniden cari açık ve dış borçlar artmaya başladı. Yine aynı model büyümeye tanık olacağız. Dışarıdan kaynak girdikçe büyüme yani...
Tabii ki, iç talebin de payı önemli. Ancak, iç talebin bir kısmının da içerden borçlanarak yapıldığı gerçeğinin altını çizelim. Peki, ABD para sıkılaştırmasına giderse ne olacak? Hem dışarıdan borçlanmanın maliyeti artacak hem de sermaye akımları azalacak.
Küresel ekonomiler dipten çıkış sürecinde olağanüstü önlemlerin etkisiyle ivme kazandı. 2010'un ilk çeyreği, baz etkisiyle ivmeyi daha da hızlandıracak. Sonrasında, psikolojik etkiler yerini gerçeklere bıraktığında küresel ekonomiler bütçe açıkları, işsizlik ve yüksek borçluluk oranları ile yüzleşmek zorunda kalacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.