Temkinli duruşa devam

Merkez Bankası, olağan aylık toplantısı sonrası temkinli duruşun korunması gerektiği kararını verdi. Doğrusunu da yapmış oldu. Faiz kararı için takip ettiği bazı faktörlerde iyileşme sinyalleri gelmiş olmasına rağmen rüzgara kapılmamayı tercih etti. İyileşme derken cari açığın kısmen geri çekilmesi, FED'in ılımlı normalleşme süreci izleyeceği mesajını kastediyorum.
Para Politikası Kurulu toplantı sonrası yayımladığı basın açıklamasında çok kısa birer cümleyle konulara değinir olsa da bu parçaları yan yana getirdiğimizde ekonomik sorunların hangi boyutta olduğunu rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz.
Hem faiz kararını gerektiren unsurların durumuna hem de bunların sonucu ortaya çıkan resme değinelim.
İYİLEŞME BEKLENTİSİ?
Gıda fiyatları... İlginçtir Kurul gıda fiyatlarındaki oynaklığı risk unsurları içinde sayarken bir taraftan da kısa vadede gıda fiyatlarında düzelme olacağını bunun da enflasyona olumlu katkı yapacağını bekliyor. Son haftalardaki hava koşulları, televizyonlarda perişan olmuş üreticileri izlerken böyle bir tespiti okumak ne kadar tatminkar sorusunu açıkçası ben de yanıtlayamıyorum. Aslına bakarsanız Merkez Bankası son yayımladığı Enflasyon Raporu'nda toplam enflasyonda gıdanın payının 3.5 puan olduğuna vurgu yapmıştı. Demek ki bu düzeydeki katkı en azından önümüzdeki birkaç ay daha devam edecek.
Cari açık... Geçen yıla göre cari açık geriliyor. Yılın ilk 4 ayında 14.5 milyar dolara kadar indi. 2014'ün eş döneminde yaklaşık 2 milyar dolar daha fazla idi. Dış ticaret açığının ve enerji fiyatlarının aşağı gelmesi beraberinde cari açığı da düşürmüş oldu.
Tüketici kredi büyüme hacmi... Kurul kredilerin makul düzeyde yükseldiğini izlemiş. Dolayısıyla kredilerdeki olumlu artış seyrinin enflasyona da olumlu yansıyacağını düşünüyor. Kırmızı çizgisi yüzde 15... BDDK verilerine baktım. Geçen hafta sonu itibariyle 1.4 trilyon TL'ye ulaşmış toplam bankaların plase ettikleri kredi hacmi. Bunun 298.6 milyar TL'si tüketicilerin aldığı kredilerden oluşuyor. Dağılım ise şöyle: 137 milyarı konut, 154 milyarı ihtiyaç ve kalanı taşıt kredisi. Fazla değilmiş gibi düşünceye kapılmayın. 154 milyara bir de 75 milyar TL kredi kartı eklemeliyiz. Yani konut ve taşıt hariç bireylerin hayatlarını idame ettirebilmek için ihtiyaç duydukları para 230 milyar TL'ye ulaşmış.
RESİM ŞUNU SÖYLÜYOR
Büyük resme yer açmak için kalanları özetleyeyim. Dış talep çok zayıf. İç talep büyümeye olumlu katkı yapıyor. Son olarak... Küresel belirsizlik yüksek, enerji ve gıda fiyatları oynak.
Tüm saydığımız bu nedenlerle politika faiz oranı yüzde 7,5 seviyesinde kalmalı kararı veriyor Kurul.
Bu tespitleri yan yana getirirsek... Türkiye ekonomisi... Bir, iç talep ile diğer bir deyişle bireylerin tüketimi ile ancak yüzde 2'nin biraz üzerinde büyüyebiliyor. İhracatın katkısı büyüme üzerinde pek yok. İki, düşen cari açığın finansmanın yarısı sıcak para, çok az kısmı Merkez Bankası ve kalan yarıya yakın kısmı da net hata ve noksan kaleminde görünen döviz ile yapılıyor. Sözün özü gerek büyüme açısından gerekse cari açığın finansmanı açısından Türkiye ekonomisi şimdilik cılız da olsa olumsuz sinyal veriyor. Göz ardı etmeyelim...