Cahit Sönmez

Orta vadeli program gerçekçi mi?

Gelenekselleşmiş olan orta vadeli programın seneye başlamak üzere üç yılı kapsayan yeni versiyonu bu hafta içinde Resmi Gazete'de yayımlandı. Türkiye ekonomisinin üç yıllık yol haritasını bu programla öğrenmiş olduk. Geçen yıl Ekim ayında açıklanan 2015-2016 ve 2017 yıllarını içeren Orta Vadeli Program'dan farklılıklar var yapılan öngörüler açısından...
Bu yılın sonunda ulaşılacak rakamların yanı sıra seneye ve ondan sonraki senede gerçekleşecek verilerde revizyonlar yapılarak biraz daha objektif çerçeve içine alınmaya gayret edilmiş. Düzeltmelere ve yeni programdaki öngörülere kısaca baktıktan sonra programın kendi içinde ne kadar tutarlı olduğunu değerlendirelim...
Geçen programda 2015 yılında yüzde 4 seviyesinde gerçekleşmesi beklenen büyüme tahmini yüzde 3'e çekilmiş. Tabii büyüme oranında revizyon yapılınca işsizliğin de yeni büyüme rakamına adapte edilmesi gerekiyor. Yılsonu işsizlik düzeyi 1 puan artırılarak yüzde 10,5 seviyesine çıkarılmış. Belirgin düzeltmelerden bir diğeri de enflasyon...
Yüzde 6,3 ile bu yılı kapatırız derken hayır yüzde 7,6'ları bulacak enflasyon oranı deniyor yeni programda...
İhracatın ve ithalatın düşürülmesi, ithalat daha fazla aşağı çekildiği için doğal olarak dış ticaret açığı ve cari açığın da inmesi göze çarpanlar değişikliklerden...

BÜYÜME YÜKSELECEK
Gelelim yeni hedeflere...
Gelecek yıl yüzde 4 büyüme bekleniyor. Nasıl derseniz?
Hem iç talep hem de dış talep artacakmış...
İç talebin artması için işsizlik düşmeli, gelirler artmalı veya bireysel krediler yükselmeli ya da tasarrufların bir kısmı tüketime kaydırılmalı...
Saydığımız unsurların hangisinde bu yönlü bir değişim bekleyebiliriz?
Açıkçası biraz zor görünüyor...
Aynı zamanda dış talebin yukarı çıkması için dış ticaret hacminin genişlemesi gerekiyor. IMF ve OECD yakın zamanda yayımladıkları raporlarda kayda değer bir artış beklemediklerinin altını çizmişlerdi. Programdaki büyüme hedefi tutsa, dolar kuru 2,90- 3 bandında kalsa bile milli gelir 800 milyar dolara ulaşamaz. Dolayısıyla milli geliri toplam nüfusa oranladığımızda da 10 bin doların altında kalan kişi başına düşen gelir hesaplarız. Eğer kişi başına düşen geliri "satın alma gücü paritesine (SAGP)" göre ölçersek Orta Vadeli Program'daki gibi 20 bin dolarlara erişebiliriz.
Birkaç noktaya değinebildim ancak.
Yerim bitti...
Önümüzdeki hafta gündem çok değişmezse bu konuya devam edeceğim...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.