Doğum izni sinir bozucu!
YA İKİ KEZ DOĞURURSA...
Shulman'ın iddiasında bir de kadının iki kez üst üste doğurması var ki, benim de sinirimi bozan bir konu bu. Kadın bir yıl izinli diyelim, işe dönüyor, birkaç ay takılıyor adapte süreci falan derken yine hamile kalıyor ve yine bir yıl çalışmayabiliyor.
Yasalar evli ve çocuklu kadınları her zaman gözetiyor, yazıldığı kadarıyla ama diyelim ki, bekar ve çocuksuz bir kadınsınız. Köle gibi çalışmaya mecbursunuz. Ücretsiz izin isterseniz verilmeyebilir çünkü öncelik her zaman erkeklerden ve çocuklu kadınlardan yana!
Anne olmak mutlaka dünyanın en güzel işi, anneler bile yaşadıkları mutluluğu tarif edemiyor evlatlarını kucaklarına aldıkları andaki. Ama anne olmak, hatta evlenmek; kadını başka bir statüye taşıyan ve kollayan bir durum; kabul etmek lazım.
Evlenmek de kutsal, kutsallığına lafım yok. Evlenen kadınla alakalı konuşulmaz mesela bizde, evlenmeden öncesi silinir atılır, evlilikle kadın temize çekilir. Diyelim bir miktar yaramazlık yapmıştı gençken, varlıklı bir erkekle evlenirse tamam; kraliçe gibi davranılır bir anda. İki yüzlü toplum, sadece bizimle alakalı söylemiyorum, bu büyük bir zaaftır toplumda; kadını alır, sütten çıkmış ak kaşık gibi camdan bir fanusa yerleştirir. Kadın boşandıysa, kadın evlenmediyse, kadının az önce bahsettiğim ikiyüzlü toplum tarafından onaylanmayan bir geçmişi varsa; yandı. Her an her saniye kendini kabul ettirmeye çalışmak, var olmaya çalışmak, kısaca çalışmak zorundadır. İş yerleri açısından bir değerlendirme yapamayacağım, ancak anne olan ve kariyerine devam eden kadın yatıp kalkıp haline şükretmeli... Fırsat varken de doğurdukça doğurmalı... Hayat doğurana güzel...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.