Elif Aktuğ

Mübadele 94 yıllık dram

Ocak ayının 30'unda, 1923'te Yunanistan ve Türkiye arasında imzalanan Nüfus Mübadele Sözleşmesi şöyledir; "Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyruklarıyla, Yunan topraklarında yerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyruklarının zorunlu mübadelesi".
Ülkeni, toprağını, hatıralarını, geçmişini ve geleceğini bugüne sar ve "haydi git" dediler. Memleketinden, evinden kopmak, bir başka ülkeye yerleşmek, hayata sıfırdan başlamak ne zor bir sınav. Bugün mültecilerin yaşadığı dram, gözümüzün önünde yaşanan bu insanlık dramı, 94 yıl önce yaşanan 'mübadele' ile benzerlik taşıyor bir bakıma. Savaş vardı, yokluk vardı, iki ülke bir anlaşma yaptı ve "herkes kendi evine" dendi, 94 yıl önce...
GİRİT'TEN CUNDA'YA
İnsanın evi neresiydi ki, kimse düşünmedi.
Gönüllü olarak, inisiyatif kullanarak ve ortak bir karar neticesinde bir ailenin, evini terk edip bir başka yere yerleşmesi, göçmesi gibi değil ki. Mübadele başka bir şey. Kendi memleketin sandığın, köklerinin geldiği yere göçmek ve bunu zorunlu olarak yapmak; "oh ne güzel anavatanıma kavuşuyorum" duygusu vardı muhakkak. Anneannem Aliye Handan Hanım öyle anlatırdı ama bilirdim, yüreği başka şey söylerdi. "Girit" derdi, ağzından bal damlardı..
Beş yaşında, annesinin paltosunun altında, gıcırtıları kulakları sağır eden bir tahta geminin içinde, korkular, endişeler ve imkansızlıklar eşliğinde, bir gün Cunda'ya getirildiler. Ne güzel değil mi Cunda'da yaşamak! Dışardan bakınca öyle, mübadiller hep kendi evlerini, doğdukları yeri, analarının babalarının mezarlarını özlediler, martılarla selam yolladılar komşularına.
Bakmayın siz bugün önüne gelenin Yunan adalarına gitmesine, Yunanca türküler söylenmesine, uzun bir dönem kendi dillerini Rumca'yı kullanamadılar. İkinci sınıf vatandaş muamelesi gördüler, onlar Ege kıyılarına gelmiş, ev ve zeytinlik verilmiş şanslı yabancılardı, yerlilere göre...
UNUTAMADILAR
Bugüne dek yazılan hiçbir kitapta, çekilen hiçbir filmde, mübadele dramını layıkıyla yansıtan bir satıra rastlamadım.
Anneannem anlatırdı, annesinin çektiklerini, babasını savaşta kaybetmenin acısını, hayata yeniden başlamanın zorluklarını.
Gayet güzel bir hayatı olan büyük anneannem, Akide Hanım, geçinmek için türlü işler yapmak zorunda kalmış mesela.
Öyle dışardan bakıldığı gibi, oh ne güzel Cunda'ya kondular değil konu; konu hiç tanımadığın bir yerde, al burası senin vatanın denilen bir yerde geçirilen ilk geceyi asla unutamamak.
Bu hayatta hepimizin mülteci, mübadil olduğunu düşünürüm. Geldik bir şekilde, bir hayata sahip olduk, beğendik beğenmedik, yaşadık bir şekilde. Kimi daha rahat, kiminin burnundan gelerek.
Kiminin sınavı daha basit kimininki hayli zor.
94 yıl önce bu topraklara ayak basan Türkler ve aslında artık sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen gerçek mübadiller, Rumca rüya görmeye devam ediyor.
Onlar hiçbir zaman yaşadıkları travmayı unutmadılar, çocukları da torunları da unutmadı.
Savaş çıkaran insanoğlu, yetinmeyen, barışmayan, kan dökmekten zevk alan acımasız insanoğlu, kendi türünün en büyük düşmanı oldu, olmaya da devam ediyor.
Geçmişten ve yaşananlardan ders alan yok, bir ülkeyi işgal edip, hadi yallah diyorlar hala.
Bugün yaşanan dram, Suriyelilerin vatanlarını terk etmek zorunda kalması, 94 yıl öncekinden çok daha vahim kabul ediyorum.
Kimsenin umurunda değil ama. Aradan yıllar geçecek ve bugünleri türküler hatırlatacak geride kalanlara. Tıpkı anneannemin dilinden düşmeyen Samiotisa türküsü gibi...
"Ne zaman Sisam'a gidiyorsun?
Denize nar taneleri dökeceğim Sisam.
Kumsala gül yaprakları dökeceğim.
Kayıkla nereye böyle?
Altından yelkenler takacağım.
Küreklerimi altından yapıp
Gelip seni alacağım.
Üç benli Sisamlı kız
Kara gözlü."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.