Atatürk, Zağnos Paşa Camii'nde ne dedi?..

Ahmet Ergin, Menemen'in duayen işadamlarından ve siyasetçilerin biri.
Ergin, Menemen'in ünlü Nazar mağazalarının da sahibi.
İşte, "Menemen'in Ahmet Abisi" Atatürk'ün Balıkesir'deki Zağnos Paşa Camiin'de halkla konuşmasını bir belgeselde okudu ve sonra bunu yazılı metin haline getirerek matbaaya verdi.
On bine yakın "hutbe niteliğindeki bu metni" bütün ahaliye dağıttı.
Ahmet Ergin, "Atatürk Zağnos Paşa Camii mimberindeki hutbe niteleğindeki bu konuşmasını 7 Şubat 1923'te yapmıştı" diyor.
İşte o hutbe...
***
"Ey Millet...
Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgi ve iyiliği üzerinizde olsun. Peygamber Efendimiz Hazretleri, Cenab_ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve Resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği gibi Kur'an-ı azim-şandaki açım ve kesin hükümlerdir.
* İnsanlara manevi mutluluk vermiş olan dinimiz son dindir. Mükemmel dindir.
Çünkü, dinimiz akla, mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer, akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsaydı, bununla diğer ilahi tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü, tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak'tır.
*Arkadaşlar! Cenab-ı Peygamber çalışmalarında iki yere, iki eve sahipti. Biri kendi evi, diğeri Allah'ın evi idi. Hazret-i Peygamber'in mübarek yollarını takip ederek bu dakikada milletimize şimdiki ve geleceğine ait konuları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde, Allah'ın huzurunda bulunuyoruz.
*Efendiler! Camiler, birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler, söylenenleri dinleme ve ibadet etmekle beraber, din ve dünya için neler yapılması lazım geldiğini düşünmek, yani birbirimizin görüş ve düşüncelerini almak için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihninin başlı başına faaliyette bulunması lazımdır. İşte, biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz için herşeyden önce hakimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım."
Hayattan
Biz Anadoluyuz, ayrılamayız
Beraber içmedik mi, tarhana çorbasını
Ve çalakaşık bulgur pilavını
Yer sofralarında.
Beraber gütmedik mi kuzuyu davarı,
Dağ kokulu yaylalarında Anadolu'nun, Bizim Anadolu'nun.
Karasaabandan traktöre
Köylerden şehirler kurmadık mı?
Ve aynı yollarda yürüyüp
Öğretmenimiz bile aynı
Oturmadık mı sıralarda?
***
Sonra vali kaymakam
Bakan ve başbakan
olmadık mı birlikte?
Enişte olduk, baldız olduk
Ve kayınbirader bazen.
Canımız cana
Kanımız karışmadı mı kana.
Halay çektik
Dicle, Fırat dedik
Ve zeybek oynadık.
Aydın, İzmir dedik.
Dayandık düşmana
Çanakkale, Dumlupınar dedik
Sonra Kıbrıs dedik birlikte
Güvercinler uçurmadık mı?
Yollar yaptık,
Fabrikalar kurduk
Çalışmadık mı birlikte?
Acılarda ağladık
Güldük sevinçlerde birlikte
Hani bir şarkı var ya;
"Biz ayrılamayız" diye
Biz o şarkıyız işte!
Biz Doğuyuz, Güneydoğu
Biz Ege, Karadeniz
Marmara veAkdeniz
Biz Anadoluyuz
Biz ayrılamayız.
Ekrem Ekicioğlu'ndan

bir not
Bizim feministin kaderi
Feministler dünya çapında bir kongre yapmışlar ve kocalarına hizmet etmemek konusunda kesin karar almışlardı. Bir yıl sonra kararların sonuçlarını öğrenmek için yeniden biraraya geldiler, durum değerlendirmesi yaptılar.
Amerika'lı: "Kendi çamaşırlarını kendin yıkayacaksın, dedim. Bir gün hiçbir şey yapmadı, ikinci gün de ellemedi, üçüncü gün baktım, kendininkilerle birlikte benimkileri de yıkamış..."
Avrupalı:"Kendi bulaşıklarını artık kendin yıkayacaksın dedim. Bir gün yapmadı, ikinci gün yapmadı, üçüncü gün baktım benimkileri de yıkamış."
Türk:"Bundan sonra yemeklerini mutfağa girip kendin yapacaksın dedim. Birinci gün göremedim, ikinci gün de göremedim, üçüncü gün sol gözüm yavaş yavaş görmeye başladı."
küpe
İnsan bir başkasının talihini beğendi mi kendisininkine düşman kesilir.
Horatius
günün fıkrası
Yedek
Sophia Loren'in filmini seyretmişlerdi. Eve dönüşte, kadın kocasına sordu:
"Beni verir, yerime Sophia'yı alır mıydın?"
Erkek bir an düşündü, sonra cevap verdi:
"Yok, onu alırdım ama, seni de yedekte tutardım."