Erkin Usman

Bir hakemin anıları

Yeşil sahalarda şiddet var mı?
Cevap: "Var..."
"Peki tribünler ne alemde?"
Cevap:
"Oraları da bir alem! Sille de var tokat da, maytap da cepte. Onun yanında da dönerci bıçağı..."
"Bu işin basın ayağı da yok mu?"
Cevap:
"Oooo... Hem de katmerlisini görürsünüz. Hele televizyon ekranlarına tüneyen çok bilmişler korosuna ne dersiniz?"
Bu yazdıklarım bilinmeyen tabloların akisleri değil.
* * *
Aşağıdaki notlar Türk futbol aleminin içinden çıkmış, senelerce maç yönetmiş bir hakemimizin yaşadıklarından bir kesit:
"Saha komiserinin, saha kenarından seyirciyi tahrik ederek 'Sahaya girin, maç tatil edilirse, tekrar oynanır' dediği saha içinde de duyuluyordu. Bir ara seyirciler oturma yeri olan kalasları yerinden sökerek tel örgü üzerinden sahaya atmaya başladılar.
Maçı 2 dakika daha oynatma imkanı kalmadığı gibi, futbolcular 'Hocam kaç, bizi de dövecekler' diye bağırmaya başladılar. Ben de askerlerin bulunduğu yere koştum. Yağmur gibi taş yağıyordu. Başıma bir taş isabet ettikten sonra askerlere ulaştım. Askerlerin bazısı ağlıyordu. Gelenlere süngü ile müdahale ederek beni de korumaya aldılar."
* * *
Aynı hakemin başına gelenlerden bir kesit daha...
"4 Mart 1973'de Balıkesir-Sivas maçını yönettim.
Balıkesir'in tek oteline maçın gözlemcisi ve MHK Üyesi Feyyaz Turgul'la özel araba ile gittik. Yaklaşık bir saat sonra Feyyaz Ağabeyimizin sağa sola telaşla koşuşturması dikkatimi çekti. Nedenini sorduğumda bir şey söylemedi.
Ertesi gün, bilmediğim gariplikler içinde telaşı devam ederken stada gittik. Maç oynanıyor, fakat seyircide gereksiz gördüğüm bir tepki var. Maç, sert hareketler içinde devam etti. Balıkesir 2-0 galip duruma gelince birden bire maçta her şey normale döndü.
Otele geldiğimizde bir görevli "Büyük tehlikelerden kurtulduk" deyince Feyyaz Abi'ye tekrar "Bir şey mi var?" dedim. Cevabı şu oldu:
"Yolda giderken konuşuruz."
Göztepe'nin bir yöneticisi İzmir'den otele dönerken eski Galatasaraylı Reha'ya "Maçı kazanacaksınız" demiş. Karşı taraf böyle bir görüşme olmadığını söylemesine rağmen, otelde bir şekilde duyulunca ortalık karışmış, Feyyaz Abi de, bana duyurmadan ilgililere "Böyle bir şey olmaz. Yalandır" demiş.
Hakemlik yapıyorsanız, haberinizin olmadığı konularda kim bilir, neler söyleniyor. Şaştım kaldım..."
* * *
Bu futbol inceliklerini (!) 1953'ten 1976'ya kadar hakemliğin bütün kademelerinde görev yapan Muzaffer Sarvan'ın "Anılarla Yolculuk" isimli kitabından aktardık.
Bu ilginç kitabı isteme adresi şöyle:
Zeus Kitabevi
Buca-İzmir
Faks: 0232 442 20 09

ege'den

Zeytinli, gençleri seviyor

Zeytinli, Türkiye Gençlik Birliği'ni ağırladı. Öğren, üret, paylaş, eğlen etkinliği kapsamında 4 ayrı bölgede düzenlenen kampların Marmara ayağı Zeytinli'de yapıldı.
Kamp süresi içerisinde Zeytinli Belediyesi'nin kendilerine gösterdikleri yakın ilgiden ve destekten dolayı memnuniyetlerini dile getiren Türkiye Gençlik Birliği yaklaşık 120 genç arkadaşı ile bir araya gelerek hem yaz tatillerini geçirdiler hem de kamp sürecinde eğitim çalışmalarını beraber yürüttüler.
Kamp sürecinde Zeytinli Belediyesi meclis üyeleri Hüseyin Simliova, Savaş Sözeri, Ahmet Çelik başta olmak üzere Zeytinli Belediyesi'ndeki sosyal çalışmaların emekçi insanı Ramazan Arslan seferber oldu.
5 günlük kamp sürecinin veda gecesinde bir de mini konser verildi.
Sanatçı Tayfun Hakan Kağan'ın yanı sıra gazeteci-yazar Mecit Ünal da şarkılarda eşlik etti.

tarihten
Deniz suyu gibi...

Süleyman Nazif ile Celal Nuri'nin arası bazen çok iyi, bazen çok kötü olurdu. Buna rağmen birbirlerinden kopmazlardı. Esprileri ve benzetmeleri ile ünlü Nazif, Celal Nuri hakkında bir soruya şöyle cevap vermişti:
"Celal Nuri deniz suyuna benzer. Ne içilir, ne geçilir."
laflama
* Ben bu kızın duruşunu çok seviyorum... O ne muhteşem bacaklar öyle!
* Daha açık olmak gerekirse; İki gönül bir olunca, samanlıkta bebiş doğar yahu!
* Her Türk erkeği maço doğar, sevince feminist olur, evlendikten sonra da kılıbık.
* Bir aslan "miyav" dedi: Yabancı dili öğrendi sonunda.
* Boş zamanlarımda kitap okumuyorum. Ama, kitap gibi kızlara bakıyorum.
İbrahim Ormancı'dan
küpe
Önemli olan akıllı olmak değil, aklı yerinde ve zamanında kullanmaktır.
Descartes
fıkra
3-4 yıl

Kadının biri kahvaltıda kurabiye yepmişti.
"Hayatım..." dedi kocasına ve devam etti:
"Her sabah millet işe giderken profesyonel olarak yapıp satsam, sence ne kadar verirler?"
Avukat kocası, kurabiyeyi binbir zorlukla yutarken cevapladı:
"Bilemiyorum... Sanırım en az 3-4 yıl..."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.