Erkin Usman

Konak'ta çocuk olmak!

"İzmir Konak'ta çocuk olmak bir ayrıcalık haline geliyor."
Bu İzmir'de bir genel kanı.
Sokaktaki adam da böyle düşünüyor, bazı siyasi kurumların etkin isimleri de...
CHP'nin "Karanlıklar Prensi" de ayrı kanıda...
Ahmet Kadıbeşegil, Barınak sohbetlerinde, gençlere "sosyal belediyeciliğin" önemini vurgularken bunları söylüyor. Başkan Hakan Tartan ile paylaştığı bazı gelişmeleri şöyle özetliyor:
"Sanat ve kültür sevgisini ailesinden alan Tartan, bunun üstüne koyduğu devlet deneyimi ile farklı yaklaşımlar sergiliyor. Milletvekili olarak üstlendiği komisyon başkanlığı sırasında kurduğu ilişkileri belediye çalışanlarına yansıtmasını bilmiş."
* * *
Gerçekten öyle, Tartan hedef kitle olarak ele aldığı çocuklara yönelik 16 projeyi hayata geçirmiş. AB fonlarını kullanarak uyguladığı proje ile ülkelerin çocuklarını kaynaştırmasını bilmiş.. Sevgi evleri, okulların yenilenmesi, eğitim yılı başında çocukların ihtiyaçlarının karşılanması, spor okulları, halk üniversitesi, doğa sevgisinin aşılanması, müzeler, sokak oyunları festivali, hayal et gerçekleşsin projeleri bunlardan bazıları.
Ama en önemlisi Konak Çocuk Senatosu.
Demokrasi bilincinin yerleşmesi ve geleceğin liderlerinin yetiştirilmesini amaçlayan bu girişim eğitim sisteminde köklü değişikliklerin yapıldığı günümüzde daha da önem kazanıyor.

hayattan

Çeşme'ye bir pazar gezintisi

Metin Gökalp, stadyumlarda iz bırakmış bir futbolcu. Şimdi hızlı bir işadamı ve görüşleri keyifle izlenen spor yazarı.
Şimdi size, Metin Gökalp'in bir Çeşme gezisinde başına gelenleri kendi kaleminde naklediyorum.
Şimdi söz Gökalp'in...
"Çeşme'de, geçen pazar... Oğlan, annesi yanında ben arka koltukta, Reisdere'den Ildırı'a kahve içmeye gidiyoruz öğle vakti... İçime mi doğdu ne, 'Yavaş sür' dedim... Demeye kalmadı, Jandarma sağa yanaşmamızı işaret etti. Sorduk tabii 'Suçumuz ne?' 'Elli ile gidilecek yerde, seksenle gidiyordunuz!' dedi. Olabilir, makul karşıladık o an... Asıl çelişkiler, kaç para ödeyeceğimizi duyup, küçük dilimizi yutmakla başladı.
O Ildırı yolunda seksenle gitmenin bedeli, tam 'üç yüz on dokuz lira!' Üç-yüz- on dok-uz!!
Asker çocuk elindeki kitaptan, yasanın çarpanları bölenlerini anlattı anlatmasına da, mantığım ve kalın kafam basmadı bir türlü, basmadı! Normal radara yakalansan, bu kadar para ödemiyorsun. Hem de yüz kırka yakalansan bile...
Çeşme Belediyesi o yolu yeni yaptı yapmasına da, herkesin söylediği işin kolayına kaçtığı! Kasisler, eskisi gibi aynı kasis... Yol genişletilebilecekken, oldukça dar... Kaldırımlara çıkmak için merdiven lazım! En çarpıcı olanıysa, yol tabelaları... 'Hız sınırı elli kilometre' yazıyor tabelada... Yirmi metre gidiyorsun, 'Otuz' gösteriyor, yeni tabela(!) 'Elli!', 'otuz!' 'Elli!', 'otuz!' Yavaşlamak için okulu bahanelemişler ama o kadar yerleşimin olmadığı yerde, kaç okul var?
Herşey bir yana, merak ettim otuzla gitmeyi... Deneyin, sizde deneyin ve alışın yoksa yersiniz üç yüz on dokuz papeli!
kentten
Kaf-Kaf'ta büyük gün!

Karşıyaka 1912 Derneği üyeleri el ele verdiler, her türlü imkanı zorladılar v sonunda muhteşem bir tesis meydana getirdiler.
Yarın, her Karşıyakalı'nın gurur duyacağı sosyal tesislerin açılışı var.
Karşıyaka 1912 Derneği Başkanı Sait Gürsoy:
"Değerli Büyük Aile... Büyük gün geldi" diye başlıyor ve heyecanla devam ediyor:
"100. yıl hediyemizin kurdelesini hep beraber keseceğiz. Derneğimiz bu projeden, sizlerin verdiği destekle, kimseden maddi yardım talep etmeksizin dimdik , yüzünün akıyla çıktı. Ve her yönüyle örnek olacak, KSK'li olan herkesi onurlandıracak bir tesis yaptı.
26 Eylül 2012 Çarşamba günü (yarın) saat:17.30'da, yanınıza makasınızı da almanız koşuluyla (kurdeleyi hep beraber keseceğiz), aile ve yakınlarınızla birlikte bu onuru ve keyfi paylaşmak üzere sizleri açılışımıza bekliyoruz."
1912 Karşıyaka Derneği, Selçuk Yaşar Spor Kompleksi içinde...

küpe

Doğruluğun en güzel meyvesi ruh sükunudur.
Epikuros

fıkra

Nereden anlamış

Arkadaşı Ali'ye sordu:
"Zengin bir dulun peşinde olduğunu duydum. Sana ümit veriyor mu?"
Ali:
"Zannederim... Geçen gün bana horlayıp horlamadığımı sordu."

tarihten

Joseph'in karşılanması

Zaire Devlet Başkanı Mabutu'yu doğduğu zaman Joseph olarak vaftiz etmişlerdi. Babası papaza sordu:
"Ben baba Mabutu'yum. Oğlum Joseph ölünce ne olacak?"
Papaz:
"Ne olacağı var mı? Tanrı katına çıktığında O'nu Joseph olarak karşılayacak."
Baba:
"Ben Mobutu olduğuma göre beni kim karşılayacak?"
Papaz:
"Oğlu Joseph, Tanrı'ya rica ederse o zaman seni de karşılayacak."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.