Kadını güzel yapan ne?
Küçük bir erkek çocuk annesine sormuş: "Niçin ağlıyorsun?"
"Çünkü ben kadınım" diye cevaplamış anası.
"Anlamadım!" demiş çocuk.
Annesi çocuğunu kucaklamış ve "Hiçbir zaman da anlayamayacaksın!" demiş.
Babasına "Baba, annem niçin ağlıyor?" diye sormuş.
Baba, "Bütün kadınlar sebepsiz ağlayabilen yapıdadır" diye cevaplamış...
Küçük oğlan büyümüş, yetişkin adam olmuş ve hala kadınların niçin ağladıklarını keşfedemeden ebediyete intikal etmiş. Öykü bu ya!
Allah'a sormuş:
"Allahım! kadınlar niçin bu kadar kolay ağlayabiliyorlar?"
Allah yanıtlamış:
"Ben kadınları özel yarattım!
Tüm yaşamın ağırlığını taşıyabilecek kuvvette olmalarını sağladım.
Buna karşılık, başkalarına teselli verecek kadar yumuşak omuzlar verdim.
Doğumun acısına olduğu kadar, doğurdukları evlatlarının nankörlüğüne dayanabilecek iç kuvvetini verdim. Başkalarının kuvvetinin kalmadığında dahi, yoluna devam edecek azmi, ailesinin hastalığında yorgunluğa pabuç bıraktırmayacak olan kudreti verdim. Her türlü şart altında ve hatta annelerini incitseler bile, çocuklarını yine de sevmek duygusallığını verdim. Ayrıca kocalarını, tüm kusurlarıyla sevmek kuvvetini verdim. Onları erkeğin kaburgasından yarattım; nedenini biliyor musunuz? Erkeğin kalbini korumaları için...
Onlara iyi bir erkeğin eşini asla incitmeyeceğini, fakat bazen destek ve kuvvetini deneyecek davranışlarda bulunacağını anlayacak duyarlıkta bir de zeka verdim. Kadına tek zayıflık olarak, gözyaşı verdim... Tamamen kendilerinin sahip oldukları, ihtiyaçları halinde kullanmaları için..."
Sevgili dostlar, demek ki, kadını güzel yapan şey ne saçı, ne vücudu, ne kendini ne şekilde taşıdığı. Kadını güzel yapan, sevgisini paylaşabilmesi, fedakarlığı, sorumluluğu, anlayışı... Sadece bilgiye değil aynı zamanda kalbe de yönelik olan aklı.
siyasetten
Bayraklı'ya matematikçi aday
1969 doğumlu olan Fen-Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü mezunu Serdar Sandal, CHP İzmir İl Başkan Yardımcılığı yapıyordu.
Bayraklı Belediye Başkan aday adayı oldu ve görevinden istifa etti.
Şimdi başkan adayı olabilmek için önemli rakiplerle mücadele ediyor.
Biraz bahsetmek yerinde olur kendisinden.
15 yıl farklı özel eğitim kurumlarında matematik ve geometri öğretmenliği yapmış. Öğretmen arkadaşlarıyla kurduğu dershanenin 10 yıl boyunca yönetim kurulu başkanlığı görevini yürütmüş. Bir dönem İzmir Ticaret Odası meclis üyeliği, bir dönem de eğitim komite başkanlığı görevlerinde bulunmuş. Lise döneminden başlayarak öğrenci dernekleri ve kitle örgütlerinde çalışmış.
* * *
Bu kısa tanıtımdan sonra gelelim Bayraklı gibi son derece önemli bir bölgede, önemli bir sorumluluğa talip olma sebebine...
"Bayraklı'nın kimliği yok' diyor ve insanları 'Bayraklılı' kimliği altında buluşturmayı hedefliyor.
"Kent kimliği, o kenti diğerlerinden farklı kılan, o kente anlam ve değer katan unsurların oluşturduğu bir bütündür. Kent kimliği kavramı o kentte ikamet edenlerin yaşadıkları yere yükledikleri anlamlandırma ve değerler kümesi olarak da nitelendirilebilir. Kent kimliğini en çok etkileyen faktörlerin başında o kentin fiziksel, sosyo-ekonomik, kültürel ve tarihsel özellikleri gelmektedir."
Serdar Sandal, ilçeninin öncelikli beş sorununu tespit ettiğini, bunların 'ilçe kimliği, işsizlik ve yoksulluk, sağlık, eğitim ile kentsel dönüşüm' olduğunu belirtiyor.
Kentsel dönüşümden cazibe merkezleri ve çevre düzenlemelerine kadar Bayraklı dayanışma ve paylaşma projesinden gece gündüz yaşayan Bayraklı projesine kadar, dere ıslahından meslek edindirme kurslarına kadar birçok çalışma yapıyor.
Son olarak Sandal, seçim stratejisini geleneksel anlayışlar dışında kurduğunu ve farklı siyasal eğilimleri birleştirerek seçimi açık ara alacağını söylüyor.
küpe
Sözden hafif ne var? Şimşek... Şimşekten hafif rüzgar. Rüzgardan kadın. Kadından hiçbir şey...
Seneca
günün fıkrası
Yakışıklı ve çok ünlü bir film yıldızı şehre gelmiş, büyük gösterilerle karşılanmıştı. Herkes boynuna sarılmış, iki saat içinde iki bin genç kız onu yanaklarından öpmüştü. Güç bela oteline geldiği zaman gazeteciler sordular:
"Nasıl buldunuz karşılamayı? 2 bin genç tarafından öpülmenin heyecanını anlatır mısınız?"
"Doğrusunu isterseniz" dedi ve devam etti:
"Çok hoşuma gitti. İki saate yakın, iki bin kız tarafından öpülmek harika bir şey. Ama bunlardan bir tanesini iki saat süreyle ben öpseydim, daha çok hoşuma gidecekti."
laflama
* Güzel bir kadın görünce bakmadan edemem. 'Müzmin bakar'ım yani!
* Facebook bağımlılık yapıyormuş. Vallahi yalan. Günde 24 saat facebook'un başındayım. Öyle bağımlılık falan yapmıyor yani!
İbrahim Ormancı'dan
"Çünkü ben kadınım" diye cevaplamış anası.
"Anlamadım!" demiş çocuk.
Annesi çocuğunu kucaklamış ve "Hiçbir zaman da anlayamayacaksın!" demiş.
Babasına "Baba, annem niçin ağlıyor?" diye sormuş.
Baba, "Bütün kadınlar sebepsiz ağlayabilen yapıdadır" diye cevaplamış...
Küçük oğlan büyümüş, yetişkin adam olmuş ve hala kadınların niçin ağladıklarını keşfedemeden ebediyete intikal etmiş. Öykü bu ya!
Allah'a sormuş:
"Allahım! kadınlar niçin bu kadar kolay ağlayabiliyorlar?"
Allah yanıtlamış:
"Ben kadınları özel yarattım!
Tüm yaşamın ağırlığını taşıyabilecek kuvvette olmalarını sağladım.
Buna karşılık, başkalarına teselli verecek kadar yumuşak omuzlar verdim.
Doğumun acısına olduğu kadar, doğurdukları evlatlarının nankörlüğüne dayanabilecek iç kuvvetini verdim. Başkalarının kuvvetinin kalmadığında dahi, yoluna devam edecek azmi, ailesinin hastalığında yorgunluğa pabuç bıraktırmayacak olan kudreti verdim. Her türlü şart altında ve hatta annelerini incitseler bile, çocuklarını yine de sevmek duygusallığını verdim. Ayrıca kocalarını, tüm kusurlarıyla sevmek kuvvetini verdim. Onları erkeğin kaburgasından yarattım; nedenini biliyor musunuz? Erkeğin kalbini korumaları için...
Onlara iyi bir erkeğin eşini asla incitmeyeceğini, fakat bazen destek ve kuvvetini deneyecek davranışlarda bulunacağını anlayacak duyarlıkta bir de zeka verdim. Kadına tek zayıflık olarak, gözyaşı verdim... Tamamen kendilerinin sahip oldukları, ihtiyaçları halinde kullanmaları için..."
Sevgili dostlar, demek ki, kadını güzel yapan şey ne saçı, ne vücudu, ne kendini ne şekilde taşıdığı. Kadını güzel yapan, sevgisini paylaşabilmesi, fedakarlığı, sorumluluğu, anlayışı... Sadece bilgiye değil aynı zamanda kalbe de yönelik olan aklı.
siyasetten
Bayraklı'ya matematikçi aday
1969 doğumlu olan Fen-Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü mezunu Serdar Sandal, CHP İzmir İl Başkan Yardımcılığı yapıyordu.
Bayraklı Belediye Başkan aday adayı oldu ve görevinden istifa etti.
Şimdi başkan adayı olabilmek için önemli rakiplerle mücadele ediyor.
Biraz bahsetmek yerinde olur kendisinden.
15 yıl farklı özel eğitim kurumlarında matematik ve geometri öğretmenliği yapmış. Öğretmen arkadaşlarıyla kurduğu dershanenin 10 yıl boyunca yönetim kurulu başkanlığı görevini yürütmüş. Bir dönem İzmir Ticaret Odası meclis üyeliği, bir dönem de eğitim komite başkanlığı görevlerinde bulunmuş. Lise döneminden başlayarak öğrenci dernekleri ve kitle örgütlerinde çalışmış.
* * *
Bu kısa tanıtımdan sonra gelelim Bayraklı gibi son derece önemli bir bölgede, önemli bir sorumluluğa talip olma sebebine...
"Bayraklı'nın kimliği yok' diyor ve insanları 'Bayraklılı' kimliği altında buluşturmayı hedefliyor.
"Kent kimliği, o kenti diğerlerinden farklı kılan, o kente anlam ve değer katan unsurların oluşturduğu bir bütündür. Kent kimliği kavramı o kentte ikamet edenlerin yaşadıkları yere yükledikleri anlamlandırma ve değerler kümesi olarak da nitelendirilebilir. Kent kimliğini en çok etkileyen faktörlerin başında o kentin fiziksel, sosyo-ekonomik, kültürel ve tarihsel özellikleri gelmektedir."
Serdar Sandal, ilçeninin öncelikli beş sorununu tespit ettiğini, bunların 'ilçe kimliği, işsizlik ve yoksulluk, sağlık, eğitim ile kentsel dönüşüm' olduğunu belirtiyor.
Kentsel dönüşümden cazibe merkezleri ve çevre düzenlemelerine kadar Bayraklı dayanışma ve paylaşma projesinden gece gündüz yaşayan Bayraklı projesine kadar, dere ıslahından meslek edindirme kurslarına kadar birçok çalışma yapıyor.
Son olarak Sandal, seçim stratejisini geleneksel anlayışlar dışında kurduğunu ve farklı siyasal eğilimleri birleştirerek seçimi açık ara alacağını söylüyor.
küpe
Sözden hafif ne var? Şimşek... Şimşekten hafif rüzgar. Rüzgardan kadın. Kadından hiçbir şey...
Seneca
günün fıkrası
Yakışıklı ve çok ünlü bir film yıldızı şehre gelmiş, büyük gösterilerle karşılanmıştı. Herkes boynuna sarılmış, iki saat içinde iki bin genç kız onu yanaklarından öpmüştü. Güç bela oteline geldiği zaman gazeteciler sordular:
"Nasıl buldunuz karşılamayı? 2 bin genç tarafından öpülmenin heyecanını anlatır mısınız?"
"Doğrusunu isterseniz" dedi ve devam etti:
"Çok hoşuma gitti. İki saate yakın, iki bin kız tarafından öpülmek harika bir şey. Ama bunlardan bir tanesini iki saat süreyle ben öpseydim, daha çok hoşuma gidecekti."
laflama
* Güzel bir kadın görünce bakmadan edemem. 'Müzmin bakar'ım yani!
* Facebook bağımlılık yapıyormuş. Vallahi yalan. Günde 24 saat facebook'un başındayım. Öyle bağımlılık falan yapmıyor yani!
İbrahim Ormancı'dan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.