Ufukta seçim görünürken...

Türkiye'nin gündemi yoğun. Yolsuzluk, işçi ölümleri, sınırlarımızın yangın yerine dönmesi, dış politikadaki çöküntü, işsizlik, cari açık, üretimin olmaması, eğitimdeki kaos, üreticinin perişanlığı ve sıralayabileceğiniz birçok konu.
İşte bu aşamada, "CHP'nin Karanlıklar Prensi" Ahmet Kadıbeşegil'in iktidar yarışına katılacak partilere ve siyasetçilere söyleyecekleri var.
"Karanlıklar Prensi" anlatıyor:
"Bun saydıklarımızla ilgili eleştiriler yapılmalıdır. Ancak bunların çözümü ve bu alandaki politikaları uygulamaya koymak için iktidar olmak zorundasın. Bunun için hedefin Haziran 2015 seçimleri olmalıdır.
Oy alamadığın yer ve bölgeler ilk hedefin olmalı. Bunun için açılım süreci çerçevesinde bölgeye nasıl baktığını, ajandanda olan yaklaşımları açıkla, onlarla paylaş.
Kürt sorununun çözümünü öncelikle herkesin içine sindirmesi gerektiğini anlat.
Hukuk devletinin, hukukun üstünlüğünün, hukuk ve devlet karşısında bireyin eşitliğinin ülkenin her yöresinde yaşama geçirilmesi gerektiğinin arkasında dur.
Faili meçhul cinayetlerin çözümlenmemesinin, iç barış sürecinin bir engeli ve demokrasinin ayıbı olduğunu söyle."
***
Bu siyaset yarışına katılanlar, katılacak olanlar, bir yıl içinde iki yüz bin kişiye, üç yıl süreyle asgari ücret düzeyinde geçici istihdam olanağı sağlayacak projelerini gündeme getirmeli.
Doğu ve Güneydoğu'da doğal ve insan kaynaklarını değerlendirecek yeni üretim projelerini ortaya koymalı.
Duran ve atıl kalan tesislerin işletilmesi için özel projelerini paylaş.
GAP bölgesi başta olmak üzere kooperatifçiliğe dayalı bir toprak reformunu nasıl yaşama geçireceğini bölge halkı bilsin.
Sınır ticareti, mera besiciliğini faizsiz kredi ile destekleyeceğini yöre halkı bilsin.
kentten
Kim bu patron?
Kürsüye benzer platform üzerinde, saçları diken olmuş biri vardı.
Kısacık boylunun biriydi ama o ufak tefek beden öfke ve hınç doluydu.
Her an patlamaya hazır bir canlı bombaydı bu.
O binanın mutlak hakimiydi.
Karşısında da, hükmettiği sistemin köşebaşlarında görevli kadınlı, erkekli üst düzey bürokratlar sıra olmuştu.
Bunların kimi bölge müdürü, kimi genel müdür yardımcısı, kimi mühendis, kimi mütercim-tercüman, kimi de bir başka platformun üst düzey yöneticisi.
Bunların çoğu, uluslararası platformlarda Türkiye'yi ve İzmir'i defalarca temsil etmiş, pırıl pırıl beyinlerdi.
"Canlı bombadan farksız" bu ufak tefek adam karşısında, aldıkları terbiye gereği saf tutmuş bu aydınlar grubu dikkatle dinliyordu.
O yetkili patladı:
"Topunuz bir adam etmezsiniz. Beceriksizler... Gidip kendinize iş arayın. Defolun. Aldığınız paralar haram, zehir zıkkım olsun..."
***
Şimdi, hepsi üniversite mezunu, saygın birer mevki sahibi bu adamlara "kendinize iş arayın" diyen adam, babasının çiftliğinde mi bu postayı koyuyordu, yoksa bir devlet kurumunda mı?
Peki kim bu adam?
Yakında İzmir sinemalarında...

küpe
Haset, başkasının balını ağzına zehir etmektir.
C. Şehabettin