Filiz İçke Önal

Terbiye neydi?

Çocuklara terbiye vermek şart.
Büyüğünü küçüğünü bilsin, yaşadığı toplumun/insanlığın ortak değerlerine saygı duysun.
Sınırlarını ve haklarını koruyup gözetirken, diğerlerini yok saymasın.
Vicdanlı ve ahlaklı olsun... Hepimiz isteriz.
Buraya kadar her şey normal.
Ama...
● Yerlere tükürenler ● Kullandığı maskeyi sokağa atanlar ● Araçta sigara içerken yolları küllük yapanlar ● Halısını balkondan silkeleyenler ● Evinde dinlediği müzikle mahalleyi inletenler ● Toplu ulaşımda bacaklarını sonuna kadar açarak oturanlar ● Suya sabuna dokunmayıp burun direği titretenler ● Restoranda/kafede bağıra bağıra konuşarak etrafı rahatsız edenler ● Bekleyenlere omuz atıp otobüse binmeye çalışanlar Hep yetişkin insanlar. Peki nasıl olacak bizim 'terbiye' işi?
NEZAKET ZAYIFLIK MI!
Bir de klişedir; bu konuların konuşulduğu ortamda biri çıkar ve der ki, "E ama şekerim, biz çocuğumuzu düzgün yetiştirsek ne olacak ki. Kaba saba insanlar gelip üzecekler neticede!" Nasıl olmuşsa, insanlığın ortak bilinci tarih boyunca kabalık ve gücü yan yana kodlamış.
Keza nezaket ve zayıflığı da.
O yüzden biraz da "Siz" diyene efelenip, sen diyene "Buyur abi" çekmemiz...
Oysa ne nezaket zayıflık, ne de kabalık güç belirtisi. Önünde sonunda öğreneceğiz. Hepimiz...
BİR EBEVEYN KOMUTU:
Sessizce otur
oyuncaklarınla oyna!
Sessizce oturup oyuncaklarıyla oynayan çocuğu kim istemez değil mi? "O oyuncaklara dünyanın parasını veriyoruz. Ne var azıcık sessizce oturup oyuncaklarıyla oynasa!" diye en az bir kez sızlanmayan var mı aramızda? Biraz sessiz dursunlar tabii ama her zaman değil! Geçenlerde bir haberde rastladım Prof. Dr. İlknur Maviş'in şu uyarısına: "Henüz okul çağı gelmemiş çocuğa maalesef 'Sen sessizce otur, oyuncaklarınla oyna' diyoruz. En büyük hata, iletişim kurmak isteyen çocuğumuza 'Sessizce otur' demek..." Burada altı çizilmesi gereken kısım, çocuğun iletişim kurma isteği. Yoksa oyun/oyuncak çocuğun bütün dünyası zaten. Elbette oynayacak...
Ama iletişim kurmak isterken de oyuncak, tablet ya da telefona yönlendirilen küçük çocuklarda dil ve konuşma bozuklukları görülüyor.
Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof.
Dr. Maviş, reçetesini de şu cümle ile yazmış, aynen aktarıyorum:
"Çocukların iletişim becerisini geliştirecek en önemli faktör, aile bireylerinin ilgisidir."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.