DP'de "zillet" manzarası
2007 Temmuz seçimlerinden sonra DP'nin başına geçen genç Süleyman Soylu, Demirel ve ardıllarının DP'nin ruh ve felsefesinde oluşturdukları cerahati temizlemek için canla başla çalıştı. Hiçbir şey yapmadıysa şunu yaptı, söylem düzeyinde de kalsa, DP'yi yeniden Menderes çizgisine, yani demokrat çizgiye oturtmaya çalıştı. Kaldı ki, 29 Mart mahalli seçimlerinde bu partiye bir buçuk milyon gibi bir oy desteği elde etti; hangi kritere vurursanız vurun başarıdır. Ancak Süleyman Soylu alınan % 4 oyu büyük davasına yakıştıramadı ve kişisel haysiyet duygusundan dolayı DP'yi kongreye götürdü. Ondan sonra olanları biliyoruz. DP'ye Demirel ve Cindoruk eliyle Ergenekon bulaştı.
***
Ergenekon zilletinin altında ezilen ve ANAP'la birleşmesine rağmen şu an da % 1'in altına düşen DP'nin başında bulunanlar zillet istihsaline devam ediyorlar. "Zillet müstahsili" gibiler adeta. Gerçekten bir cinnet hali bu. İşte 28/12/2009 tarihli Vatan Gazetesi'nde Mine Şenocaklı Cindoruk'a soruyor: "Sizce bir darbe tehlikesi var mı?". Cindoruk'un verdiği cevap: "İsmet İnönü'nün bir sözü var; 'Beni yanlış anlıyorsunuz. Bir ihtilal yapmanın peşinde değilim. Ama şartlar oluşursa bu olur. O zaman sizi ben de kurtaramam' diyor. Bunu Demokrat Parti zamanında söylüyor. Bu, İnönü gibi tecrübeli, başından darbeler geçmiş bir siyasetçinin sözüdür. Ben bunu hep aklımda tutmuşumdur. Nitekim dediği de çıktı".
Yani diyor ki Cindoruk, Demokrat Parti ve Menderes, İnönü'nün sözünü dinlemedi, dolayısıyla da 27 Mayıs darbesini hak ettiler. Bu zillet halidir. O parti de kaç tane demokrat var, bir sayım yapmak gerekiyor. O partide birkaç tane demokrat kalmışsa lütfen genel başkan namıyla partinin başında oturttuğunuz o yaşlı adamı eline paltosunu sıkıştırın ve kovun o partiden. Bu kadar zillet sağanağı altında çocuklarınızın ve yaşlı büyüklerinizin yüzüne nasıl bakıyorsunuz?
***
Bugünkü bu zavallı DP'de biliyorum ki çok değerli insanlar var. Onların demokratlıklarından da hiç şüphem yok. Ama şu zillet tablosu içerisinde mesela, ya Mehmet Ali Bayar vardır ya da Cindoruk. İkisi bir arada olabilmez! Bu tablo içinde ya her zaman anti-demokratik baskılara direnmiş Halit Dağlı vardır ya Cindoruk. Gültekin Uysal'lar, Çağrı Erhan'lar, Ahat Andicanlar bu zillet atmosferinde yaşamayı içlerine sindirmeye devam ediyorlarsa zaten benim bir diyeceğim de olamaz. Aslında bu yazıyı bir darbeci fersudeyi eleştirmek için yazmadım, ismini zikrettiğim arkadaşlarımın içinde bulundukları zilletten bir an önce kurtulmalarını zaruri gördüğüm için yazdım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.