Dinç Bilgin'den dersler
Dinç Bilgin'le tanışmam yakın zamanlara dayanır. Basın ve iş hayatındaki durumu ne olursa olsun benim için her zaman saygıdeğer bir insandır. Yaşadıklarının onu rasyonel bir bilgeye dönüştürdüğü çok açık. Star gazetesinin 4-5 Ocak 2010 tarihinde yaptığı söyleşi, Dinç Bey'in büyük birikiminden bana göre çok değerli fikir ve öngörüler yansıtıyor. İzmir'de yaşayan ve bu ülkenin en gerici adamları olan bazı sözüm ona işadamları ve orta sınıf kadınlar bu söyleşiyi ve Dinç Bilgin'in mesajlarını umarım dikkatle okurlar.
Türkiye'de yaşanan değişim ve dönüşümü anlamayıp "kaos" beklentisine giren mutsuz insanlara sesleniyor Dinç Bilgin: "Türkiye insanıyla barışma çabasında. Demokratik dönüşüm heyecan verici. Başarısız olması imkansız. Hükümet başaramasa da, muhalefet ne yapsa da. Zamanın ruhu bu. Yaşlı adamların kavgaya devam demesinin önemi, anlamı yok."
***
"Asker sivil ilişkilerindeki köklü değişimi nasıl okuyorsunuz diye soruyor gazeteci. Verdiği cevap şu: "Eski Türkiye'de hepimizin payı var. Beyin yıkanmışlığımız, yalanlarımız vardı. Ben de binlerce yanlış yaptım. Bir muhasebe yaptım. Yaptım da o sorumluluktan kurtuldum mu? Hayır. Günah çıkartıyor değilim, böyle hissediyorum. Bilerek olmasa da kötülük yapmamış olmanız imkansız. Tank sürücüsü gibisiniz. En azından sincapları karıncaları ezerseniz. Eleştiriye alışmamış, eleştiriyi vatana ihanetle bir tutan kurumlar var ama zamanla alışacaklar, eleştirildikçe güçlendiklerini görecekler. Kendi insanını değil dışarıdaki düşmanını korkutacaklar."
Asker sivil ilişkileri ve ülkede yaşananlarla ilgili bir soruya ise çok açıklayıcı bir cevap veriyor Dinç Bey: "Eski egemenler evlerinde oturup sinirleniyorlar, karıları konuşuyor onlar köpürüyorlar. Kolay bir şey değil. Bunu söylüyorum çünkü o eski egemenlerden birisi de bendim. (gülüyor). Kolay kabul etmeyecekler ama eski dünya geri gelmeyecek. Bunu zamanında 4, 5 gazetesi, 40 dergisi, bir televizyonu olan, bir zamanların Dinç Efendisi söylüyor. 28 Şubat dönemini yaşadım. Ne yaptığımı, ne olduğunu biliyorum. Hepimizin dolabında iskeletler var."
***
Aşağıdaki şu sözler eminim "Türkiye batıyor" korosunu çok kızdıracak:
"Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar önemli bir dönüşümden geçiyoruz. Hayal edilemeyecek muhteşem şeyler oluyor."
Dinç Bey söyleşisinde hem bazı tutucu Yeni Asır okuyucusuna hem de Yeni Asır'ın mutfağındaki gazetecilere önemli bir hatırlatmada bulunuyor. İşte o sözler: "Yeni Asır devletçi, otorite yanlısı değil, demokrat, liberal, batıya dönük, yenilikçi okurunun yanında bir gazeteydi. Ben İstanbul'a Sabah'ı çıkarmak için tek başıma geldim ama Yeni Asır'ın o genleriyle geldim."
***
Bugün köşemi Dinç Bilgin'in fikirlerini yansıtan söyleşiye ayırdım. Bunun iki sebebi var: Birincisi Türkiye'de değişim olgusunu en iyi izleyen insanların başında Dinç Bilgin geliyor. Bence devleti yönetenler de zaman zaman Dinç Bilgin'i dinlemeli. İkinci sebep ise, bu köşede sergilediğim demokrat yaklaşımlara şeytan görmüş gibi tepki gösteren bazı İzmirli seçkinlerin birazcık ders almaları umududur.
Hadi diyelim ki biz şuyuz buyuz, Dinç Bilgin ne peki?
Türkiye'de yaşanan değişim ve dönüşümü anlamayıp "kaos" beklentisine giren mutsuz insanlara sesleniyor Dinç Bilgin: "Türkiye insanıyla barışma çabasında. Demokratik dönüşüm heyecan verici. Başarısız olması imkansız. Hükümet başaramasa da, muhalefet ne yapsa da. Zamanın ruhu bu. Yaşlı adamların kavgaya devam demesinin önemi, anlamı yok."
***
"Asker sivil ilişkilerindeki köklü değişimi nasıl okuyorsunuz diye soruyor gazeteci. Verdiği cevap şu: "Eski Türkiye'de hepimizin payı var. Beyin yıkanmışlığımız, yalanlarımız vardı. Ben de binlerce yanlış yaptım. Bir muhasebe yaptım. Yaptım da o sorumluluktan kurtuldum mu? Hayır. Günah çıkartıyor değilim, böyle hissediyorum. Bilerek olmasa da kötülük yapmamış olmanız imkansız. Tank sürücüsü gibisiniz. En azından sincapları karıncaları ezerseniz. Eleştiriye alışmamış, eleştiriyi vatana ihanetle bir tutan kurumlar var ama zamanla alışacaklar, eleştirildikçe güçlendiklerini görecekler. Kendi insanını değil dışarıdaki düşmanını korkutacaklar."
Asker sivil ilişkileri ve ülkede yaşananlarla ilgili bir soruya ise çok açıklayıcı bir cevap veriyor Dinç Bey: "Eski egemenler evlerinde oturup sinirleniyorlar, karıları konuşuyor onlar köpürüyorlar. Kolay bir şey değil. Bunu söylüyorum çünkü o eski egemenlerden birisi de bendim. (gülüyor). Kolay kabul etmeyecekler ama eski dünya geri gelmeyecek. Bunu zamanında 4, 5 gazetesi, 40 dergisi, bir televizyonu olan, bir zamanların Dinç Efendisi söylüyor. 28 Şubat dönemini yaşadım. Ne yaptığımı, ne olduğunu biliyorum. Hepimizin dolabında iskeletler var."
***
Aşağıdaki şu sözler eminim "Türkiye batıyor" korosunu çok kızdıracak:
"Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar önemli bir dönüşümden geçiyoruz. Hayal edilemeyecek muhteşem şeyler oluyor."
Dinç Bey söyleşisinde hem bazı tutucu Yeni Asır okuyucusuna hem de Yeni Asır'ın mutfağındaki gazetecilere önemli bir hatırlatmada bulunuyor. İşte o sözler: "Yeni Asır devletçi, otorite yanlısı değil, demokrat, liberal, batıya dönük, yenilikçi okurunun yanında bir gazeteydi. Ben İstanbul'a Sabah'ı çıkarmak için tek başıma geldim ama Yeni Asır'ın o genleriyle geldim."
***
Bugün köşemi Dinç Bilgin'in fikirlerini yansıtan söyleşiye ayırdım. Bunun iki sebebi var: Birincisi Türkiye'de değişim olgusunu en iyi izleyen insanların başında Dinç Bilgin geliyor. Bence devleti yönetenler de zaman zaman Dinç Bilgin'i dinlemeli. İkinci sebep ise, bu köşede sergilediğim demokrat yaklaşımlara şeytan görmüş gibi tepki gösteren bazı İzmirli seçkinlerin birazcık ders almaları umududur.
Hadi diyelim ki biz şuyuz buyuz, Dinç Bilgin ne peki?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.