Gözaltılar ve CHP
***
Bir şeyi iyi bilelim ve gelişmeleri sakince izleyelim: Türkiye kendisini yeniden inşa ediyor. Bütün olanların altında buna ihtiyaç var. Bölgesinde herkesin saygı duyduğu, olaylara yön veren bir Türkiye var artık. Bu Türkiye'nin GSMH'si 1 trilyon dolara doğru gidiyor. Bu kadar büyük bir siyasi güç ve bu kadar büyük bir ekonomiye sahip olup içerde köhne iktidar savaşları örgütlemekten başka bir işe yaramayan darbe bezirganlarına müsade eder mi bir ülke? Dünyanın her tarafına ürün satan, cirosu milyarları bulmuş bir şirket, içeride üretim düzenine tuzaklar kuran, yanlış kararlar veren ve şirketin vizyonuyla uyumlu olmayı reddeden personeline ne kadar tahammül eder? Bir süre sonra tasfiye eder değil mi? Türkiye'de olan da budur. Türkiye çevresine laik demokrasi ve ticaret ihraç eden bir ülke haline gelmişken içindeki 1960 model alışkanlıklara niye izin versin ki? O işler üretim gücü olmayan, izolasyonist eski Türkiye'de oluyordu.
***
Bütün bu gelişmeler yaşanırken CHP'nin tutum ve davranışları ayrıca ilginç elbette. Bu ülke daha bir hafta önce İstanbul İl Kongresi'nde Baykal'ın ağzından, "CHP dönüşümün eşiğinde" sözlerini duymuştu. İl Başkanı, benimde aziz dostum Gürsel Tekin, "Dünya değişiyor, CHP'de değişiyor" sözlerini umutla karşılamıştık hepimiz. Fakat son olaylarda ortaya çıkan CHP tavrı bize kesin olarak göstermektedir ki, bu CHP asla değişmeyecek. Kopkoyu bir militarizmin batağına saplanmış debelenmekte. Baykal'ın son gözaltılardan sonra söylediği korkunç sözü hatırlayalım: "Sanki Türkiye işgale uğramış gibi." Yani düşmanlar ülkemizi işgal ettiler ve askerlerimizi teslim alıyorlar demek istiyor. Bu sözün bittiği yerdir ancak şu kadarını söyleyebilirim: Deniz Baykal'ın demokrat olmadığı zaten belliydi, vatansever biri olmadığı da bu sözüyle kanıtlanmıştır. Kendi ülkesinin hukukunu düşman işgaline benzeten bir siyasetçi kim olursa olsun, bu halktan hiçbir zaman meşru bir iktidar vizesi alamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.