Bağırmak faydasız, sizi halk istemiyor!
Peki bütün her şeye meşruiyetini veren millet nerede bu düzende? Hiçbir yerde! "Milleti istemiyoruz" diye bağırıyor aslında bunlar. Çünkü o kurumlara milletin gölgesi ve iradesi yansırsa öyle kolayca bir şeyleri koruma adına hukukun ve adaletin ırzına geçilemeyecek. Almanya'da niçin güçlü bir hukuk sistemi işliyor, Hollanda'da niçin yargı saygın? Amerika'da niçin jüri sistemi var, hakimleri, savcıları niçin doğrudan halk seçiyor? Amerikan halkı, İngiliz halkı, İspanyol halkı, Türk halkından daha mı akıllı halklar acaba? Yoksa Türk halkının ceza-i ehliyeti mi yok? Gerçeği ben söyleyeyim: Ey panik halinde bağırıp çağıranlar! Siz Türk halkını hiçbir zaman sevmediniz ve ona hiçbir zaman güven duymadınız.
Türk halkı da size güven duymadı ve sevmedi, şimdi sizi ebediyen tasfiye ediyor işte. Kimse kimseyi kandırmasın, anayasa tartışmalarının ve buna bağlı gelişmelerin bundan başka bir anlamı yoktur.
Baykal dün ne dedi?
Deniz Baykal dün partisinin grup toplantısında hukuk ve demokrasi bakımından en ufak bir anlamı ve değeri olmayan bir konuşma yaptı. Yaptığı konuşmanın tamamı hukuk ve demokrasi teorisine aykırı çarpıtmalarla doluydu. Ama konuşması bir başka açıdan çok önemli ve tarihi bir konuşmaydı. Hükümeti ve hükümet üyelerini açıkça aşağıladı. Onlara suçlu muamelesi yaptı. Son günlerde ağzına doladığı işgalci nitelemesine benzer sözler sarf etti. Bu düşük siyasi muhalefet dilini geçiyorum, çok daha önemli bir şey yaptı dün Deniz Baykal: Cumhuriyet başsavcısına açıkça hedef gösterdi. "AK Parti size darbe yapıyor, siz ne duruyorsunuz, kapatın geçin şu AK Parti'yi, kapatın ve hem kendinizi hem de bizi kurtarın" dedi. Söylediği açıkça buydu, bir Baykal uzmanı olarak şerh edeyim dedim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.