Yumruğun hasar tespiti
Birinci hasar: Ahmet Türk gibi ılımlı da olsa sonuçta bölücü çizgide siyaset yapan birisi bu ahmak yumruğu ile tarihin neredeyse en mağdur adamı durumuna düşmüş, bir ulusal kahraman kimliğine bürünmüş ve yaptığı sağduyu çağrısıyla tüm hayatı boyunca biriktirdiği itibardan daha çok itibar kazanmıştır. Bundan sonra Ahmet Türk'ün bölücü Kürt siyaseti adına söylediği ve yaptığı her şeyin doğal bir meşruiyeti olacaktır.
İkinci hasar: Bu ülkede PKK'nın oluşturmaya çalıştığı Kürtlerin itilen, kakılan, öldürülen insanlar olduğu yönündeki imaj insanların kafasında bir gerçeklik duygusu kazanmıştır.
Üçüncü hasar: Yine bu yumruk, PKK hainliği ile mücadele eden ve bu vatanın haysiyetini koruyan şehit Mehmetçik ile yumruk yiyen bir Kürt siyasetçisini neredeyse eşitlemiştir. Bazı man kafa yazar çizer takımı da ellerindeki kalemlerle buna hizmet etmişlerdir.
Dördüncü hasar: Bu yumruk Kürt siyasi bilincinin daha çok artmasına neden olmuştur. Bu ayrılık duygusunun kabarması demektir. Yumruk bu duyguyu tetiklemiştir.
Beşinci hasar: Bu yumruğu bahane eden PKK, Batı da ve Doğu sokaklarında da gövde gösterisi yaparak bir güç sergilemiştir. Bu görüntüler Batı'daki insanlarımızın içindeki korkuları daha da artırmıştır. Zıt duyguları keskinleştirmiştir.
Altıncı hasar: Bu yumruk açılım politikasının oluşturmaya çalıştığı toplumsal barış ortamına dolayısıyla da açılım politikasına zarar vermiştir.
Dolayısıyla yaşlı bir adama atılan ahmakça bir yumruk, yumruğu yiyene hiç de hak etmediği onlarca paye kazandırdığı gibi Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne inanan insanların, özellikle de PKK karşıtı Kürt vatandaşlarımızın elini zayıflatmıştır.
Ahmakça yapılan her işin sonu budur işte.
İnandığıyla amel etmek...
Deniz Baykal, Kutlu Doğum Haftası törenlerine katılmış ve bir konuşma yapmış. Hatırlanacağı gibi, ben Baykal'ın bu toplantıya katılmaması gerektiğini, bunun çok büyük bir istismar olacağını belirtmiştim. Esasen bugün de aynı düşüncedeyim. Fakat Baykal bu toplantıya katıldı ve gerçekten de şahane bir konuşma yaptı. Dini terminolojinin bütün temel kavramlarının yerli yerince kullanıldığı, dinin sosyal anlamının yerli yerince tespit edildiği, insan ile din arasındaki ilişkinin en doğru şekilde temellen dirildiği ve Peygamberimizin en mükemmel şekilde anlamlandırıldığı bir konuşmaydı Deniz Baykal'ın yaptığı konuşma. Baykal'ın kullandığı Türkçe'ye hayran bir insan olarak, bu konuşma metnini her zaman en yakınımda tutacağım. Ancak, benim merak ettiğim bir şey var: Bu konuşmayı yapan ve yaptığı konuşmanın her kelimesine de inandığını bildiğimiz Deniz Baykal, inandığıyla ve söylediğiyle "amel" edecek mi acaba?
Çünkü bizim dinimiz parlak nutuklara değil kişinin yaptığı eylemlere, yani amellerine bakar. Deniz Baykal'ın bugüne kadar ki amelleri Kutlu Doğum konuşmasındaki içerikle hiç örtüşmüyor doğrusu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.