Milletin onurlandığı an budur işte!
***
Ama yıllar boyu, en az elli sene birileri bu halkı sürekli olarak kandırdı. Milletin "kayıtsız şartsız" kaydıyla verdiği yetkiyi atanmış bürokrasiye peşkeş çekmek için herkes yarıştı adeta. Bu düzeni sürdürmek için belirli zaman aralıklarıyla askeri darbeler tezgahladılar. Metotlarını son zamanlarda öğrendik, önce milletin çocuklarını gözlerini kırpmadan birbirine kırdırıyorlar. Olmadık provakasyonlarla kaos ortamı yaratıyorlar ve sonra da bir kurtarıcı gibi gelip milletin bütün kazanımlarını, yeteneklerini, cevvaliyetini, kendi kaderine hakim olma kabiliyetini törpüleyip geçiyorlar. Namuslu bilim adamları bu ülkede 27 Mayıs'ı adındaki o haysiyetsiz darbe olmasıydı bugün Türkiye'de, onun ordusu da 30 kat daha güçlü olacaktı diye analizler yapıyorlar.
***
Bu ülkede yaşayan tüm insanların Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür borcu olduğunu düşünüyorum ben. Devlette yuvalanmış, mekanizmasını kurmuş ve kendi yarattığı şartlar olgunlaşınca devletin ellerine verdiği silahı milletin şakağına dayayan o korkunç yapılanmayı devri iktidarında deşifre etmiştir. Ve Cumhuriyet'in yiğit savcı ve hakimlerine de teşekkür borçluyuz. Bu cani çeteyi bağımsız mahkemelerde yargılayabiliyoruz bugün. Bu sadece bir istikrar ve güvenlik meselesi değildir. Bu çetenin etkisiz kılınması bu ülkenin daha demokrat, daha huzurlu ve daha zengin olması demektir. Önümüzdeki dönemleri yaşayanlar bunu görecekler. Ve en nihayet Başbakan Erdoğan'ın YAŞ kararları dolayısıyla sergilediği tutum. Bu tutumun benim nazarımda tek bir anlamı vardır: Bu ülkenin sahibi kim? Bu ülkede milletin borusu mu ötecek, elinde silah olan adamın mı? Ülkeyi halkın seçtikleri mi yönetecek, atanmışlar mı? Anayasa mı daha büyük teamüller mi? Bu soruların cevabı ilk kez dürüstçe verilmiştir. Ve bu cevap şundan ibarettir: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.