Hüseyin Kocabıyık

Apoletli siyasetçiler

Değişimin yoğun yaşandığı dönemlerde ortaya çıkan yeni durumu anlamak biraz zaman alır. Çünkü, eski anlayışlar ve alışkanlıklar zihinlerde kurumlaşmıştır, meşrulaşmıştır. Yeni duruma ve değişimin sonuçlarına ilişkin "adaptasyon" sorununu aşamayanlar bir süre direnirler. Bu umutsuz direniş sürdürülebilir bir şey olmadığı için de gün gelir tarih dışına itilirler. Siyasi tarihin hikayesi bu diyalektik üzerinden yazılır.
***
Bu ülkede 5 askeri müdahale yaşandı. 27 Mayıs 1960'ta vahşice kurulan vesayet sistemi silahların gölgesinde yerleşik hale getirildi. Her müdahalede vesayet, biraz daha doğal bir rejim kalıbı olarak şekillendi. Artık bir süre sonra, vesayet rejiminin gadrine uğramış olan, yetkileri gasp edilen siyasetçiler başta olmak üzere, herkes tarafından doğal, meşru, olması gereken bir yapı olarak benimsendi bu vesayet düzeni. Ama Türk halkının medenileşme ve zenginleşme arzusu daha çok özgürlüğe ve demokrasi ihtiyaç duyunca büyü bozuldu. Halkın verdiği güçle demokrasi çizgisinde yürüyen siyasetçiler vesayet rejimiyle zorlu bir kavgaya giriştiler. Merhum Menderes'i öldürdüler; Demirel'i iğdiş ettiler; Özal'ın başına gelen hala tartışmalı bir konu; Tansu Çiller'i anasından emdiği sütü burnundan getirdiler. Niye? Vesayet düzeni sürsün, vesayet tezgahına dokunmasınlar diye.
Sonunda günün birinde, 2001 krizinde bu sistemin ekonomik ve siyasi ayağı çöktü. Bu ağır çöküntünün altında perişan olan millet, bu düzenin hapse attığı bir Anadolu çocuğunu oy sandığından çıkardı ve hükümet etti. Milletin 2002'de Recep Tayip Erdoğan'a verdiği sipariş çok açıktı: "Bu bozuk vesayet düzenini yık, yerine demokratik, şeffaf bir düzen kur!" Tayip Erdoğan'ın verdiği mücadele budur. Bir yazar olarak benim Ak Parti hükümetini destekleme sebebim de budur.
***
Değişime direnenlere çok çarpıcı bir örnek. Adı çeşitli suçlara karışmış olan ve halen yargılanan üç general geçtiğimiz gün hükümet tarafından açığa alındı. Aslında işlem son derece olağandı. Ortada bir kanun vardı ve o kanun hükümete o yetkiyi fazlasıyla veriyordu. Ama değişime "adaptasyon" sorunu yaşayan siyasi çevreler, ordu dahi sükunetini korurken, ayağa kalktılar. CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol, hemen teşhisi koydu: "Bu bir sivil darbedir." "Anadol bir Mercedes'dir" sözü kadar manasız olan bu sözün sahibi, sözüm ona, bir sivil siyasetçi. Askeri cezaevlerinde yatmış bir eski Komünist. MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural'ın tepkisi ise, gerçekten kataloglara geçecek kadar çarpıcıydı. Vural, "adı yolsuzluğa karışmış belediye başkanlarını da görevden alın" diyerek, bir bakıma 3 generale karşı "sivil kelle" istedi.
Bu tablonun çok da hoş bir tarafı var: İzmir, Ankara'da iyi temsil ediliyor. CHP sözcüsü de, MHP sözcüsü de İzmir milletvekili. İkisi de vesayet düzenini savunuyor, ikisi de sivillerin eylemlerine karşı. Birinin partisi iktidara uzak, diğerinin ki baraja yakın.
Sivil siyasetçilerin omuzlarında apoletle dolaşması artık ne kadar itici görünüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.