Bir kahraman Türk subayını linç girişimi
Bazen ordusunu seven milliyetçi-muhafazakar-demokrat çevreler de bir olayı ters-yüz edip asker aleyhine kampanya yapanların peşine takılıyorlar. İşte şu askerlerin arasındaki hedefe çeşitli pozisyonlarda riskli atışlar yapan yüzbaşıya yapılan linç girişimi. Söylenen şu: Askerlerimizi sen nasıl riske atarsın! Yüzbaşı Metin Gürcan ise kendisini şöyle savunuyor: "Bu bir eğitimdir, korkuyu yenme ve cesaret kazandırma eğitimi."
Bir kere, bu kahraman ve başarılı Türk subayına "psikopat" diyen asker düşmanlarının tamamını, mevkisi, rütbesi ne olursa olsun kınıyorum. Burası kışla, burada tiyatro oynanmıyor. Asker ocağında özel görev yapan insanlar duygularını en riskli ortamlarda kontrol etme eğitimleri alırlar. Bu eğitimlerin bir bölümü var ki tam da o yüzbaşının verdiği gibi verilir. O görüntüler sanki sivil hayatta oluyormuşçasına cahil cahil konuşup eleştiren gerzekler mi dağlarda terörist kovalayacak?
Ayrıca, o hedefin etrafında duran askerleri Metin yüzbaşı önceden uyarıyor. Ancak bir tek Mehmetçik bile kenara çekilmiyor, yüzbaşı ateş ederken kaya gibi duruyorlar orada.
Sonuç olarak, ordumuzda böylesine kabiliyetli bir subayımız olduğu için ben onur duydum, herkes de duymalıdır. Ve tabi komutanlarına güvenip o hedefin etrafında çivi gibi duran Mehmetçiklerimizlede. Onların ve Metin Gürcan yüzbaşının alınlarından öpüyorum.
"Afrika'nın yamyamları neyse..."
Cevabı bence basit: AB'ye girme iddiası ve müzakere süreci bir "G" gününe kadar Türkiye'nin Avrupa'nın boynuna taktığı bir yulardır. İstediği zaman gevşeteceği, istediği zaman sıkacağı bir yular. Onlar istediklerini yapsınlar, o yular bizim elimizde.
Melih Gökçek diplomasisi
Melih Gökçek'i çok beğenirim ben, çünkü başarılı bir belediye başkanı. Ankara'yı Avrupa'nın en yaşanılır kentlerinden birisi haline getirdi. Bunu en iyi İzmir'de yaşayanlar bilir. Ama görüyorum ki, Melih Gökçek bir belediye başkanından daha fazla bir yönetici. Sarkozy'nin son Ankara ziyaretine damgasını vurdu örneğin. Bir kere Sarkozy'yi karşılarken Sarkozy'nin iltifatına rağmen, "Buraya karşılamaya zoraki geldim" diyerek tavrını belli etti. Ardından, uçaktan ağzında sakızla inen ve daha önce de Cumhurbaşkanımızı sakız çiğneyerek karşılayan Sarkozy'yi hava alanından sakız çiğneyerek gönderdi Melih Gökçek.
Ben diplomaside bu tür davranışları elbette doğru bulmayan birisiyim ancak, bu tür kabalıkları bilinçli olarak yapan bu terbiyesiz bücüre birinin diplomasinin "mütekabiliyet" esasını uygulamalıydı, bunu da Melih Gökçek yaptı, çok da iyi yaptı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.