Gölge etme başka ihsan istemez!
***
TUSİAD, yani iri kıyım sermaye bir anayasa çalışması yaptı. İçeriği ayrı bir değerlendirme konusu. Konuyla ilgili düzenlenen toplantıda kürsüde işadamı Cem Boyner konuşuyor. Bir cümle sarf ediyor o konuşmada. Cümle şu: "Türkiye'nin insanlarının mutluluğu, onuru, haysiyeti -bir kısmının değil tümünün birer birer- bu ülkenin bölünmesinden daha önemlidir." Ben bu iddialı sözün, içeriğindeki gerçeklik sorununa rağmen, kötü niyetle söylenmediğine inanmak istiyorum. Belki de bu sözle başka bir şey söylemeye çalışıyor Boyner. Ancak, öyle bile olsa benim itirazım, o kürsülere çıkıp kamuoyuna seslenme mevkiinde olanların, kullandıkları dile dikkat etmeden, üstelik de gerçeklik duygusundan uzak savurmalarıdır. Ayrıca o sarf edilen anarşist cümlenin insanlığın uygarlık tecrübeleri ve bilimsel bilgiyle uzaktan yakından alakası yok. Devletin bütünlüğü ile insanların onuru ve mutluluğu arasında bir ters koralasyon kurmak ancak siyaset yapacağım iddiası ile ortaya çıkıp Atatürk'ü ve Hz. Peygamberi özensiz sözlerle anan ve sonra da millet tarafından betona çakılan birinin yapabileceği bir işti. İşte biz de ona, "Boyundan ve kültüründen öte laflar etmeyi bırak, insanların mutluluğu konusu senin için bu denli önemliyse, sen önce git kendi çalışanlarının onuru ve mutluluğunu sağla" demek zorunda kalıyoruz.
***
Ayrıca TÜSİAD adlı derneğin bu anayasa işine bulaşmış olması da beni çok rahatsız ediyor. Sivil toplum kuruluşlarının tümünün, tabii bu arada işadamlarının anayasa çalışmalarına katılmasını olmazsa olmaz gören biri olarak dile getiriyorum bu duygumu. Çünkü TÜSİAD sabıkalı bir kuruluş. Bir kere, siyasi tarihimizdeki darbelerin bir numaralı destekçisi. Bu derneğin 28 Şubat'ta nasıl çirkin ittifaklar kurduğunu gözümüzle gördük. Daha geçen sene, 12 Eylül'de yapılan anayasa değişikliğine "örtük nedenlerle" karşı çıkan bu dernek değil miydi? Bu derneğin başındaki hatun kişi hala bugünlerde gazetelere mülakatlar verip, "Telefonda konuşamıyoruz, korkuyoruz" türünden tezviratlar yapmıyor mu? Ve yaptıkları anayasa önerisi: Birçoğu bizim de katıldığımız bilinen görüşler. Orijinal bir şey yok. Peki, o önerileri ortaya koyarken kullanılan buyurgan dile ne diyeceğiz? Türk kavramıyla ilgili akıbet hükmü verecek bir soysuzlaşma zaten ancak bu ömrünü tamamlamış fersude dernekten gelebilirdi, nitekim gelmiştir.
Benim bu dernekçilere bir tavsiyem var: Siz bırakın, "Türk kavramı anayasaya girsin mi girmesin mi" konusuyla filan uğraşmayı, ki bu sizin boyunuzu aşan bir meseledir; bırakın anayasa yapmayı, ki millet kendi anayasasını kendisi yapar; siz asıl yapmanız gerekeni yapın, şu kayıtsız işlerinizi kayıt altına alın.
Başbakan Erdoğan yeni dönemde bir bulut gibi üzerinize gelecek, haberiniz yok!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.