Hüseyin Kocabıyık

Türkiye doğru yolda

Birçok kereler yazdım, benim şansım gençlik çağlarımda Aydın Menderes gibi bir hakiki öğretmene tesadüf etmemdir. Sosyal ve siyasi olaylara gündelik tartışmaların dışına çıkarak tarihi ve coğrafi bir şuurla bakmayı, kendi ülkemiz adına bir ufuk taraması yapmayı ve tabii Türkiye adına sonuçlar çıkarmayı ondan öğrendim. Her zaman minnettarım kendisine. Aydın Menderes bir süre önce Yeni Asır ailesine katıldı. Şimdi onun çok iyi okuyucuları var Ege'de. Özellikle pazar yazıları Türk basınında benzeri olmayan bir öğreticiliğe sahip. Aydın Menderes'le geçmişte yaşadıklarım ve dinlediklerim bugüne ışık tutar nitelikte. Bugün biraz bunlardan söz edeceğim.
***
1990'lı yılların başıydı. Sovyet düzeni yıkılmış, "yenidünya düzeni" beklentisi yerini "yenidünya düzensizliği" endişelerine bırakmıştı. O günlerde Aydın Menderes, Türkiye için yeni şeyler söylüyordu. Birçok kişinin tuhafına giden yeni şeyler. Mesela Kürt meselesinde demokrasi ekseninde bir çözüm teklif ediyordu herkese. Tam 20 yıl sonra, onca kan ve can kaybının ardından, Türkiye onun önerdiği çözümlerin bir kısmını tartışmaya başladı. Başladı ama şirazesinden çıkmış bir şekilde.
Mesela Ortadoğu. "Türkiye bir kolunu Balkanlardan Avrupa'ya, diğer kolunu Kafkaslar üzerinden Türk dünyasına, yüzünü de Kabe'ye, yani Ortadoğu'ya dönmelidir" diyordu. Bugün Türkiye, Ortadoğu'da güçlü, belirleyici ve ezilen halkları himaye edici bir ülkedir. Böyle olduğu için de Batı dünyasında saygın ve sözü dinlenen ülkedir. Daha birkaç gün önce Türkiye'nin iradesiyle Libya meselesinde Fransa'nın nasıl devre dışı bırakıldığına tanık olduk. İşte hemen dibimizdeki Suriye. Türkiye değişim sancıları çeken Suriye'yi neredeyse himayesine almış gözüküyor ve oradaki değişim potansiyelini yönetmeye hazırlanıyor. Aydın Bey, o 90'lı yıllarda hep "Dünyanın çok kutuplu bir dünya olacağını" söylüyordu, öyle de oldu. Hiç unutmuyorum, o günlerde Çin'in kurduğu kendine özgü düzene işaret ederek, "Bu ülkenin bir dünya gücü olacağına" dikkat çekiyordu. Bugün Çin büyük bir güçtür. Aydın Menderes'in "vizyon dersleri" politik konularla da sınırlı değildi. Anadolu sermayesinin ortaya çıktığı ve ihracata dayalı bir sanayileşmenin yaşandığı günlerde ısrarla "marka ve markalaşma" üzerinde duruyordu. Özellikle de tekstil sektörünün geleceğinin markalaşma ve lüks üretime bağlı olduğunu ifade ediyordu. Nitekim onun bu öngörülerinin hepsi doğru çıkmıştır.
***
Bu hatırlatmaları şunun için yaptım: 20 yıl önce Aydın Menderes'in gündeme getirdiklerini bugün Başbakan Erdoğan ve Hükümeti aynen yapıyor. Ben şahsen hükümeti bu yüzden destekliyorum. Çünkü hangi ölçüyle bakarsak bakalım, bu Hükümet benim "büyük Türkiye" hayalimi her geçen gün biraz daha gerçekleştiriyor. Aydın Menderes kimseye borcu ve kimseden beklentisi olmayan bir insan. İzliyorum, Başbakan Erdoğan'a pek çok konuda o da destek veriyor. Buradan anlıyorum ki, ben doğru yoldayım ve yanlış bir şey yapmıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.