Hüseyin Kocabıyık

Kordon'da gezerken

Dün bütün gün Kordon'da dolaştım durdum. Baharın kışkırtıcı bütün cazibesi İzmir'in üzerindeydi. Kordon'daki manzarayı biraz tarif edeyim: Pırıl pırıl güneşli bir hava, her yer yemyeşil. Güneşe eşlik eden bir rüzgar gelip gelip kendini hatırlatıyor. Ve gençler. Çayırların üzerine serilmiş gençliğin bütün güzeliklerini yaşıyorlar. Yüzlerce çift gördüm Kordon'da, çayırların üzerinde sere serpe uzanmış öpüşüyorlardı. Bu sahnelerden kimse rahatsız değildi. Tabiatın olağan güzel bir dekoru gibiydi genç çiftlerin birbirine olan bu ilgileri. Sahilin tam karşısında ise kafeler ağzına kadar insan doluydu. Çayını kahvesini içenden, keyifle birasını yudumlayana kadar binlerce insan. Ve tabii bakmaya doyamadığım şey: Tüm bu dekor içerisinde küçük çocuklarını gezdiren veya çayırlar üzerinde bebekleriyle cilveleşen anneler. Bayıldım onların yüzündeki bahar sevincine. Velhasıl, dün yine mest etti beni güzel İzmir ve tabii eşsiz Kordon.
***
Asıl söylemek istediğime gelince: Dün Kordon'da gezerken bir şeyin farkına vardım. Farkına vardığım şey, birçok İzmirli'nin Ak Parti'nin hayat tarzlarını değiştireceğine dair korkusunda son derece haklı olduğuydu. Evet, haklılar, çünkü bir an için düşünelim, Ak Parti bu insanların hayat tarzını değiştirdiği vakit Kordon'daki bu özgürlük tablosunun yerinde yeller esecek.
Onun için insanların içlerinde böyle bir korku taşımaları ve AK Parti'ye mesafeli durmaları çok anlaşılır bir şey gibi geldi bana. Ama Kordon'da seyrettiğim aynı tablo, bana bir başka şeyin farkına varmamı da sağladı: O da bazı İzmirliler'in hayat tarzı konusundaki korkularının yersizliği ve Ak Parti'yle ilgili endişelerin haksızlığı.
Yazımda çelişki gibi görünen bu iki gözlem nasıl bir arada olabiliyor peki? Şundan dolayı: Ak Parti neredeyse 9 yıldır iktidarda ve bir kısım İzmirli Ak Parti korkusunu yaşam tarzı gerekçesiyle hep canlı tutmuştur. Ancak, işte Kordon'da orada duruyor ve orada görmeye alışık olduğumuz özgürlük tablosu 9 yıldır hiç değişmiyor. İnsanlar Kordon'da içkilerini içiyor, gençler korkusuzca öpüşüyor. Herhalde 9 yıllık süre az bir süre değil. O zaman bazı önyargıların yeniden gözden geçirilmesi zamanı gelmedi mi hala?
***
İçimdeki adalet duygusu Kordon manzarasını seyrederken her iki düşünceyi de terazisinde tarttı. Benim vardığım hüküm şu: Bu toplum özgür kalmak istiyor, özgür yaşamak istiyor, bireysel tercihlerine hiç kimsenin ne adına olursa olsun müdahale etmesini istemiyor. Bir kere bu ülkede toplumu değiştirmek isteyenler varsa, şunu kafalarına koysunlar ki, boşa kürek çekerler. Ama bunun yanında Kordon manzarasından bir sonuç daha çıkıyor: "Yaşam tarzımız tehlikede" deyip CHP'ye köle seçmen devşirenler de artık bu gerçek dışı "yaşam tarzı" iddialarından vazgeçsinler ve kendilerine daha inandırıcı başka politika araçları bulsunlar. İnsanları bu altı boş korkularla daha fazla kimse kandırmasın.
Çünkü, Halep ordaysa Kordon burda!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.