Bir oyun planı olarak yemin meselesi

Dikkat edilirse yazımın başlığını birçok yazarın yaptığı gibi "yemin krizi" diye atmadım. Çünkü ben bir yemin krizi olduğunu sanmıyorum. Partiler Meclis'te yapılan milletvekili yemin törenini bir krize dönüştürerek bunun üzerinden siyaset yapıyorlar. Mesele bu kadar açıktır. Ve esasen ortada bir kriz filan yoktur. Herkes görecektir ki partiler alacaklarını aldıktan sonra bir hafta içerisinde her şey normale dönecektir. Bu arada parti yönetimleri bu oyunla hem parti içi muhalefeti etkisiz hale getirmiş olacaklar hem de parti tabanlarına "Bakın, daha şimdiden nasıl etkili siyaset yaptığımızı görün" demiş olacaklardır. AK Parti daha iki hafta önce seçmenden icazet almış güçlü bir partiyken bir bakıma köşeye sıkışmış bir parti durumuna getirilmiş oluyor.
***
Bundan sonra neler olabilir? AK Parti elbette kendisinin köşeye sıkıştırılmış bir parti durumuna düşürülmesine rıza gösteremez. Yapacağı şey, CHP'nin işine yarasa da, bir adım öne geçerek Ergenekon sanığı milletvekillerinin serbest bırakılması yönünde kanun değişikliklerinin yolunu açmaktır. AK Parti buna mecburdur, çünkü iktidardır ve Meclis'in çalışması konusunda öncelikli sorumluluk ona aittir. Şayet CHP'nin beklentileri karşılanmazsa, belli ki her türlü riski göze alıp Meclis'i çalıştırmayacaklar. Bu AK Parti'nin arzu ettiği bir durum olamaz. Aynı şekilde KCK sanıkları için de benzer bir süreç işler ve onlar da Meclis'teki yerlerini alırlar. Hatip Dicle olayı konusunda pek yapılacak bir şey olduğunu sanmıyorum. BDP'nin bu oyunu oynarken CHP'den farklı çıkarlar gözettiği anlaşılıyor. BDP bu şekilde davranarak Abdullah Öcalan'ın elini güçlendirmeyi amaçlıyor. Herkes görecektir, bir iki gün içinde Apo'dan gelen bir işaretle BDP'liler Meclis'teki yerlerini alacaklar ve buradan da "Bakın gördünüz mü, Kürt sorunu Abdullah Öcalan'sız çözülemez" sonucunu çıkartacaklardır.
***
Bu arada partilerin son olaylar konusundaki tutumu üzerinde de durmak gerekir. En başta MHP'yi canı gönülden kutluyorum. Büyük bir ciddiyetle TBMM üzerinde herhangi bir oyun kurgusu yapmadan Meclis'teki görevlerini yerine getirmişlerdir. MHP'nin bu ahlaki duruşu mutlaka Türk halkından gerekli taktiri görecektir. MHP bu dürüst tavrıyla halkın seçimlerde ona verdiği cemileyi fazlasıyla hak ettiğini göstermiştir. AK Parti mecburen ve sorumluluğu gereği, kurulan siyaset oyunlarının beklentilerini karşılamaya çalışmaktadır, buna mecburdur.
CHP ve BDP'nin kurdukları siyaset oyunu kurnazca ve sonuç alır niteliktedir. Siyaseti sadece oyun kurma sanatı olarak düşünürsek, doğrusu bu iki parti de çok başarılıdır. Ancak siyaseti aynı zamanda bir ahlaki tutum sergileme alanı olarak görürseniz, hem BDP'nin hem de CHP'nin yaptıklarını hukuk devletine, halkın mesajlarına, TBMM'nin mehabetine karşı, en hafif tabirle bir özensizlik olarak değerlendirmek zorundasınız.