Hüseyin Kocabıyık

Anlamak için Dinç Bilgin'i dinlemek

İki gün önceki Yeni Şafak Gazetesi'nde Dinç Bilgin'le yapılmış son yılların en güzel, en aydınlatıcı mülakatlarından biri yayınlandı. Dinç Bey geçmiş statülerinin çok üzerine çıkmış bir canlı tarih olarak, bilinen bütün dürüstlüğü ile, yakın tarihimize kimsenin örtemeyeceği biçimde ışık tutuyor. Onun özellikle medya ve 28 Şubat ile ilgili tanıklıkları ve tespitleri tarihi öneme sahip. Bu değerlendirmelerin her bir satırı uzun yorumlar için ilham verici nitelikte. Şubat ayına giriyoruz, zaten önümüzdeki günlerde o melun 28 Şubat müdahalesi uzun uzun tartışılacak. Biz de söyleyeceklerimizi söyleyeceğiz. Ancak biz ne söylersek söyleyelim, ne yazarsak yazalım, şüphesiz Dinç Bilgin'in söyledikleri ölçüsünde ağırlık taşımaz. O nedenle, bugün Dinç Bilgin'e kulak vermek en doğrusu. İşte onun ağzından 28 Şubat:

"YOLA DEMOKRAT OLARAK ÇIKTIK!"

"İzmir'deki Yeni Asır'la yola çıktım. Yeni Asır demokrat, liberal, yüzü Batı'ya dönük, Avrupa ile entegrasyona inanan, otoriter günlerde bile Serbest Fırka yanlısı olan, Demokrat Parti'yi tutan, 27 Mayıs sonrası epeyce çile çeken bir gazeteydi. Sabah'ı da ona benzetmeye çabaladım. O zamanki Babıali'den farklı olarak değişimden yana bir tutum sergiliyordu. Demokrat tavrını da uzun süre devam ettirdi ama 28 Şubat dönemi çok kötü bir dönemdi. O dönemde sadece basını suçlamak yanlış olur. Cumhurbaşkanı, başbakanı, başbakan yardımcısı, yargıçları demokrat olabildiler mi? Bunu da sormak lazım!"

"DEMOKRASİ KAVGASI VEREMEDİK!"

"28 Şubat'tan Ergenekon davasına kadar olan süreçte askerle ilişkisini her zaman sıcak tutan isimler elbette oldu ama Sabah militarist bir tutum içine asla girmedi. "Peki demokrasi kavgası yaptı mı?" ya da "Liberal demokrat köklerine yakışacak bir mücadele gerçekleştirdi mi?" diye soracak olursanız, hayır onu da yapmadık! Yapamadık! Etibank'ı aldığımız için ekonomimiz bozulmuştu. Bunu bir özeleştiri olarak da alabilirsiniz. 28 Şubat'ta zamanın ruhu farklıydı. Şu an konuşmaya çekindiğimiz, ayıp gelen şeyleri o zaman normal karşılıyorduk. Düşünün ki Kuzey Kore'ye benzeyen hallerimizden yeni yeni kurtuluyoruz. Ama Türkiye'deki birçok değişikliğin katalizörü de Sabah Grubu olmuştur. Özal'la birlikte değişimin gazetesi olmuştur. Bunu da kabul etmek gerekir."

"28 ŞUBAT TÜRKİYESİ"

"Türkiye'nin 28 Şubat'taki hali aynı Pakistan'ın bugünkü hali gibiydi. Pakistanlı politikacılar yerden yere vuruluyor, eleştiriliyor, Pervez Müşerref'e demediklerini bırakmıyorlar! Hükümet, cumhurbaşkanı yok sayılıyor ama aynı tutumu askerle ilgili asla yapamıyorlar. Türkiye de o dönem aynı şekildeydi. Hayalet bir ülkeydi. Politikacıları yerden yere vurmayı basın özgürlüğü sanıyorduk. Ama söz konusu asker olunca, yargı olunca bunu yapmak mümkün değildi!"

"MEDYA VE BOZULMA"

"Türkiye hızla bozulma sürecine girdi. Gazetecilerle devlet adamlarının ilişkileri olmaması gereken bir düzeye ulaştı. Ayıp şeyler oldu. İşadamları devletten ihaleler almaya başladılar. Öyle bir Türkiye ki mesela elektrik dağıtımı özelleştirilecek, bu medya grupları arasında paylaşıldı. GSM ihaleleri, santral ihaleleri hep bu şekilde paylaştırıldı. Medya medyalıktan çıktı."

"ÇEVİK BİR SAKAT DÜZENİN ÇOCUĞU"

"Elbette Türkiye'nin geçmişiyle hesaplaşması lazım ama bunu birden cadı kazanına çevirmenin de anlamı yok! Suçu bence sadece askerlere yüklemek de doğru olmaz! O tarihteki Çevik Bir, Erol Özkasnak gibi askerler de sakat düzenin çocuklarıydı. Şimdiki askerler gibi değiller! Yaptıklarının doğru olduğuna inanıyorlardı, öyle görmüşlerdi. Aynı şimdiki Pakistan'daki askerler gibiydiler. Kendi milletine haksızlık, kötülük yaptıklarının farkında değillerdi! İktidar da çok kifayetsizdi."

"VESAYET SON BULDU, RÜYA GİBİ..."

"Askeri vesayetin son bulması rüya gibi bir şey. Aslında Türk ordusu için de doğru olan bu. Askerler yalnız askerlikle kafa yoran, ufak ama profesyonel şimdikinden çok daha güçlü bir hale gelmeliler. Ama bu gücü kendi milletini değil düşmanlarını korkutmak için kullanmalılar! Gerçek askerlikten uzaklaşıp, politikaya girdiklerini bu son terör olaylarındaki karakol baskınında gördük. İşte bu da 28 Şubat'ın bir sonucu. Dünya değişti, Türkiye'ye de ayakları sağlam yere basan bir politik liderlik geldi. Bugünkü iktidar çok daha kararlı! O yüzden darbe ortamını bir daha yaşamadık."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.