Hüseyin Kocabıyık

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

28 Şubat tartışmaları beni usandırdığı gibi toplumun genelini de bıktırmış olabilir. Gerçi öyle olaylar anlatılıyor, öyle pislikler ortaya saçılıyor ki Brezilya dizilerini andırır bir görüntü çıkıyor ortaya. İnsan ister istemez kulak kabartıyor ve şaşkınlıkla izliyor geçmişte yaşanan olayların hikayesini. Aslında bütün bu tartışma sürecinde biz bir gerçeğin farkına varıyoruz: Askeri darbeler, siyasete süngü marifetiyle müdahaleler ya da post modern türü manipülasyonlar, sadece siyasi sonuçlar doğurmuyor veya siyaseti etkilemiyor; aynı zamanda korkunç bir bireysel-toplumsal değer erozyonunun mümbit vasatını oluşturuyor. Koca koca adamlar, şöhretli entellektüeller, seçilmiş siyasetçiler, sivil toplum önderleri, bürokratlar tüm hayatları boyunca bedelini ödeyecekleri yanlışlar yapıyorlar, suçlar işliyorlar.
***
İşte bu günlerde bütün bunların bir dökümü yapılıyor. Açık bir tartışma ile toplumun önünde yapılıyor bu tartışmalar. Kimse kimseyi linç etmiyor. Herkesin hakkındaki iddiaları cevaplandırma ve kendini savunma hakkı var. Ancak herkes bilmelidir ki bu açık tartışmanın ve bir yönüyle de hesaplaşmanın bundan sonra yaşayacağımız veya çocuklarımızın yaşayacağı hayatın kalitesiyle yakından ilişkisi var. Artık bundan sonra hiçbir güç ve kudret sahibi kendi çıkarları için ülkeyi darbe kaosunun içine sokamayacak. Hiçbir general memlekete irtica geliyor bahanesiyle kendini kandırıp ülkesinin kendisine emanet ettiği silahı siyasi baskı aracı olarak kullanamayacak. Hiçbir gazete yöneticisi darbe işbirlikçiliği yapamayacak, darbecilere lojistik değerinde manşetler ihdas edemeyecek. Ve tabi hiçbir siyasetçi demokrasi dışı yollara öyle kolay kolay tevessül edemeyecek, siyasi alanın mukadderatını siyaset dışı bir güçle birlikte belirleme anlayışında olamayacak. Çünkü bilecek ki, bu sapmalar, bu tercihler herkese ağır bedeller ödetiyor.
***
Şimdi sormak istiyorum doğrusu: 28 Şubat tartışmaları biraz uzamış olabilir, peki ama eğer bu tartışma ve yüzleşme ortamı yukarıda sıraladığım sonuçları doğuruyorsa bunun kime ne zararı var? Diğer bir değişle, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği bakımından çok hayırlı bir sonuç ortaya çıkarmıyor mu bu tartışma? Basit bir soru soralım kendimize: Hürriyet'in eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök o günler tekrar zuhur etse gazetesinde aynı kışkırtıcı manşetleri atar mıydı acaba? Hayır, atmazdı, zaten kendi de bunu söylüyor. Peki ya General Çevik Bir? O talihsiz, o nobran davranışları tekrarlar mıydı? Hayır, zaten pişmanlık duygularıyla "bizi kullandılar" diyor Çevik paşa.
Uzatmayalım, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.