Hüseyin Kocabıyık

Yine "Hasolar, Memolar" Meselesi

Dün gece bir haber kanalını izliyorum. Bir şarkıcı, bir ünlü kadın yazar, bir yönetmen ve bir mimar tartışıyorlar.
Tartışma geldi bir yere dayandı. Şarkıcı kadın, yazar kadın ve mimar Türkiye'de bir diktatörlük kurulduğunu söylüyorlardı. Yönetmen ise benim gibi şaşkın vaziyette "Yahu siz ciddi misiniz?" diyordu.
İnsan kendini gerçekten kötü hissediyor, birlikte yaşadığımız bir ülkede birileri korkunç bir Türkiye tablosu çiziyordu gözümüzün önünde.
***
Aynen şöyle diyordu şarkıcı kadın: "İran'da Humeyni'nin yaptığı gibi Ak Parti hükümetinin 30 bin kişiyi asmasından korkuyorum".
Evet aynen böyle dedi. Yanındaki yazar ve mimar kadının bu ürkütücü kehanete karşı tek kelime etmemesi ayrı bir ilginç sahneydi.
İster istemez sordum kendime, bu hastalıklı ruh hali, bu dehşet paranoya nereden çıkıyor? Türkiye giderek demokratikleşirken ve toplum özgürlüğün nimetlerinden daha çok yararlanırken bu patoloji nerden ürüyor?
Sanırım ben bu durumu açıklayabilecek bilgiye sahibim.
Mesele ne ideolojik, ne ekonomik ne de siyasi bir mesele. Bir kısım insanı bu kadar azdıran, paranoyaklaştıran şey bal gibi bir sınıf refleksi. Kim demiş Türkiye sınıflı bir toplum değil diye. Bal gibi Türkiye'nin de kendine göre bir sınıfsal yapısı var ve hatta bu sınıfsal yapı kendi içinde de ayrıca gevşek bir kast sistemi barındırıyor. Yani Karl Marx haklı görünüyor.
Türkiye'de demokrasi sayesinde bizim ayak takımı, yani Hasolar, Memolar iktidara geliyor. Ekonomik kaynaklara hükmediyorlar.
Elit zümreler spartakuslerin iktidarına bir süre tahammül gösteriyorlar ama bu süre on yılları aştığı an da sıkıntı başlıyor.
***
Meydanlarda insanların Ak Parti tarafından ipe çekileceğini haber veren hasta kafaları anlamak için 1950-60 dönemini bilmek gerekiyor..
Demokrat Parti iktidara gelince "Bizi Hasolar Memolar mı yönetecek" diyen elitler ve onların etrafında kümelenen şehirli zümre 10 yıl geçtikten sonra hala dimdik duran DP'ye tahammül edemediler.
"Mezbahalarda harp okulu öğrencilerini kıyma yapıyorlar" iftirasını atanlarla bugün Ak Parti insanları meydanlarda Humeyni gibi asacak diyenler aynı zihniyet tohumundan üremiş kişiler.
DP'yi demokrasi ile halledemeyince askeri darbeyle hallettiler; işi buraya götürmek için de kıyma makinesi yalanları uydurdular.
Çok ilginçtir, Ak Parti 10'uncu yılını doldurup daha da iktidarda kalacağı anlaşılınca 1950-60 arasındaki olayların, sözlerin benzerlerine rastlıyoruz..
Anıtkabir'e toplu baskınlar, polise mukavemet, diktatörlük feryatları ve kurulacak idam sehpaları...
Gazete köşelerinde ak saçlı adamların "Darbe olabilir" kehanetlerini de bir kenara yazıyoruz.
Ve herkese, başta da hükümete bu tezgahı iyi izleyin diyoruz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.