Hüseyin Kocabıyık

Değer eğitimi eksikliğinin yarattığı felaketler

Yıllar önce Londra'da tavuk hastalıkları üzerine ihtisas yapan bir arkadaşım, birlikte çalıştığı Julia adlı bir İngiliz kızın dramını anlatmıştı. Kıza öz babası yıllarca tecavüz etmiş. Kızın o travmayı atlatamadığını anlatırdı arkadaşım... Ben bu olayı ondan dinlediğimde, "Orada da mı oluyor bu olaylar?" diye şaşırarak sormuştum ve bana daha feci bir bilgi vermişti. Meğerse İngiltere'de bir yılda 7 bin erkek çocuk babaları tarafından cinsel tacize uğruyormuş. Bunu duyduğumda ne diyeceğimi şaşırmış kalmıştım. Şu yazıyı yazarken bize son iki yüzyıldır bütün müspet alametleriyle imrenilecek bir medeniyet olarak sunulan batıyı ve İstiklal marşı şairimiz Mehmet Akif'in, "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar" mısraını hatırladım.
***
Merhum şair Attila İlhan "Hangi Batı?" diye irdelemiş ve sorgulamıştı batıyı yıllar önce. "Hangi Batı" gerçekten; o pırıltılı medeniyet alametleriyle gözlerimizi kamaştıran, bütün insanlığa hümanizm üreten ve pazarlayan kurtarıcı batı mı, yoksa engizisyonun, 30 yıl savaşlarının, 100 yıl savaşlarının, birinci ve ikinci dünya savaşlarının yaratıcısı vahşi batı mı?
Biz batı konusunda Tanzimat'tan bu yana aldatıldık; oysa ünlü Avusturya Başbakanı Metternich Mustafa Reşit Paşa'ya yazdığı mektupla uyarmıştı Osmanlı yönetimini ve "Aman batıyı taklit etmeyin, kendi değerlerinizden vazgeçmeyin" demişti.
***
Okullara Kur'an ve siyer dersleri koymak bu hükümetin yaptığı en doğru iş. Çocuklarımızın, "Bir insanı öldürmek, bütün bir alemi öldürmek gibidir" hükmünü öğrenmeleri iyi değil midir?
Aslında doğu toplumları çok tipik bir batı kopyacılığı tarihi yaşarken batı kendisi hakkında batının ne olduğuna dair derin tartışmalar yapıyordu. Oswald Spengler daha 20. yüzyılın başında içinde yetiştiği topluma bakıp, "Batının Çöküşü"nü yazmıştı. Batı merkezli bir dünyayı yanlış bir kurgu olarak görüyordu Spengler. Bu görüşe karşı çıkan ciddi tezlerde var tabii. Mesela benim okuduklarım içerisinde William Mc Neill'in "The Rise of the West" adlı kitap, yani "Batının Yükselişi" iyi çalışmalardı.
Ünlü Jön Türklerden Ahmet Rıza'nın, "Batı'nın Doğu Politikasının Ahlaken İflası" adlı kitap bizden yapılan bir batı eleştirisi olarak okunmalıdır.
Aslında yazı planım bu değildi, konu dağıldı, ben batıda ve bütün dünyada sonuçları çarpıcı ve tabi acı bir biçimde görülmeye başlayan "değer eğitimi" eksikliği üzerinde duracaktım.
Hafife aldığımız aile eğitiminin, burun kıvırdığımız ve altında bin bir kötü niyet vehmettiğimiz din eğitiminin, mahalle ve çevre eğitiminin ne kadar önemli olduğunun altını çizmek istemiştim.
Şu batının yaşadıkları korkunç şeyler, "değer eğitimi" konusunu insanlığın gündemine getirmek zorunda. 1 Ağustos, Teksas Üniversitesi'nde bir genç 13 kişiyi öldürüyor; daha geçtiğimiz yıl Virginia Üniversitesi'nde yine 33 öğrenciyi yok ediyor bir gencin silahından çıkan kurşunlar. Henüz geçtiğimiz haftalarda yaşanan olay, ABD'nin Los Angeles şehrinde elinde silahla sinemayı basan bir adam katliam yapmıştı. Ya batının en müreffeh ülkesi olan Norveç'te geçtiğimiz yıl yaşanan korkunç vahşete ne diyeceğiz? Anders Behring Breivik adlı bir genç tam 77 masum insanı öldürmüştü. Yaptığı işten en ufak bir pişmanlık duymuyordu. Ve daha iki gün önce Amerikan'ın en zengin eyaleti Connecticut'ta yaşanan insanlık trajedisi: 23'ü anaokulu öğrencisi tam 27 masum insan bir genç caninin silahından çıkan mermilerle can verdi. Ortada bir sebep yok, görünen o ki, değersiz kalmış bir kafanın ve ruhun caniliği bu.
***
Brezinsky 1992 yılında Fransa'da yayınlanan NPQ dergisinde önemli uyarılarda bulunmuştu, demişti ki, "Laik sistem batıyı artık taşıyamıyor, batı Hristiyanlığın değerlerine geri dönmek zorunda..."
Bu sözün tercümesi şu aslında: Batı değer eğitimi veremiyor, dinden ve gelenekten yalıtılan seküler ahlak bugünki batı toplumunu taşıyamıyor.
Düşünce dikkatimizi Türkiye'ye çevirirsek, Allah'a şükür bizde bu dereceye varmış canilikler yaşanmıyor ama eli kulağında, onu söyleyeyim. Bizdeki sorun da bence değer eğitimi konusundaki yetersizliğimiz.
Allah'tan bizde aile ve mahalle ve bir de Müslüman kültürünün hala etkili olması bu tür felaketlerin önüne geçiyor. O nedenle hükümetin değer eğitimi konusunda attığı bazı adımlara bilir bilmez karşı çıkanların oturup düşünmelerini tavsiye ediyorum. Okullara Kur'an ve siyer dersleri koymak bu hükümetin yaptığı en doğru iş. Çocuklarımızın, "Bir insanı öldürmek bütün bir alemi öldürmek gibidir" hükmünü öğrenmeleri iyi değil midir?
Değer eğitimi konusuna dikkat!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.