Hüseyin Kocabıyık

Dün Diyarbakır'da ne oldu?

Bunca yıldır benimsediğimiz temel görüşlerimizi değiştirecek değiliz; orada cenazesi kaldırılan üç kadın, Türkiye'nin düşmanlarıydılar, bunda hiç şüphe yok; ancak onlar insandı ve kadındı. Keşke Devlet Bahçeli'nin çok doğru söylediği gibi "su testisi su yolunda kırılmış" olmasaydı. Keşke bütün hayatları yanlış bir dava peşinde heba olmuş bu üç kadın, önümüzdeki günlerde barış ve kardeşlik adına yürütülecek süreçte görev alsalardı da, geçmiş günahlarını hiç olmazsa bir miktar amorti etmiş olsalardı.
Dün Diyarbakır'da PKK'nın gövde gösterisine şahit olduk. Cenazeler kaldırıldı ve çok şükür ki herhangi bir olay çıkmadan cenaze mitingi tamamlanmış oldu.
***
Buna elbette çok sevinmeliyiz, zira orada dün yaşanacak en ufak bir kışkırtma tasavvuru mümkün olmayan yeni gerilimler ve belalar türetebilirdi. Üstelik böyle bir gelişme Habur rezaletinin sonuçlarına da benzemezdi, bütün bir süreci yaraladığı gibi bütün Türkiye'yi de gererdi.
Ama bunlar yaşanmadı, çünkü başta BDP ve PKK olmak üzere dikkatli davrandılar. Dün BDP cephesinden yapılan açıklamalara baktım, cenaze mitinginde olay çıkmamış olmasını kendilerinin Türkiye'ye bahşettiği bir lütuf olarak görüyorlardı. Açıklamalardan sanki şu sonuç çıkıyordu: "Olay çıkması doğal, olay çıkmaması imkızdı, biz imkansızı başardık".
Aslında dün Diyarbakır'da söylendiği gibi PKK ve BDP'nin sayesinde olay çıkmamışsa, ki öyledir, bundan önce o bölgede, özellikle şehirlerde yaşanan olayların da sorumlusunun kim olduğunun itirafından başka bir şey değildir bu.
Bir başka rahatsız edici durum daha vardı dünkü cenaze mitinginde: Üç PKK'lı kadının tabutları PKK bayrağına sarılmıştı, PKK sanki meşru bir örgütmüş gibi. Kimse sanmasın ki Türk milleti bu görüntülerden rahatsızlık duymadı. Dün Türk milletinin her ferdiyle beraber biz de, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin dediği gibi, kan kustuk kızılcık şerbeti içtik. Bunu geleceğimiz için, ülkemizin selameti için yaptık ve böyle davranmaya da devam etmeliyiz.
Çünkü hepimizden büyük Türkiye var.
***
Bütün bu gerçeklere rağmen, ortada sürece katkı sağlayan bir gelişme yaşandı dün. BDP'li ve PKK'lı Kürtler dahil herkes, bu cenazeler vesilesiyle Türkiye'de kardeşlik ve barış ikliminin oluşmasını istemeyen karanlık güçlerin özellikle Kürtler üzerinden nasıl pis oyunlar oynadığını gördüler.
Sorumlu davrandılar, önlerindeki fırsatı heba edecek aşırılıklar yapmadılar.
Bu davranışları da bir iyi niyet beyanı, bir barışma arzusu olarak kabul etmek durumundayız.
İnşallah bir kez daha yanılmayız, yanıltılmayız!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.