Hüseyin Kocabıyık

Yine kötü sınav

Reyhanlı saldırısının hemen akabinde bir şey dikkatimi çekti, bütün siyasi partiler hiç beklemediğim şekilde yapılan saldırıyı kınıyor ve milli birlik beraberlik içinde olma ihtiyacını en samimi duygular içerisinde dile getiriyorlardı. MHP temsilcisi olayın yaşandığı bölgeden yaptığı açıklamada ayrıştırıcı provokasyonlara dikkat çekiyor ve toplumun uyanık olmasını istiyordu. Olayı takip eden günlerde bölgeye giden ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu yatıştırıcı ve uyarıcı konuşmalar yaparken "Ben buraya politika yapmaya gelmedim" diyerek bu gelişme üzerinden siyaset yapmayacağına vurgu yapıyordu. En çarpıcı açıklama en az beklenen yerden geldi, BDP genel başkanı Selahattin Demirtaş, "Şimdi yapılması gereken şey hükümeti eleştirmek değil, hükümetin yanında durmaktır" açıklamasını yaptı.
Esasen bu açıklamalar ülkemize yapılan düşmanca bir saldırı karşısında farklı dünya görüşlerine sahip partilerin birlik ve beraberlik sergileme anlayışını ifade ediyordu. Bu yönüyle uzunca bir süre hasret kaldığımız bir ortak tutumdu ve çok değerliydi.
***
Ancak ve ne yazık ki aradan daha iki gün geçmeden başta muhalefet olmak üzere herkes tekrar kurt adama dönüşüverdi. Bu yazıyı yazmadan önce grup toplantılarını dinledim. İktidarı ve muhalefetiyle sanki Suriye'deki çatışmaları Meclis çatısı altına taşımak ister gibi bir çabaları vardı. Hükümet sözcüleri, tabii en başta Başbakan, mesela ilk gün muhalefetin gösterdiği olgunluğu ve dayanışma duygularını ön plana çıkarabilir, muhalefete teşekkür edebilirdi. Bu yapılmadı eski defterler karıştırıldı, eski sözler hatırlatıldı, kısaca siyaset yapıldı. Ya muhalefetin yaptığı? Tek kelime ile düşman bombalarıyla ölen insanlarımızın kanları üzerinden yapılan pespaye bir siyasetten başka bir şey değildi. Hem CHP hem de MHP hükümeti ipe sapa gelmez sözlerle topa tuttular ve sanki tam da Beşar Esad namussuzunun hedeflediği şeyi gerçekleştirdiler. Türk siyasetinin içine nifak tohumları serpmeye çalıştılar.
***
Oysa ülkemiz açık bir saldırıya uğramış, burada yapılması gereken ilk gün olduğu gibi bütün dünyaya birlik görüntüsü vermek ve Esad yönetimini lanetlemekti. Mesela, Kılıçdaroğlu şöyle diyemez miydi: "Bu hükümetin Suriye politikasının baştan sona yanlışları vardır, ancak kaybettiğimiz vatandaşlarımızın daha kanı kurumadan hükümeti eleştirmeyi, düşmanın ekmeğine yağ sürmeyi uygun bulmuyorum. Bu eleştirileri yapacağız ama şimdi değil." Bunları söyleseydi CHP siyaseti her çevreden saygı görmez miydi? Aynı şey Başbakan için de geçerli elbette. Muhalefeti suçlamak yerine bu tür provokatif saldırılara karşı birlik içinde olmanın değerini dile getirseydi, en azından bu haftayı da böyle geçirseydi kötü mü olurdu?
Velhasıl yine çok kötü bir sınav verdik. Dünkü grup toplantılarını seyrettiyse katil Esad kıs kıs gülmüştür halimize.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.