Hüseyin Kocabıyık

"Çözüm"de arıza

Benim terör sorununa çözüm konusunda iki temel görüşüm var: birincisi teröre bir çözüm bulunması, silahların susması, kanın durması her bakımdan zorunludur, ülkemiz için iyidir. Dikkat edilirse aylardır şehit cenazesi gelmiyor batı illerine. Bu gelişme bile ülkemizin doğusunda batısında büyük bir umut ışığının doğmasına neden oldu. Özellikle Kürt kökenli vatandaşlarımız bu gelişmelerden büyük sevinç duyduklarını gizlemediler.
Silahın bir araç olmaktan çıkarılmasını hem bölge halkının hem de devletin çok istediğini biliyoruz. Devlet de bıktı bu mücadeleden. Asker ve polis için bir demokratik hukuk devletinde suç unsurlarıyla, hele ki elinde silah olan bir etnik zümreyle mücadele etmek çok zordur.
Böyle bir savaşta suçluyla suçsuzu ayırmanız şarttır; ancak bunu başarabilmek de bir o kadar zordur.
PKK'ların silahlarını bırakıp hayatın içine karışmaları ve siyasi faaliyet yapabilme imkanlarına kavuşmaları ilk anda insana iyi bir seçenek gibi geliyor.
***
İkinci görüşüm "Tamam PKK silahları bıraktı; ya sonrası?" sorusunun cevabı olarak ortaya çıkıyor. "PKK'lılar silahlarını bırakacaklar ve meşru bir şekilde siyasi faaliyet yapacaklar" şeklindeki görüşe sanırım hepimiz biraz fazla bel bağlıyoruz. Şu ana kadarki gördüklerimiz pek öyle olmayacağını gösteriyor. Bir kere PKK bir zafer kazanmış edasıyla dolaşıyor ortalarda. Daha önce de yazdım bu köşede, KCK Güneydoğu'da hala vergi topluyor. İşte iki gün önceki kepazelik: üniforma giyip yol kontrolü yapıyorlar. Bir başka pis eylem: Cizre'de yapılmakta olan bir karakola sivil Kürtler saldırıyor. Devletin yaptığı karakol oradaki Kürdü niye bu kadar ilgilendiriyor ben anlamıyorum. Anlıyorum da anlamıyorum yani.
Helikoptere ateş açılıyor, uzman çavuş kaçırılıyor vs.
Birileri PKK'ya fazladan bir söz mü verdi, yoksa oradaki ahaliye bu işin ciddiyetini henüz anlatan mı olmadı?
Bunların derhal bir açıklığa kavuşması ve tabi hükümet tarafından izah edilmesi gerekiyor.
***
Başka gerçekleri yeni yeni öğreniyoruz: Çözüm süreci başladığından bu yana PKK'ya katılanların sayısında eskiye göre on misli artış var diyorlar. Peki bunun bir izahının yapılması gerekmez mi? Bu tip şımarıklıkların bırakın çözüm sürecini anlamsız hale getirmesini, Türk milletini hızla "yetti be!" noktasına sürükleyeceğini sanırım aklı başında herkes görüyor olmalı.
İşte en son tuhaflık: hepimiz PKK'lıların büyük çoğunluğunun ülke topraklarını terk ettiğini zannediyorken Başbakan Erdoğan bunun hala yüzde 15 düzeyinde olduğunu söyledi. Bizler bu durumu Başbakan'dan daha iyi bilecek değiliz herhalde. İyi de hani o verilen sözler? Hani çekilme işi iki ayda tamamlanacaktı? Durum bu iken niye birden bire bolca "Apo'ya özgürlük" lakırtıları dört bir yanı sardı? Ve kişisel merakım: olmadık meselelere celallenen Başbakanımız bunca cansıkıcı gelişme karşısında neden suskun?
Bilmediğimiz bir şeyler var ya, hadi hayırlısı!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.