Hüseyin Kocabıyık

Eylül korkusu

Son günlerde yaşadığımız tartışmaları şaşkınlıkla izliyorum. Deniyor ki 15 Eylül'le birlikte Gezi eylemlerine benzer eylemler yeniden yoğun bir biçimde başlayacak ve ortalık karışacak. Kim diyor bunu? Herkes söylüyor; istihbarat örgütleri, gazeteciler, hükümet yetkilileri, öğrenciler ve sıradan insanlar bile.
Soruyoruz: 15 Eyül'de ne var ki böyle büyük eylemler sahnelenecek Türkiye'de... Ekonomik kriz mi var, ne var?
Bu soruya kimse tatmin edici, açık bir cevap vermiyor ancak sorunun cevapsız bırakılması bizatihi sorunun cevabı: Birileri hükümeti yıkmayı, Başbakan Erdoğan'ı ülke yönetiminden uzaklaştırmayı istiyor. Daha doğrusu Gezi operasyonunda başaramadıkları işi bu kez daha şiddetli bir ayaklanmayla başarmayı deneyecekler. Bu iş için yine üniversite öğrencileri, yine Aleviler ve yine elbette CHP'nin örgütsel altyapısı kullanılacak.
***
Ancak hepimiz bu ülkede yaşıyoruz ve bazı gerçekleri açık açık sormak zorundayız: Bu ülkeyi içerden dışardan neden bu kadar çok baskı altına almaya çalışıyorlar. Sırt çantasıyla eyleme hazırlık yapan Türk gencinin bu yaptığı işin düşündüğünün tam aksine özgürlüklere fayda değil zarar vereceğini ve ülkesini büyük zarara uğratacağını anlaması için ne yapmak lazımdır?
Gezi eylemlerinin Türkiye'nin küresel imajına zarar verdiğini herkes söylüyor ama bundan kimse rahatsız olmuyor. Peki bir insan topluluğu yaşadığı ülkeye verdiği zararı nasıl böyle zafer olarak görebilir? Bu yaşadıklarımızın bir izahı olmalı.
***
Şimdi herkesi tabloya bir daha bakmaya davet ediyorum: Hemen sınırlarımızın dibinde savaş var, Türkiye'yi yakından ilgilendiren bir savaş. Ekonomi, Gezi eylemlerinden dolayı aldığı yarayı kapatmak için vargücüyle direniyor. Terör sorununun çözümüyle ilgili bir tıkanıklık kendini göstermeye başladı. Türkiye 15 Eylül'de yeniden eylemler beklerken PKK ve sivil uzantıları da nedense peş peşe eylem kararları almaya başladılar. PKK'nın Kandil tayfası durmadan tarih vererek Türkiye'yi tehdit ediyor.
İşte böyle bir dönemde tüm Türkiye'yi eylem alanına çevirmek bunu yapana ne kazandıracak sorusu orta yerde duruyor.
Bu soruya bir cevap veren olmazsa ben kendi hesabıma bir cevap hazırladım: Eylül'de veya bir başka ayda, yerel seçimlere altı ay, genel seçimlere bir yıl kalmışken, Türkiye'yi eylem alanına çevirmek en basit tabirle bir tür hainliktir ve ülkemizin demokratik karakterini ortadan kaldırmaya dönük bir suikasttir.
Bu ülkenin güvenlik güçleri de bu ihanete müstehak oldukları şekilde karşılık vermelidir ve de verecektir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.