Ne çekiyorsun be İzmir!
Yazı günlerine tekrar döndük, tabii ki önce AK Parti İl Başkan Yardımcısı Aziz Demir'den başlamak gerekiyor.
Aziz Demir'e bence yılın iletişim ödülü verilmeli, zira dört kelimeyle bir şehrin koca bir ülkenin nasıl ilgi ve dikkat merkezi haline getirilebileceğini gösterdi hepimize.
Aziz Demir'in bu sosyal medya eylemi epeyce fikir verici ve elbette bir analize kapı aralayacak kadar ilham perilerini davet ediyor.
"Ne çektin be İzmir" diye bir twit atıyor. Bir sosyal medya takipçisi bu twit'ten #NeCektinBeİzmir# başlıklı bir "hashtag" açıyor. Bu başlık sanal dünyada kısa sürede bir sel gibi yayılıyor ve "trend topic" oluyor.
Şimdi nedir bu?
Bir sosyal medya kullanım başarısı mı?
Hiç sanmıyorum.
Eminim Aziz Demir de beklemiyordu bu dört kelimenin bu denli ilgi göreceğini.
Ama Aziz Bey'in dokunduğu yer, İzmir'e dair bütün gizlenen gerçeklerin açığa çıkmasını sağlayan bir şifre çözümünü sağladı.
İşin esası şu:
CHP yönetimi İzmir'i batırmıştı.
***
Bu söz sadece bir sosyal medya başarısı değildi tabii ki. Aziz Demir, "Ne çektin be İzmir" derken kasvetli bir şehrin sakini haline gelmiş olan İzmirlilerin tam da kalbine dokunuyordu.
Bu şehir, mahalle baskısından bir türlü ifade edemediği gerçekleri sosyal medya üzerinden, biraz da utangaç bir biçimde itiraf etti.
İzmirliler bu minicik yakınma üzerinden "evet, hal ü pür melalimiz budur" demiş oldular.
"Ne çektin be İzmir"in ortaya çıkardığı bir başka önemli gerçek de şudur:
Aziz Demir'in twit'ine ilgi gösteren sadece İzmirliler değildi, tüm Türkiye sanal alemin "trend topic"i yaptı bu sözü.
Buradan anlaşılıyor ki Türkiye'nin bir İzmir algısı var ve bu algı tek kelimeyle felaket.
Türkiye'nin incisi olarak gördüğü bu muhteşem şehrin yanlış yönetildiği için nasıl süründüğünü görüyor Türk halkı.
Çünkü bu ülkenin insanlarının üçte biri her beş yıllık periyotlarla bu şehre uğruyor, bu şehirde yaşayan akrabalarından İzmir'e dair malumat alabiliyor, iletişim vasıtaları marifetiyle görüyor, İzmir'in nabzını tutabiliyorlar.
***
Sözün özü: Bu devirde kimseyi kandıramazsınız, berberin dediği gibi saçınız önünüze dökülür.
İşte Aziz Demir, İzmirlilerin kalbindekileri bütün Türkiye'ye taşıdı ve bütün Türkiye İzmir'le ilgili algısını gösterdi.
Bu sözün twitter'a düşmesinin üzerinden daha iki gün geçmişken İzmir sular altında kaldı.
"Ne çektin be İzmir" sözü kendiliğinden bu şehrin talihsizliğinin mottosu haline geliverdi.
Neyse ki çekenlerin ve çektirenlerin hesap günü yaklaşıyor.
Demokrasi mahkemesi en adil mahkemedir!
Aziz Demir'e bence yılın iletişim ödülü verilmeli, zira dört kelimeyle bir şehrin koca bir ülkenin nasıl ilgi ve dikkat merkezi haline getirilebileceğini gösterdi hepimize.
Aziz Demir'in bu sosyal medya eylemi epeyce fikir verici ve elbette bir analize kapı aralayacak kadar ilham perilerini davet ediyor.
"Ne çektin be İzmir" diye bir twit atıyor. Bir sosyal medya takipçisi bu twit'ten #NeCektinBeİzmir# başlıklı bir "hashtag" açıyor. Bu başlık sanal dünyada kısa sürede bir sel gibi yayılıyor ve "trend topic" oluyor.
Şimdi nedir bu?
Bir sosyal medya kullanım başarısı mı?
Hiç sanmıyorum.
Eminim Aziz Demir de beklemiyordu bu dört kelimenin bu denli ilgi göreceğini.
Ama Aziz Bey'in dokunduğu yer, İzmir'e dair bütün gizlenen gerçeklerin açığa çıkmasını sağlayan bir şifre çözümünü sağladı.
İşin esası şu:
CHP yönetimi İzmir'i batırmıştı.
***
Bu söz sadece bir sosyal medya başarısı değildi tabii ki. Aziz Demir, "Ne çektin be İzmir" derken kasvetli bir şehrin sakini haline gelmiş olan İzmirlilerin tam da kalbine dokunuyordu.
Bu şehir, mahalle baskısından bir türlü ifade edemediği gerçekleri sosyal medya üzerinden, biraz da utangaç bir biçimde itiraf etti.
İzmirliler bu minicik yakınma üzerinden "evet, hal ü pür melalimiz budur" demiş oldular.
"Ne çektin be İzmir"in ortaya çıkardığı bir başka önemli gerçek de şudur:
Aziz Demir'in twit'ine ilgi gösteren sadece İzmirliler değildi, tüm Türkiye sanal alemin "trend topic"i yaptı bu sözü.
Buradan anlaşılıyor ki Türkiye'nin bir İzmir algısı var ve bu algı tek kelimeyle felaket.
Türkiye'nin incisi olarak gördüğü bu muhteşem şehrin yanlış yönetildiği için nasıl süründüğünü görüyor Türk halkı.
Çünkü bu ülkenin insanlarının üçte biri her beş yıllık periyotlarla bu şehre uğruyor, bu şehirde yaşayan akrabalarından İzmir'e dair malumat alabiliyor, iletişim vasıtaları marifetiyle görüyor, İzmir'in nabzını tutabiliyorlar.
***
Sözün özü: Bu devirde kimseyi kandıramazsınız, berberin dediği gibi saçınız önünüze dökülür.
İşte Aziz Demir, İzmirlilerin kalbindekileri bütün Türkiye'ye taşıdı ve bütün Türkiye İzmir'le ilgili algısını gösterdi.
Bu sözün twitter'a düşmesinin üzerinden daha iki gün geçmişken İzmir sular altında kaldı.
"Ne çektin be İzmir" sözü kendiliğinden bu şehrin talihsizliğinin mottosu haline geliverdi.
Neyse ki çekenlerin ve çektirenlerin hesap günü yaklaşıyor.
Demokrasi mahkemesi en adil mahkemedir!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.