Mehmet Demirci

Musiki birleştiricidir

Rakım Elkutlu'dan söz ederken, Musevi sanatkar Santo Şikari'den 10 yıl ders aldı, demiştik. R. Elkutlu bir din görevlisi. İzmir'in en büyük mabedi olan Hisar Camii'nin imamıydı. Ve bir Musevi sanatkardan musiki öğrendi.
Osmanlı devleti çok uluslu, çok kültürlü ve çok dinli bir yapıya sahipti. Bu İmparatorluk altı asır yaşadı. Bu uzun ömrü, farklı kültür ve dinlere karşı gösterdiği anlayış ve toleransa borçludur. Bu, çok değerli bir beraber yaşama tecrübesidir.
Cumhuriyetle birlikte, mübadele ile bu topraklarda yaşayan Rumlarla Balkanlardaki Türkler yer değiştirdi. O gün için belki bu, zorunlu idi. Öteki azınlıkların her biri bir yere savruldu.

SANATIN GÜCÜ

Sanat, hele musiki tartışılmaz bir güce sahiptir. Musikinin sınırları aşan esrarlı bir büyüsü vardır. Türk, Arap, Ermeni, Rum, Musevi bütün Ortadoğu halklarının ortak tınılardan hoşlandığı bir gerçektir.
Azınlıklarla aramızdaki en büyük kültür bağı musiki alanında olmuştur. Sanat ve piyasa musikimize katkısı olan pek çok gayr-ı Müslim vatandaşımız vardır. İcrakar ve besteci olarak Ermeni, Rum ve Musevi çok sayıda üstad yetişmiştir.
Toplum içindeki anlayış ve hoşgörü yüksek seviyede idi. Öyle ki, dini bir kurum sayılan Mevlevihane'de bir gayr-ı Müslim ayin okuyabilmiştir. Mevlevihane çevreleri o günlerin Türk musikisi konservatuarları demekti. Buralarda Müslüman ve gayr-ı müslim, karşılıklı olarak birbirinin hocası ve öğrencisi olmuştur. Bursa'da hafızlar güzel sesli bir Ermeni genç Bimen Şen'in icrasını dinlemek için kiliseye devam etmişlerdir.
Evet sanat birleştiricidir, yaklaştırıcıdır. Zaman zaman hüzünlü röportajlar okuruz: Amerika'da, Brezilya'da vaktiyle oralara savrulup gitmiş eski bir Osmanlı vatandaşı Ermeninin veya çocuklarının hikayesini anlatırlar. Onların hala Türk müziğine aşkla bağlılıklarını, udlarını tıngırdattıklarını görürüz.
GAYR-I MÜSLİMLER
Leon Hancıyan (1857 -1947) Ermeni asıllı bestekar, hanende, kilise mugannisi, sazende ve musiki hocası. Musikide ilk derslerini Papaz Kapriyel'den aldı. Ayrıca Zekai Dede, Mutafzade ve Yağlıkçızade'den ders aldı.
Hancıyan, uzun yıllar İstanbul'daki Ermeni kiliselerinde başmuganni olarak görev yaptı. Bizim güzel sanat okullarımız olan Darülbedayi ile Darülelhan'ın kurucuları arasında yer aldı. Çeşitli musiki kurumlarında öğretmenlik yaptı. Lem'i Atlı, Refik Fersan ve Subhi Ziya Özbekkan'ın da hocasıydı.
Nikoğos Ağa (1830-1890) bir Ermeni sanatkar. Dini Türk musikisine büyük ilgi duydu. Birçok ayin, na't ve diğer formdaki dini eserler meşk etti. Bunları icra için Mevlevihanelere devam etti. Yenikapı Mevlevihanesi şeyhlerinden Mehmed Celaleddin Dede, Nikoğos Ağa'nın öğrencilerindendir.
Bir gayr-ı Müslim gelip Mevlevihane şeyhinden musiki dersi alabiliyor. Mevlevi de gidip gayr-ı Müslim bir üstattan musiki meşk ediyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.