Mehmet Demirci

Manisa günleri

Manisa'ya ilk gelişim 1970 sonbaharına rastlar. O zaman İzmir-Manisa yolu tek şeritliydi. Gürültülü ve eski model araçlarla virajlı ve bozuk zeminde yapılan yolculuk beni çok sarsar ve yorardı.
Türkiye'nin gelişmesine paralel olarak yol ve otobüs kalitesi gittikçe arttı. Özellikle son yıllardaki bölünmüş yol yapımı politikası, en çok İzmir-Manisa yoluna yaradı. Devletimizin ekonomik gücü ile, zor tabiat şartlarına rağmen bu güzergahta kaliteli bir asfalt şebekesi yapıldı. Mesafe kısaldı, geliş gidiş kolaylaştı.
Şimdi de Sabuncubeli Tüneli açılıyor, böylece süre daha da kısalacak. Son yağan karlar ve buzlanma tünelin ne kadar lüzumlu olduğunu gösterdi. İnşallah kısa zamanda tamamlanır.
Gelişen sanayisi ve Celal Bayar Üniversitesi ile Manisa tam bir cazibe merkezi oldu. İzmir'de oturup da işi gereği Manisa'ya gidip gelen pek çok insanımız var.
***
İlk gelişimden itibaren Manisa'yı hep sevdim. Şehir; tabiatı, tarihi dokusu, manevi atmosferi ve güzel insanları ile dikkat çeker. Evliya Çelebi'nin ifadesiyle: "Eski taht şehri olduğundan halkı gayet söz anlar, sohbet ehli insanları ve şairleri çoktur. Şehir halkı gayet temiz ve zarif olduklarından çarşı ve sokaklarını daima temizleyip sularlar."
Eski Manisa'da ve merkezdeki mahallelerde bu güzelliğin devam ettiği söylenebilir. Yeni açılan geniş yollar ve çok katlı binalarla Manisa modern bir görünüm almaya başlamıştır. Buna rağmen büyük şehirlerin telaş ve dağdağasından uzak sayılır. Geleneksel dinginliğini ve Anadolu özelliğini muhafaza ediyor. O yüzden burada yaşamak, mesela İzmir'e göre daha rahat ve kolaydır.
Sempozyum, panel ve konferanslar için Manisa'ya defalarca geldim. Özellikle Manisa Mevlevihanesi'nde çok zevkli programlar yaptık. Burası Celal Bayar Üniversitesi Manisa Yöresi Türk Tarih ve Kültürünü Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin mekanıdır. Kurucu müdürü Manisa'nın has evladı rahmetli Emrehan Küey'dir. Ondan sonra Ünal Şenel'in yönetiminde güzel faaliyetlere sahne oldu.
***
İlk zamanlarda gelip gittikçe, emeklilikten sonra bu ruhaniyetli şehre, Manisa'ya yerleşmeyi hayal ederdim, kısmet olmadı. Bu defa küçük oğlumun memuriyeti dolayısıyla bir süreliğine Manisa'da ikamet etme durumu doğdu.
Üç yıl evvel bu köşedeki ilk yazımda şöyle demiştim: "Milletimiz sahip olduğu dini, tasavvuf üslubu içinde benimsemiştir. Mevlana'lar, Hacı Bektaş'lar, Yunus Emre'ler bizim gönül dünyamızın önderleridir. Anadolu ve Balkanların manevi hamurunu bu tür insanlar yoğurdu. İzmir ve çevresinde de bu düşüncenin mensupları vardı. Bu büyük zincirin İzmir yöresine ait halkaları elbette olacaktır. İşte bu sütunda onlardan bahsetmeye çalışacağız."
Bu defa aynı şeyi Manisa için düşünüyorum. Burada daha çok malzeme olduğu muhakkak. Güncel konular araya girmedikçe, Manisa'nın manevi kültürüne dair yazmayı düşünüyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.