Mehmet Demirci

MERYEM ANA-2

Hz. İsa'yı babasız olarak dünyaya getiren Meryem hakkında, Hristiyan mezhepleri farklı görüşlere sahiptir. Meryem Ana'ya Müslümanlar da büyük saygı duyar.
Kur'an-ı Kerim'de "Meryem" ismi birçok yerde geçer ve iffet simgesi olarak yüceltilir.
Hz. Meryem'in kaç yıl yaşadığı ve nerede öldüğü, nereye gömüldüğü konuları tartışmalı konulardır. İsa çarmıhta iken annesini havarilerinden Yuhanna'ya emanet etti, o ikisi birlikte Kudüs'te ikamet ettiler.
Meryem'in Hz. İsa'dan sonraki hayatı hakkında bilgi yoktur.
Çoğunluğun görüşü Meryem'in Kudüs'te vefat ettiği ve kabrinin orada olduğu şeklindedir. Daha sonra Yuhanna Efes'e gelir.
Hz. Meryem'in Efes'te öldüğünü söyleyenler de vardır ancak genel kanaate göre, hamisi Yuhanna'nın Efes'e gidişi, Hz. Meryem'in ölümünden sonradır. Havarilerden en çok yaşayanı ve Meryem'in vefatına şahit olabilecek yegane kişi olmasına rağmen Yuhanna, İncil'inde ve Yeni Ahid içindeki mektuplarında Meryem'in İsa'dan sonraki hayatına dair hiçbir bilgi vermez.
Arkeologlara göre Selçuk Bülbül dağında bugünkü Meryem Ana Evi, 13. yüzyıldan kalmadır, böyle bir yapı 4. asırdan öncesine ait olamaz.

RÜYA

Meryem Ana'nın kabrinin burada bulunduğu iddiası, Anna Katharina (ö. 1824) adlı bir kadının rüyasına dayandırılır.
Kendisi şifasız bir hastalıkla yatalak vaziyette bir köylü Alman kadınıdır.
19. asrın başlarında çıkan bu şayia yayılınca, başlangıçta Kilise tarafından reddedildi.
Tarihi delillere ve yaygın inanışa uygun düşmemekle birlikte, Alman kadının iddiası bazı kilise çevrelerini harekete geçirdi.
Bülbül dağındaki ev ve çevresindeki 919 dönümlük arazi bir Fransız rahip adına satın alındı, 1951'de Panaya Kapulu Derneği'ne (Meryem Ana Evi Derneği) hibe edildi, Meryem Ana Evi olarak tanıtıldı.
Gerçekte bu ev, çeşitli yerlerde Meryem Ana'ya ithaf edilen yüzlerce evden biridir. Nihayet 1967'de Papa VI. Paul burayı ziyaret ederek "Kutsal Hac Yeri" ilan etti.

AYVERDİ'LERİN İTİRAZI

Bu konu 1950'li yıllarda Türkiye gündemine gelince Ekrem Hakkı Ayverdi (1899- 1984) feryad eden bir makale yazdı. Efes'in "Selçuk" ismini unutturacağını dile getirdi. 15 asır boyunca Meryem Ana'nın burada olduğunu Hristiyan dünyasından kimsenin söylemediğini belirtti.
Ayverdi'ye göre bütün hikaye bir rüyaya dayanır. Tarihi bilgilerce ve başka mezhepteki Hristiyanlarca kabul görmemesine rağmen, Meryem'in Selçuk'a geldiği peşin bir gerçekmiş gibi ileri sürüldü. Turizm uğruna bizim bunu teşvik etmemiz çok hazindir. (E.H. Ayverdi, Makaleler).
Samiha Ayverdi (1905-1993) ise bu konuda 1957 tarihli bir yazısında şöyle der: "Kahramanları, şehitleri, erleri, erenleri ve sayıya gelmez uluları ile her karış toprağı kaplayacak kadar zengin ve şanlı bir tarihi olan bu vatan sathında mukaddes makamlar lazımsa, bunların yabancılardan değil, kendi muhteşem mazimizden seçilmesi icap eder."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.