Mehmet Demirci

Bir hidayet öyküsü

Ayşe Şasa 1941yılında zengin bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Daha anne şefkatini ve sıcaklığını tam hissetmeden bir Yahudi mürebbiyenin (çocuk bakıcısı) eline teslim edildi.

Ailesi modern zihniyete sahip olup kızlarının mükemmel bir Batılı olarak yetişmesini istiyordu. Tanzimat kalıntısı bir alafrangalık yaşayan aile, bu amaçla küçük Ayşe'yi tamamen yabancı mürebbiyelere teslim etti. Onlar da çocuğu çok katı bir disiplin içinde yetiştirip, Müslüman-Türk değerlerinden tamamen koparttılar. Noel, Paskalya gibi vesilelerle düzenlenen törenlere, hatta kiliseye gördüler. Disiplin uğruna dayak ve işkenceye bile başvurdular.

Ayşe 12 yaşında mürebbiyelerden kurtuldu, ardından Amerikalıların kurduğu Arnavutköy Kız Koleji'ne kaydedildi. Buradaki hocaların telkiniyle Sartr, Camus, Kafka gibi yazarları okudu. Bunların etkisiyle müthiş bir karamsarlık ve nihilizme, aileye, geleneğe, her türlü değere düşman olan bir noktaya savruldu.

ŞİZOFRENİ

Ayşe Şasa gitgide derinleşen bir nevroza girdi. 18 yaşında iken aykırı bir yol tutmaya karar verdi, sinema sanatıyla alakalanmaya başladı. Ailesi ise özel hocalar tutarak onun çok sesli müzikle, bale ve resimle ilgilenmesini istiyor, Türk sinemasını hor görüyordu. Bu sırada Şasa rejisör asistanlığı yaptı, film senaryoları yazdı.

Türk sineması o yıllarda sol zihniyetin tekelindeydi. Kemal Tahir'le tanıştı, onun etkisiyle yerli ve köklü geleneğin peşine düştüyse de bunda da Marksist ve materyalist bir yaklaşım vardı.

Kafası allak bullaktı, 28 yaşında şizofreniye yakalandı. Bu korkunç hastalıkla 18 yıl boğuştu, tamamen evine kapandı. Sürekli bir hesaplaşma içindeydi.

FUSUS'LA AÇILAN PENCERE

1980'de yurt dışından İbni Arabi'nin Fususu'l-Hıkem kitabını getirtti, nefis bir İngilizce çeviriydi. Eseri defalarca okudu, adeta çarpıldı, oradaki metafizik onu büyüledi. Bu sırada Müslüman münevverlerle tanıştı. Dergah dergisinde sinema yazıları yazmaya başladı. Doktorların hayret dolu bakışları altında şizofreniyi yendi. Hızlı bir şekilde iyileşme sürecine girdi.

2014'te vefat eden Ayşe Şasa'nın Yeşilçam Günlüğü, Delilik Ülkesinden Notlar, Bir Ruh Macerası ve Şebek adlı kitapları vardır.

KURTULUŞ TASAVVUFTA

Ayşe Şasa son derece bunalımlı, fikir çilesi çekmiş, derin ruhi buhranlar yaşamış bir entelektüeldir. Bunalımlardan ve ruhi azaplardan kurtulmasında tasavvuf inanışının başlıca role sahip olduğu görülür.

Önce Fusus ile İbni Arabi düşüncesini tanıdı. Bu, işin teorik ve metafizik yönüdür. Ardından merhum Mahmur Esat Coşan, Ayşe Saşa'yla görüşmeksizin, Özkul Eren aracılığı ile ona zikir dersi gönderir. Daha sonraları Karagümrük Cerrahi Tekkesi'ne intisap eder.

Kendisi şöyle diyecektir: "Zikrin, namazın, duanın; modern tıbbın hiçbir şekilde nüfuz edemeyeceği mucizevi şifa etkileri olduğunu anladım." Uzun tecrübeler sonucu bu görüşe varmıştır.

Bu bilgileri aldığım kitap: "Hayret Perdesini Temaşa", hazırlayan, Serdar Arslan, İnsan yayınları.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.