Yerli ve milli olmak-2

Felsefe profesörü Ahmet İnam'la yapılan söyleşiden yaptığım özetlere devam ediyorum. (bkz. youtube. com/watch?v=1Th-bGvp67k) Ahmet İnam şöyle der: Avrupa ve Amerika üniversitelerine gidip felsefe çalışanların çoğu, o ülkelerin kendi kültürleri, kendi dünya görüşleri, hayat anlayışları açısından felsefeyle bağlantı kurmuş olurlar.
Yabancı ülkelerde felsefe öğrenip gelmiş birçok meslektaşlarımız, felsefeyi orada nasıl öğrenmişse öyle bir şey zannediyorlar.
Almanya'da okumuşsa, kendini Alman sanıyor ve burada onu okutuyor.
Ben bunu "Bayilik" diye nitelerim. Bizim bayilik yapma durumumuz yok artık.
Devam eder: Ayrıca bizim yırt dışına giden öğrencilerimiz -hatta benim hocalarımfelsefeyi matematik veya fizik gibi bir şey sanıyorlar. Matematiğin İngiliz'i, Japon'u, Arab'ı olmaz. Ama felsefe öyle değildir.
BİZİM FELSEFEMİZ
"Bizim felsefe ile anlatılacak, kendi hayatımıza dair hikayelerimiz var.
Edebiyatla anlatılacak hikayelerimizin bir kısmı belki Batıya ulaşıyor olabilir, ondan da çok emin değilim. Çünkü Nobel verdikleri yazarımızın (Orhan Pamuk) aleyhine konuşmak istemem ama ne kadar buralıdır ondan emin değilim.
O da burayla ilgili olan birisi ama benim onun bakışını paylaşacak bir durumum yok." "Ben kendime mahsus olan, çocukluğumun geçtiği Anadolu topraklarından, Yunus'tan, türkülerden, şarkılardan, bu ülkenin farklı insanlarından, hani 'yurdum insanı' diye karikatürize edilen, çok tuhaf davranışları var gibi gözüken ama içlerinde henüz yeterince dillendirilmemiş derinlikler, genişlikler, yükseklikler ve güzellikler taşıyan insanımı anlatabileceğini düşünmüş ve bu serüvene başlamışımdır."
GÖNÜL
Ahmet İnam'ın kitaplarından bir kısmı şunlardır: Keşiş Cinler ve Tanıklar, Bilimin Bin Bir Yüzü, Ahlakın Soykütüğü, Hıyaran, Dünya Gönülden Gönüle, Mutsuzluk Ahlaksızlıktır, Yaşamla Yoğrulmuş Bilgi, Düşten Düşünceye. İnam, gönül ve can kavramları üzerinde çok durur. Kitaplarından birinin adı "Candan Gönüle"dir. Bu konudaki soruyu şöyle cevaplar: Bundan çeyrek asır önce başlamış bir hikayedir gönül felsefesi. Burada gönlü çok mistik anlamda almamak gerekir. Benim bu "gönül, can" kavramından çıkarak tasavvufla bir bağlantım olduğunu söyleyen arkadaşlarım var. Elbette tasavvufun mana ve lezzetine sahibim. Ama ben tasavvufu (pratik olarak) yaşayan biri değilim. Ben kendime mahsus bir insan olduğumu düşünüyorum.
Belki benim hayatımdaki çelişkiler ondan geliyor. Ben bundan memnunum.

***

"Çok farklı inançtan ve görüşten kimselerle arkadaş oldum. Nihayetinde insanız. Ama Batının Hümanizmi anlamında söylemiyorum. Çünkü Batı ikiyüzlü.
Tarihte ve şimdi güç sahibi olup da riyakar olmayan kimse çok azdır.
Gücün esiri olduğunuz zaman büyük tehlike başlıyor. Güç sizi yönetmeyecek, siz gücü yöneteceksiniz. Yüksek insani değerleriniz olacak. Sizden olmayanı da kuşatan değerleriniz olacak."