Nil Kuyumcu

Kadınsan bakanlık bile zor!

Dünyanın neresinde olursa olsun...
Bir kadın, üst düzey göreve getirildiğinde şaşırıyorsun, seviniyorsun, mutlu oluyorsun, gururlanıyorsun...
Dün kabinede değişik yapıldı...
Ama en çok dikkat çeken isim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu oldu...

***
Tam 26 yıllık aranın ardından ...
İmren Aykut'tan sonra, aynı koltukta ikinci kadın bakan...

***
Şimdi gözler en çok da bu bakanlığa çevrilecek...
Çünkü kadınların yaptıkları daha çok mercek altına alınır...
"Başarısızlıkları" daha çok dikkat çeker!
Başarıları daha az alkışlanır!

***
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bir kadının getirilmesi "yakıştırılır"...
İşin içinde "aile" varsa, orada bir "kadının" görev alması daha uygun görülür!
Ama Çalışma Bakanlığı gibi, toplumun neredeyse tamamını ilgilendiren bir göreve kadının getirilmesi, bazılarını şaşırtır!

***
Şaşıracaklar!
Açık arayacaklar!
"Bakalım neler yapacakmış" diyecekler!
Bekleyecekler!
Off eğer bir "kadın bakan" hata yaparsa sevinecekler!

***
Çünkü kadınlar, iş hayatının sadece zorluklarıyla mücadele vermiyor...
Bir de önüne "bile isteye" çıkarılan "engellerin" üzerinden atlamaya çalışıyor...
Hele ki "erkek" egemen bir sektörde çalışıyorsan ya da "erkeklerin yıllardır adeta işgal ettiği" bir alanda kendine yer açmak için çabalıyorsan, işin daha da zorlaşıyor...

***
Yok hiç öyle feministlik falan yapmıyorum...
Olayı da abartmıyorum...

***
En çok da "hala" ve "ısrarla" şu sorun yaşanıyor:
"Bir kadından emir/talimat almak" Egolar devreye giriyor...
Ataerkil toplum "Ben buradayım, hiçbir yere gitmedim" diye sesleniyor...

***
Kadınların işi zor!
Politikada daha da zor...

***
Ne yapalım?
Zorluklar, yenilmek değil yenmek içindir!
Gerek iş, gerekse siyaset hayatında kadınların sayısı arttıkça "yenmek" de kolaylaşacaktır...
KOMŞU SEN NİYE GELMİYORSUN?
Bugünlerde turizmcilerimizin fazla üzerine gittik!
"Sizi direkt aldatıp, tatilde Komşu'ya kaçacağız" dedik...

***
Elbette her cümlemin arkasındayım...
Ve son dakika değişikliği yapmazsam, (ki yapabilirim, kendimi çok yakından tanıyorum!) sahiden tatilde Yunanistan'a kaçmayı planlıyorum...
Fakat!
Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Timur Bayındır'ın açıklamasına göre, bizim güle oynaya gittiğimiz komşu, bize gelmiyormuş!

***
Rakamlar ortada...
Yunanistan, her yıl 1 milyon Türk turist ağırlıyor...
Buna karşılık, Türkiye'ye gelen Yunan turist sayısı 500 bini bile bulmuyor...

***
Bu durumda ne diyelim?
Komşu, iade-i ziyaret en bilinen gelenektir!
Gelene gidilir...
Hatta kapıda uğurlanırken, "Bu kez sıra sizde" denir...
Öyle değil mi ama?
Komşu'ya bu kaprisi yapabiliriz...
"Sen niye gelmiyorsun?" diyebiliriz...
"Her şey karşılıklı" diye aba altından sopa gösterebiliriz!

***
Ama işte "minnak" bir sorun yine karşımıza çıkıyor...
"Kendi ülkemizde daha ucuz tatil yapacakken, size niye gelelim?
Dostluk da bir yere kadar. Bizde para yok Komşi. Ekonomi battı" derse ne cevap vereceğiz?
Eeee ne oldu şimdi?
Döndük mü başa!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.