Şebnem Bursalı

O'nun gözleri

Bir resimden söz edeceğim bugün size.
Atatürk'ün bir resminden. Bir balkon demirine dayanmış, mavi gözleriyle gök yüzüne bakıyor. Bu resme her an, her gün bıkmadan bakıyorum.
Ve her bakışımda hayretler içerisinde kalıyorum.
Tam 73 yıl önce ebedi aleme intikal etmiş ve kendi deyişiyle
"naçiz vücudu toprak olmuş" bir adam, bir resim üzerinden nasıl olur da zamanı ve mekanı anlamsız hale getiren böyle bakış fırlatabilir?
Ve o bakışlar nasıl olur da, her defasında bizim iç dünyamızı böylesine
esir alabilir?
Bir radar gibi ufku tarıyor gözleri o resimde. Ne yaptığını, nereye
baktığını 73 yıl sonra bugün bile bilebiliyorsunuz.
Koskoca bir millete emanet edilmiş bakışlar çünkü onlar.
O bakışlar kişisel bakışlar değildi. Ülkesi ve insanları
için ufukta güvenli bir yer arıyordu. O yeri de bulmuştu. Güzel mavi gözlerine sinmiş olan huzurdan bunu anlıyoruz.
Neresiydi o yer?
* * *
Geriliğin her türünden kurtulmuş bir vatandı her şeyden önce. Bağımsız, onurlu bir ülke. İlerlemiş, "muassır medeniyetin üzerine çıkmış" bir ulus. Teba olmanın hakirliğinden vatandaş olmanın kudretine erişmiş
bir toplum. Kendi kaderine kendisi hükmeden bireyler.
Ve kadın...
Türk kadının onurlu makamı var o bakışlarda ve bakışların gösterdiği
hedefte. Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verildiği tarih 1934'tür. Batılı devletlerin bir çoğundan onlarca yıl önce yani. Yüreğimizi delip geçen o çelik mavisi bakışlardaki değiştirme ve dönüştürme gücünün kanıtıdır Türk kadını için yaptıkları.
Ona minnettarız!
Ve o bakışlar...
Onun gözlerinden yayılan ışık...
Yolumuzu sonsuza kadar aydınlatacak, biliyorum.
Onun bizler için ufukta gördüğü hedeflere tek tek ulaşacağız.
Türkiye uygar dünyanın onurlu bir parçası olarak kalacaktır. İnsanları
her zaman özgür olacaktır.
Ve onun ilkelerinden ve hedeflerinden bizi koparmak isteyenler hangi düşüncenin sahibi olurlarsa olsunlar, karşılarında koskoca bir millet bulacaklardır.
Elbette her zaman Ata'mızın istediği gibi uyanık olalım.
Ama onun emanetinin, onun bize kazandırdıklarının ve onun fikirlerinin ağır bir tehdit altında olduğu kuşkularının da gereğinden fazla esiri olmayalım.
İçimize bir kurt düştüğü zaman, Atatürk nesli olarak, şu basit soruyu
soruverelim kendimize: Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk 1938'de
mi daha güçlüydü 2011'de mi daha güçlü?
Elbette 2011'de daha güçlü.
2090'da, 3050'de daha güçlü olacak.
Ve gelecek nesiller onun baktığı yere ulaşmanın onuru ile o resmine
yeniden bakacaklar ve yeni hedefler yeni ufuklar görecekler.
Çünkü Atatürk bir yenilenmedir.
Her daim var olmaktır. Ölümsüzlüktür.
Minnetle anıyoruz onu. Ve gururlu gözyaşlarımızla bakıyoruz o resme.
Özlüyoruz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.